71 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Melankolimm '
Riveria kıyısındaki küçük  bir pansiyonda akşam üzeri çıkan tartışma bize bir kadının yaşamında yirmi dört saatte ne kadar buhran, üzüntü ve hayal kırıklığına uğradığını aynı zamanda da olmadık bir aşka tutulduğunu anlatıyor. Tartışma pansiyondaki bir kadının çocuklarını ve eşini bırakıp daha üç gündür tanıdığı bir adamla kaçması üzerine cereyan ediyor. Olayı anlatan ve kadını haklı bulan kahramanımızın diğer arkadaşları onunla tamamen zıt fikirdeler. Ama bi kişi hariç Mrs. C.  Yaşlı kadın 40'lı yaşlarındayken başından buna benzer bi olay geçtiği için hem kadına hem de kahramanımıza hak verse de bunu dışarı yansıtamıyor. Ta ki tartışmadan sonra aralarında dostane bi yakınlık olan kahramanımızın bi kaç gün içinde gideceğini öğrenene kadar. Kahramanımızı odasına çağırıp hikayeyi anlatmanın kendini rahatlatacağını düşünen Mrs. C. kahramanımızı odasına çağırıyor. Bundan sonrasını biraz zor da olsa Mrs. C. anlatımıyla öğreniyoruz. Mrs. C. bir gün kendini rahmetli kocasıyla her zaman gittikleri Monte Carlo'daki bir kumarhanede buluyor. Oyun oynamak yerine bi köşede otururken   rahmetli kocasının öğrettiği el oyununu oynamak aklına geliyor. Tam da bu sırada ilgisini sadece bi çift el çekiyor. Tutku dolu, hırslı ve duygularını gizlemeyen bi çift el ... İşte hikaye de bundan sonra başlıyor. Yazarımız Mrs. C'nin yaşadığı hayal kırıklığını, kafa karışıklığını ve ruhsal durumunu çok iyi anlatmış. Gerisi sizde  :) Umarım okuyup beğenirsiniz.
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört SaatStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020128,1bin okunma
152 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Kitap, seksenli yaşlarında bir anneannenin kendisinden uzakta olan genç torununa yazdığı mektuplardan oluşuyor. Torunu, yetişme tarzı ve aralarındaki yaş farkı nedeniyle kendisiyle pek anlaşamadığı için Amerika'ya yerleşiyor ve ayrılırken birbirlerine yazmama konusunda bir anlaşma yapıyorlar. Büyükanne yüreği buruk ve bu anlaşmaya uyarak
Yüreğinin Götürdüğü Yere Git
Yüreğinin Götürdüğü Yere GitSusanna Tamaro · Can Yayınları · 202016,9bin okunma
Reklam
176 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Uzun zamandır merak ettiğim ve hakkında olumlu-olumsuz çok yorum okuduğum İkigai’yi bitirdim. Kitabın hem dilini, hem verdiği enerjiyi hem de uzun bir emek sonucu ortaya konuluşunu sevdim. İkigai temel olarak hayatın amacını keşfetmek anlamına geliyor. Herkesin bir ikigaisi olduğunu, olmayanların ise mutlaka bunu keşfetmeleri gerektiğini savunuyor. Kitap en uzun ömre sahip olma konusunda dünyada ilk sırada gelen Japonlar üzerine yapılan araştırmaları konu edinmiş. 100 yaşın üzerinde olan insanlarla yapılan röportajlar sonucunda birçok istatistik ve kurallar ortaya konulmuş. Aslında amaç uzun yaşamaktan ziyade yaşanan her günün hakkını vermek. Birçok kural ve önerinin yer aldığı listede aslında bilmediğimiz ya da çok zor olan bir şey yok. Ancak genel olarak herkesin buluştuğu ortak paydada; asla emekli olmayın, sevdiklerinizle daha çok zaman geçirin ve öğrenmeyi hiç bırakmayın diyor. Ben kendi adıma kitaptan istifade ettiğimi ve kendi hayatımda da birçoğunu uyguladığımı düşünüyorum. Peki ya sizin ikigainiz nedir? Sizi her sabah yataktan kaldıran güç, yaşama amacınız, tutku ve mutlulukla yaptığınız uğraş nedir?
