Mısır'da İÖ. 1600'lü yıllardan kalan duvar resimlerinde kadın sünneti adı verilen bu işlem bütün ayrıntıları ile resmedilmiştir. Arkeolojik kazılar sırasında bulunan kimi kadın mumyalarının da sünnetli oldukları saptanmıştır. Büyük olasılıkla Mısır çıkışlı olan kadın sünneti yaygın bir gelenek halinde Orta Afrika ülkelerinin pek çoğunda ve Umman, Yemen, Birleşik Arap Emirliği, Malezya, Endonezya gibi kimi Asya ülkelerinde bugün bile uygulanmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü'nce yayınlanan raporlara göre günümüzde 130 milyon kadın sünnetlidir ve her yıl bu sayıya 2 milyon kişi eklenmektedir.
Hak bir gönül virdi bana hâ dimedin hayrân olur
Bir dem gelür şâdî olur bir dem gelür giryân olur
Bir dem sanasın kış gibi şol zemheri olmış gibi
Bir dem beşâretden togar hoş bâgıla bostân olur
Bir dem gelür söyleyemez bir sözi şerh eyleyemez
Bir dem dilinden dür döker dertlülere dermân olur
Bir dem çıkar ‘Arş üzere bir dem iner
‘’Yaşam soluğumuzun kaynağını soruyorsun
Çok uzun bir hikayeyi özetlemek gerekirse
Derim ki çıkmış ummanın derinliklerinden
Sonra umman yutuvermiş onu yeniden.’’
Frenkler derler ki: Kuğu kuşu en câzib ve can-şikâr terennümlerini ölürken ibda' ile hayâta vedâ' edermiş. Bunun gibi en güzel şiirini ufûl ederken vücûda getiren bir şâirin son eserine "kuğunun terennümü-chant du cygne" derler. "Âsım" bin iztırâb içinde kıvrana kıvrana can veren altı yüz senelik bir devrin dehâ-yı Âkif'e ibdâ' ettirdiği bir kuğu terennümüdür. Milletimiz, bitmez, tükenmez mesâib ve zâyi'ât karşısında ağlarken, kader-i İlâhî ona bu lâhûtî neşideyi ta'vîz ve tazmîn olarak bahş etti. Tuna'nın yetîm kıyılarından Ummân'ın öksüz sâhillerine kadar hükümrân olmuş bir devrin ihtişâm-ı âfili, fakat "Asım"ın sayfalarında müebbeden görünecek.