Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
400 syf.
9/10 puan verdi
Amanınnn, noldu şimdi bu kitapta? :O Sanıyor musunuz ki bu kitapta aradığınız cevaplara ulaşıyorsunuz hahaha çok beklersiniz.. O kadar dedim, her ne olursa olsun, kim isterse istesin şu Thomas'a ihanet etmeyin dedim ama nerdee. Ama Brenda'nın hayatımıza girmesine sevindim. Böyle bir distopyada aşk üçgeni olmaz diye düşünürken yazarın bunu yaratması hmm fena olmadı. O kadar çılgınlığın arasında belkide Thomas'ın akıl sağlığını koruması için iyi bir şeydir diye düşünürken sonundan nefret ettim. Teresa ile olduğu gibi Brenda ile de en son kısımda zihinden konuşması nasıl yani dedirtti? Thomas'a gerçekten de üzülüyorum. Bela kitabındaki Nathandan sonra bir de Thomas'ı okuyunca içimin çöktüğünü hissediyorum. Yazık be bunlar çocuk sadece diye bağırmak istiyorum. Ne deneylermiş bir bitmedi. Yazarın yarattığı dünya olağanüstü ama bana birazda sorularıma cevap lazım arkadaşım!. Şimdii sevgili yayınevi hemennnn üçüncü kitabı bize ver ;)
Labirent: Alev Deneyleri
Labirent: Alev DeneyleriJames Dashner · Pegasus Yayınları · 20147,8bin okunma
"Tanrı Bin birinci gece şairi yarattı Bin ikinci gece Cemal'i Bin üçüncü gece şiir okudu tanrı , Başa döndü sonra , Kadını yeniden yarattı." Bu Ülkü Tamer'in ona Cemal Süreya'yı nasıl anlatırsınız sorusuna verdiği cevap. Bunu şair Cemal Süreya'nın ölüm yıldönümü olan 9 Ocak için özel olarak paylaşıyor ve şairi sevgi, saygı ve özlemle anıyorum.
Reklam
"Var olusun sonsuz guzelligi O'dur! O'ndan baska bir sey yoktur." "Bu ufaklik, 'O' ile kimi kastediyor?" diye sordum. "Kendisini kastediyor", diye cevap verdi Kure, "kucuk cocuklarin ve kendilerini baskalarindan ayirt edemeyen cocuksu insanlarin kendilerinden Ucuncu sahis olarak soz ettiklerini daha once fark
463 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
"Geriye bakıp çocukluğumu anımsadığımda, nasıl hayatta kalabildiğime hâlâ şaşarım. " diyor Frank Mccourt... Ne kadar kötü çocukluk geçirebilir ki? Doğduğu günden beri çalışmayan baba, çocukları için endişelenen bir anneye sahip Frank Mccourt. Babası hiç çalışmaz, zar zor bir iş bulur 1 hafta çalışır, haftalığını alır ( çocuklar artık
Angela'nın Külleri
Angela'nın KülleriFrank Mccourt · Epsilon Yayınları · 20083,960 okunma
202 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
-Bu kitabı enfes bir zevkle okumamı itiraf edebilirim.Ve bu kitap bana bazı şeyleri hatırlattı ama onları izah etmeyeceğim.Çünkü,bu bana özel şahsi hatırlatmalar olsa gerek :) Atay’ın, hikâyelerinde kurguladığı kahramanlar aracılığıyla toplumdan kendini soyutlayan, yalnızlaşan ve bunun neticesinde içselleşen problemli insanları anlattığını
Korkuyu Beklerken
Korkuyu BeklerkenOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202226,4bin okunma
İnsanlar görüp duyduklariyla bir insana önyargılı yaklasmak yerine o kişiyi yakından tanımaya çalışsalar keşke. HAYAL GÜNLÜĞÜ III. Murat Han bir gün telaşlı bir şekilde uyanır. Yüzünde düşünceli bir hava vardır. Vezîr-i Âzam Siyavuş Paşa, padişahın bu halini görünce dayanamayıp sorar: - Hayırdır
Reklam
Vaktiyle bir bilge hoca, yıllarca yanında yetiştirdiği öğrencisinin seviyesini öğrenmek ister. Onun eline çok parlak ve gizemli görüntüye sahip iri bir nesne verip: “Oğlum” der, “Bunu al, önüne gelen esnafa göster, kaç para verdiklerini sor, en sonra da kuyumcuya göster. Hiç kimseye satmadan sadece fiyatlarını ve ne dediklerini öğren, gel bana
