Bizim oralarda, yalan mundar, önceleri büyüklerimiz, Gazi Paşamızı, Ismet Paşamızi, ordu babası Fevzi Paşamızı ve de bütün kalpaklı takımını, din düşmanı, domuz Ittihatçı gâvuru bellediydik, Heyvah, farmason-bolşevik eline düşüldü. Din iman, irz namus ayak altında kaldı,' diyerekten gizliden dövünmekteydik.” “Meğer?" “Meğerse dini bütün Müslümanlarmış ki, Osmanlıya müftù olacak bir Müslümanlar... Gâvur zagonu getirdi bunlar, Lozan'dan, gâvurun yedi dediği yerde bunlar yetmiş aldı geldi, diyen kendini bilmezlere hiç aldırmayacaksın. Çünkü aslında zagona bakılmaz, paraya bakılır. Biri geçti Osmanlı tahtina oturdu mu, Türk keseden gözünü ayırmayacak... Paracıklar girmekte mi, çıkmakta mı? Bunun helalı haramı yok! Çünkü haramsa günahı hükumatımızın boynunadır. Evet, gayetle yararlı bir gidişattır bu Cumhuriyet gidişatımız! Hep mi Osmanoğlu otursundu canım? 'Bozulalım da gerisin geri yeni baştan düzelelim,' denilmiştir."
Sayfa 146 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Filistin, İslâm dünyası için cami avlusunda bulunmuş bir bebek gibi adeta. Tamamen terk edilmiyor, ama eve alınıp öz evlat gibi de bakılmıyor. Belli zamanlarda dile dolanan, hamasi nutukların içinde adı bol bol geçen, ancak bir türlü rekabet ve düşmanlıklara meze olmaktan kurtulmayan bir konu Filistin.
Sayfa 141 - AşinaKitabı okudu
Reklam
Birincisi o incecik, o dal gibi kız. Şimdi galiba bir tüccar karısı. Ne kadar şişmanlamıştır kimbilir. Ama yine de görmeyi çok isterim, Kolay mı? ilk gözağrısı. ………………… çıkar ………………. dururduk mahallede ……………………. halde ……..adlarımız yan yana yazılırdı duvarlara ………………… yangın yerlerinde. Üçüncüsü Münevver Abla, benden büyük Yazıp yazıp
İstiklal Caddesi
Yeryüzünde böyle bir yer daha var mıdır bilmiyorum? Müzik marketlerden caddeye yayılan arabesk, protest, jazz, pop, metal, klasik müzik, Türk müziği, klasik Türk müziği, türkü ve sınıflandırılamamış ne kadar şarkı varsa kulağınızı tırmalardı. Parfüm, ter, yemek ve çiçek kokulan arasında keyifle, kederle, aceleyle, dalgınlıkla, pervasızca, çapkınca, tek başına, topluca yürürdü insanlar. Çok kollu, çok dallı büyük bir ırmağa benzeyen bu muhteşem cadde, papazı, fahişesi, cami hocası, pezevengi, hahamı, Alevî dedesi, bankacısı, işportacısı, öğrencisi, öğretmeni, tinercisi, dönercisi, dekoratörü, evsizi, midye satıcısı, esrar satıcısı, kanun kaçağı, Anadolu kaçağı, Avrupa kaçağı, Amerika kaçağı, Afrika kaçağı, yani yaşam kaçağı, beyazı, karası, sarısı, kızılı yani insan görünümünde olan kim varsa, hepsini, herkesi sorgusuz sualsiz kucaklamıştı.
Laiklik Atatürkçülüğün önemli ilkelerindendir. Atatürkçülüğün en az laiklik kadar önemli ilkeleri de var. Türk diline, eğitimine, tarihine önem verilmeli, geliştirilmeli ki, Türk adı tarihte yaşasın. Atatürkçüyüz deyip tam tersini yapıyorlar.
Sayfa 170Kitabı okudu
Filistin, İslâm dünyası için cami avlusunda bulunmuş bir bebek gibi adeta. Tamamen terk edilemiyor, ama eve alınıp öz evlat gibi de bakılamıyor. Belli zamanlarda dile dolanan, hamasi nutukların içinde adı bol bol geçen, ancak bir türlü rekabet ve düşmanlıklara meze olmaktan kurtulamayan bir konu Filistin.
Sayfa 141Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 161 ile 170 arasındakiler gösteriliyor.