"Hakk sübhânehu ve ta'ala Âdem'i dört türlü nesneden yarattı
ve dört bölüğe ayırdı. Bu dört bölüğün dört türlü ibâdetleri, dört
türlü arzuları ve dört türlü hâlleri vardır. Bu hayâtı teşkîl eden dört
unsûr, toprak, su, od (ateş) ve yel'dir. Söz konusu olan dört bölük
ise, âbîdler, zâhîdler, ârifler ve muhîblerdir. Bunların derece derece
ibâdetleri vardır. Âbîdler, şeriat kavmi olup saf yaradılışlıdırlar.
Bunlar namaz kılar, oruç tutar, zekât verir, hacca varır, gazâ eder,
gusl edip nefsî arzularını terk ederler. Ancak bu bölüm henüz kibir,
hased, buğz ve düşmanlık gibi kötü huyları terk etmemişlerdir. İkinci
kavim olan zâhîdler, tarikat kavmidir. Bunların ibâdetleri de gece-gündüz Allah'ı zikretmektir. Bunlar, her işe "Bismillâhirrahmânirrahîm" diyerek, yâni Allah'ın adını yâd ederek başlarlar.
Bunlar devamlı ümit ve korku arasında yaşarlar. Üçüncü kavim âriflerdir, bunlar da mârifet kavmidir. Ârifler su gibi temiz ve arıdır. Takvâ üzerinde olan ârifler, kibir, öfke, kin, düşmânlık ve gıybetten
uzaktırlar. Bunların ibâdetleri tefekkür ederek dünyâyı, maddî olanı terk etmektir. Dördüncü kavim muhîblerdir. Hakîkat kavmi olan
muhîbler, teslîm ve rızâ üzerindedirler. Bunlar herkesin anlayamayacağı bâtınî meseleleri anlayan mânâ kavmidirler."