İlk evladım Köksal 1969 yılında ikinci evladım Serdar 1971 üçüncü yavrum Hakan 1973 dördüncü oğlum da 1975 yılında dünyaya merhaba demişti. 13 Kasım Cumartesi 1976 gününden bir gün evvel Serdar'ın dişi çok ağrıyordu. Sabaha kadar ağlamış hiç yatmamıştı. En küçük oğlumu abisine (Köksal) bırakarak Serdar'ı dişçiye götürmeye karar verdik. Serdar
OĞLUM 12 YIL UYUDUKTAN SONRA UYANDI... Bir gün çok sinirlendi. Yine kendini balkondan atmak istedi. Zor ikna edebildik. Akşam oldu, onu uyuyor zannettim. Babasıyla ne yapacağımızı konuşurken bir ara "oğlumuzu olmazsa bağlayalım" diye ağlayarak anlatıyordum ki birden yatağından doğrulup sadece bana bakarak, "yazıklar olsun size,
“Yıllardır şuracıkta otururum. Kimse neden demedi. Adın ne senin kızım?” diye sorarken, konuşmasında hafif bir şive keşfettim. Doğu’ya özgü, çok uzaklarda kalmış bir iz. Adı Emine imiş. Yüzyıllardır susmuş bir kadın gibi anlatmaya başladı hikâyesini. Öyle mutluki anlatabildiği için, gözyaşlarım kalbimde dolup taştı o konuştukça. Diyarbakırlıymış. 50’lerin sonunda evlenip gelmiş İstanbul’a. Dört çocuk doğurmuş, biri gözlerini hiç açamamış hayata. Üçüncü çocuğunu doğurduktan bir süre sonra, kocası onları bırakıp Almanya’ya gitmiş ve bir daha hiç aramamış. Zengin evlerine yemek yapıp iğne oyası, dantel gibi el işleri işleyerek büyütmüş çocuklarını. “Onlar da birer birer gittiler, çok uzağa değil ama benden çok uzağa,” derken çantasından çıkardığı mendilini gözlerinin altına değdirdi hafifçe. “Burada bir şey bekler gibisiniz,” dediğimde kederle güldü. Yaşlılığın en derin izleri var gözlerinin ve dudaklarının çevresinde. “Ölümü bekliyorum güzel kızım. Evde ölürsem birileri beni bulana kadar kokarım. Dışarıda öleyim istiyorum,” diye cevap verince altüst oldum birden. Acıma duygularım, vicdanım, aklım hepsi isyana kalktı. Hiçbirinin buna verecek bir cevabı yok. Önyargılarımı dövmek istiyorum. Hayatta yalnız kalmamak için yaptığımız bütün plan ve fedakârlıkların boşuna olduğunu gösteren bir kader anı bu sanki. Ne diyeceğim ki ben bu kadına?
Reklam
544 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Ah şu Çalıkuşu, insanı nasıl bu kadar derin düşüncelere ve hayallere gark eder, hiç anlamam. Benim en sevdiğim kitap, üçüncü okuyuşum ve ikinci kez inceliyorum. "Aşk neydi?" diye sorarsanız söyleyemeyeceğim, ama "Aşk kimdi?" diye sorarsanız, gönül rahatlığıyla "Aşk Feride'ydi." diye cevap verirdim. Türk edebiyatının en sevilen kadın karakterlerinden biri Feride. Onu bu kadar çok sevmemizin sebebi onun diğer adının masumiyet oluşu olabilir. Kitap boyunca insanların kendisi ile alakalı bunca dokundurmalarını biz okuyucular olarak anladığımız halde Feride anlamıyor. Reşat Nuri karakteri bu şekilde işleyerek gerçekten saf ve temiz bir karakter yaratmış. Yaşanılan mekanlar ve içinde geçen karakterler de bir o kadar ilginç. Hatice Hanım, Munise, Mişel, Aziz Enişte, uyuklayan ya da memleketindeki hiçbir şeyi beğenmeyip Avrupa hayranı olan Maarif müdürleri, Kamran, Feride ve benim en hayran olduğum karakter olan Hayrullah Bey. Kalın oluşuna hiç bakmayın. Akıcılığı sayesinde bir günde bile okuyabilirsiniz.
Çalıkuşu
ÇalıkuşuReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 2019101,9bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.