Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
içinden görmek istiyorum seni dinlemek daha da bir güze doğru çimenlerinden geçen serin esintiyi yıkanmak derin saatlerinde denizinin yarı aydınlık sokaklarından geçmek ve eski bir balıkçının uslanmaz merakıyla ağ atmak akşama karşı sularına...
Dağılıyor havada Bir kuyu ağzından geçiyor gibi Rüzgârı mor fistanlı zamanın Bu güzel şarkı da unutulacak Kıyımlar acılar kanlar içinde Savrulurken yaşadığımız günler Bu soruyu mutlaka soracaksın Ne kaldı ne kaldı bizden geriye?
Reklam
Ey sevgilim! Ey tek sevgilim! Ne çok kara bulut var güneşin şölenini kollayan!
Bir Şiirin Gelişi
İlmekler atar günlerin yatay rüzgârlarına bir yağmur başlangıcı gibi belirsiz.
Sayfa 72 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Denizdeki Kent
İşte, Ölüm bir taht yükseltmiş kendisine, Yapayalnız uzanan tuhaf bir kentte, Karanlık diplerinde Batı'nın, İyinin ve kötünün, en iyiyle en kötünün, Ebedi istirahatlerine cekildikleri yerde. Sunaklar ve saraylar ve kuleler ( Zaman yeniği titremeyen kuleler) Benzemez orda bizim olan hiçbir şeye. Unutulmuş alıp götüren rüzgârlarca, Göğün altında isteksizce yatan Kederli sular çevresinde.
Sayfa 81 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
"Sanki bir sayım günü ya da sıkıyönetim Issız sokaklarında surdiplerinin Birbirine rastlamadan dolaşan İki serüvenci gezgin gibiyiz."
Reklam
Bir zambağın taçyaprağında yağmur tanesini Bir kula atın rüzgârlı bayırdan kaynağa inişini Yarısı gölgeli kumlarda ölümü bekleyen karanlık boğayı Sabaha karşı ve hiç uyunmamış tanyerinde işıyan kavak ağacımı Ve bütün bunları birden düşündüren seni düşünüyorum şimdi..
Kimseler kalmasın içerde mor kelebekler ve ikimizden başka.
Sayfa 65 - Yapıkredi Yayınları
Mısralar insanların sandığı gibi duygular değildir, yoksa onlar erkenden vardır. Onlar yaşanmış anılardır, deneyimlerdir. Bir mısra uğruna birçok kent, insan ve nesne görülmeli, hayvanları tanımalı, kuşların nasıl uçtuğunu hissetmeli ve küçük çiçeklerin sabahın ilk ışıklarıyla nasıl açtığını bilmeli. Unutulmuş yörelerdeki yolları anımsamalı, beklenmedik karşılaşmaları ve vedaları da. Henüz aydınlanmamış çocukluk günlerini düşünmeli, incittiği ana babasını, garip biçimde başlayan, derin ve ağır dönüşümlerle günlerce sessiz odalarda asılı kalan çocukluk hastalıklarını ve sabahları deniz kıyısını, evet denizleri, ötede uğultularla ve yıldızlarla uçup giden yolculuk gecelerini anımsamalı.
Malte Laurids Brigge'nin Notları
Ötmeyen soyu tükenmiş kuşun saati Alacakaranligi gösterir, gündüze mi geceye mi Gideceği belirsiz bir yolcu gibi. Ben .
Reklam
“Sanki erken rönesansın bir sarayında Sesleri sarmaşıklar gibi bir madrigalin İki sağır şarkıcısı gibiyiz Şiirimiz sarılıyor usanmaksızın Birbirine ve biz sarılamıyoruz”
Sayfa 15
Akşamüstü oturdum yol kıyısına Düşündüm Ne kalacak bizden geriye Balkan yaylasından ve bozkırlardan Kafdağlarına giden şu bulut Sonsuz mevsimlerle esmerleşen Şu toprak ve derin çınar ağacı Biz yokken de vardı Çocukların şu gülen sarı feneri Ayışığı Ve ıssız balkonlarda Kırmızı biberlerle üzgün yaşlıları Aynı mandalda kurutan güneş Çayırda gölgeler bırakacak Dalgın yeryüzünde çekilirken .... ....
Düşünüyorum nasıl budandık bahara ulaşmak için.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.