Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Zalimlik ve korku insan kaynaklıdır ve bunları yapanlar, bunlar tarafından yönetilirler. Bu tür insanlar, yarım insanlardır. Kendi içindeki boşluğu tehdit eden her şeyi yok etmeye çalışarak tahlil edilmemiş hayatlarını yaşarlar. Bir çocuk, korktuğu zaman yüzüne battaniyesini kapatır. Korku duyan bir yetişkinse, kendi yetersizliğini bir başkasına yükler. Onları suçlar, onlardan nefret eder ve onları yaralayıp, daha da kötüsü, yok ederek sevgisiz benliğinden kurtulmayı ümit eder.
Brian KeenanKitabı okudu
Sevgili bayan milena'ya, size önce prag'dan, ardından da meran'dan yazdığım kısacık mektuplarıma kesinlikle cevap beklemiyordum. umduğum gibi karşılık yazmadınız da sevinmem gerek. Sessiz kaldığımız her gün iyi olduğumuzun işaretidir. Bu yüzden sevinmem gerek ki, iyi olduğunuzu bildiğim için.. Yarım kalmış bir düş gibi. Önümden geçip
Reklam
544 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Meredith ve Matt arasında geçen sevgi, ihanet, acı, özlem, korku, ümit gibi duyguların yer aldığı, başkalarının engeli ile yıllarca birbirinden uzak kalan iki insanı anlatan bir aşk roman. Aşk romanları sevenler için okumasını tavsiye ettiğim güzel bir roman .
Cennet
CennetJudith McNaught · Epsilon Yayınları · 2012739 okunma
Korku mu?.. Dostum, korku öyle bir bağdır ki, bazan bir felç gibi gelerek insanın her adelesini en ufak bir hareketten menedebilir. Fakat herhangi fevkalade bir vaka, bir heyecan, hatta bir arzu gevşemez zannedilen bu bağları derhal koparmaya kifayet eder. En ümit edilmedik zamanlarda cılız ve korkak kedilerin yırtıcı birer aslan oldukları çok görülmüştür. Yeter ki bizim kollarımızı bağlayan daha başka şeyler olmasın.
Sayfa 195Kitabı okudu
Sık sık başı ağrıyordu. Çok ders çalışmasına rağmen "anne çok çalışıyorum fakat unutuyorum" derdi. Bakkala birşeyler almaya gönderdiğimde ne alacağını unutuyordu. Not tutmaya başladı, not tutmasa unutuyorum diyordu. Keşke o zaman farkına varsaydım diye kendimi suçluyorum. Biz çok ders çalıştığı için belki zihni yoruluyor diye
Bazen sanki karşısında biri varmış gibi konuşup, çok değişik bir ses tonuyla gülüyordu. Zaman zaman birden öfkeyle bir bağırıyordu ki, neye uğradığımızı şaşırıyorduk. Ben de de panik atak başlamıştı. Yerinden kıpırdarsa, ben aniden çok korkuyordum. Yanımda bir başkası yükses sesle konuşsa, öksürse çok korkuyordum. O sinirlenince elim ayağıma
Reklam
ŞAH BEYİTLER-105 KORKU/ÜMİT Korku-ümit arası yürürüz yayan, atlı… Her biri bir kanattır, uçulmaz tek kanatlı
“Dünya azığı istediğin yeter. Ölecek kişi için ne fazla bir azık. Geçinemediğin zaman fakir sayılırsın, Allah’tan sakınan, ümit ve korku içinde olur. Beni ister kına, ister kınama ama miktarlar böyledir. Hata yaptıysam, kader hata yapmaz. Az acı verse de acı veren her şeyi kader bitirir. Uyumayana gece ne kadar uzundur. Kişiye, aklı gibi yarar verecek bir şey yoktur. Kişinin geriye koyduğu en iyi şey iyi ameldir. Bozgunculuğun tersi düzeltmedir.” BEN AYŞE İLK KIYAM
... insanlar ahlakı, dini ve mutlak olarak sağlam bir karakter yapısına özgü her şeyi, öldükten sonra kurtulacakları bir yük olarak görüyor ve bu esaretlerinin, yani dindarlığın ve dinnin ödülünü bu şekilde alacakalrını ümit ediyor. Sadece bu ümit değil de onları tanrısal yasanın buyruklarına göre bu kadar zayıf ve güçsüz bir karakterle yaşamaya iten, aynı zamanda ve her şeyden önce ölümden sonra korkunç bir şekilde cezalandırılma korkusu. İnsanlarda bu ümit ve bu korku olmasaydı, bunun yerine zihinlerinin de bedenle birlikte öleceğine ve dindarlığın yükü altında ezilen zavallılar için öte yaşam diye bir şey olmadığına inanmış olsalardı, kendi doğallıklarına dönüp kendi ihtiraslarına göre yaşamlarını biçimlendirir ve kendi kendilerine değil de kader tarafından yönetilirlerdi.
Sayfa 360 - Kabalcı Yayınları
İnsan yaşlanır;içinde o derin zayıflık hissini, kayıtsızlığı, rahatsızlığı hisseder, bütün bunlar ilerleyen yaşa gelir; böyle hissedince de sadece hasta olduğunu düşünür, bu can sıkıcı durumun belli bir nedeni olduğunu düşünerek korkularını bastırır ve hastalıktan kurtulduğu gibi bu durumdan da kurtulmayı ümit eder. Boş düşünceler ! Yaşlılığın bir hastalık olduğu düşünceleri. Yaşları ilerledikçe insanları dine yönelten şeyin ölüm ve ölümden sonraki şeylerin korkusu olduğunu söylerler. Fakat,kendi deneyimim beni şu inanca yöneltti; Böyle korku ve düşüncelerden apayrı olarak, dini duygular biz yaşlandıkça gelişme eğilimi gösterirler, çünkü ihtiraslarımız ateşini yitirdikçe, hayal güçlerimiz ve duygularımız köreldikçe aklımız daha rahat işler hale gelir, bir zamanlar aklımızı çelen imgeler, arzular ve hevesler arındıkça Tanrı, gizlendiği bulutların arkasından görünür, ruhumuz bütün aydınlıkların kaynağı olan bu varlığı hisseder, görür ve ona yönelir, bu yöneliş doğal ve kaçınılmazdır; dünyasına canlılığını ve cazibesini veren her şeyi artık yitirmekte olduğumuz için, o muazzam varoluş artık içsel ya da dışsal etkilerle desteklenmediği için, kalıcı bir şeye, bizi asla yanıltmayacak bir şeye tutunma ihtiyacı hissederiz; bir gerçekliğe, mutlak ve ebedi bir gerçeğe tutunmak isteriz. Evet, kaçınılmaz bir biçimde Tanrı'ya yöneliriz; bu dini duygu, doğası gereği öyle saftır ve bunu yaşayan ruha öyle bir mutluluk verir ki, diğer bütün yitirdiklerimizi telafi eder.
Sayfa 232Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.