Ikigai - Japonların Uzun ve Mutlu Yaşam Sırrı
Ikigai - Japonların Uzun ve Mutlu Yaşam SırrıFrancesc Miralles · İndigo Kitap · 202019,2bin okunma
Aslında her fikir yansızdır, ya da öyle olmalıdır; ama insan onu canlandırır, alevlerini ve cinnetlerini yansıtır ona; saflığını yitirmiş, inanca dönüştürülmüş fikir, zaman içindeki yerini alır, bir olay çehresine bürünür: Mantıktan sara hastalığına geçiş tamamlanmış olur... İdeolojiler, doktrinler ve kanlı şakalar böyle doğar. İçgüdüsel olarak
96 syf.
·
Puan vermedi
·
10 saatte okudu
Jane Austen'in Gurur ve Önyargı'sından şehre yeni birinin taşınması üzerine bayan Bennet'in o kişiyi kızları için aday adayı olarak ilan etmesi, Darcy'nin de ortaya çıktığı ve kibrini ilk sergilediği yer olan balo sahnesi kitabın girişini oluşturuyor. Daha sonra Northanger Manastırı, Akıl ve Tutku ve İkna'dan da pasajlarla Jane Austence evlilik kavramı irdelenmiş. Bazen öyle bir şey yazıyor ki ama bu kadar da olmaz ki Jane diyecek gibi oluyorum, sonra çok mantıklı bulduğum bir cümle ile gönlümü alıyor. Acayip bir kadın. Şimdi tüm kitaplarını okumuş biri olarak İkna'yı diğerlerinden ayrı bir yere koydum. Yazacak bir şeyim yok. Sadece şuna bende emin ve ikna oldum. Gerçekten seven bir kalp karşılık bulamasa bile başkasını sevemez. Karşılık bulamadığı, ümit kestiği zaman sevmeye devam eden bir kalp. Yoluna devam eden değil. Sonunda İkna'daki gibi ödülünü de alır, kim bilir. İnsanın sevdiğini ödül olarak görmediği bir dünyada bu söylediğimin pek bir kıymeti olmaz zaten biliyorum. Hesaplar kitaplar işte... Hesapların üzerinde bir hesap, kitapların üzerinde bir kitap olduğunu unutmamak ümidiyle, duasıyla... Eyvallah Jane'ciğim.
Evlilik
EvlilikJane Austen · Can Yayınları · 20201,964 okunma
520 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Sonunda ağlayarak bitirdiğim kitaplardan biri oldu benim için. Tutku mu saplantı mı bilemediğim daha doğrusu karar veremediğim bir karakter oldu Kemal Basmacı. Ama en çok da Füsun'un hislerini, yaşadıklarını merak ettim. Çünkü Füsun her ne kadar dereceye giremese de 1975 İstanbulunda güzellik yarışmasına katılmış ve malesef çocukluğunda filanca amcaların tacizine uğramış, dik duruşlu bir taşra kızı. Roman büyük çoğunlukla Kemal üzerinden ilerliyor, yasadiklari, hissettikleri, hatıra diye topladıkları, Füsun ne hisseder diye düşündükleri... ilk başlarda biraz kızarak okusam da sonraki kısımlarda aşkı için yıllarca büyük bir özveriyle sabredip beklemesi Kemal' e sempati duymama sebep oldu. Aşk üzerine yapılan betimlemeler, karakter çözümlemeleri, Kemal'in Füsun'a olan hasreti, onu her detayina kadar incelemesinin anlatıldığı satırlar, o duygu yoğunluğunu ben de hissettirdi. Zaman zaman tekrara düşülen hatta sıkıldığım bölümleri oldu. Özellikle Çukurcuma'ya git gellerin anlatıldığı bölümlerde. Neden Füsun? diye sormaktan kendimi alamadığım pek çok an oldu. En başından sonuna kadar. Şimdi o müzeyi görmeyi ben de çok istiyorum. Bu aşka daha yakından şahit olmak için, hissetmek için... Kitap sadece aşk üzerine kurulu değil elbette. 1975 yılından 90lı yıllara kadar yaşanan siyasi ve mimari değişimlere de ucundan değinilmiş. Darbeler, nüfusun değişimi, betonlasmadan zaman zaman bahsedilmiş. Okumayı düşünenlere ve benim gibi okumak için geç kalanlara keyifli okumalar dilerim.
Masumiyet Müzesi
Masumiyet Müzesi
Orhan Pamuk
Orhan Pamuk
Masumiyet Müzesi
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202241,9bin okunma
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.