Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gökhan Özcan'nın pazartesi perşembe köşe yazılarını bu gönderinin altında paylaşmayı düşünüyorum inşallah, bugünden başlayalım. Nefs sözünü sinsice söyler! Hayata, başka insanlara karşı bir şeyler söylerken, freni boşa almak adetimiz oldu. Buna karşılık, kendimize bakışımızda ayağımız hep fren pedalında. Kendimize kıyamıyoruz hiç,
Deprem oldu..Küsmenin, kızmanın, kırılmanın ne kadar anlamsız olduğunu adeta omuzlarımızdan tutup "kendine gel hayat çok kısa" diye sarsarak bize yeniden anlattı.En sevdiğimiz insanların en sevdiğimiz eşyaların en sevdiğimiz yemeklerin en sevdiğimiz mekanların aslında saniyeler ile nasıl kaybedeceğimizi yeniden kulaklarımıza fısıldadı.Bizim olduğunu iddia ettiğimiz bedenimize bile malik olmadığımızı, mülkün sadece Allah'a ait olduğunu yeniden haykırdı.Bu kadarız işte. Gücümüzün yettiği yer bu kadar. Kaf dağına kadar uzanır zannetiğimizin burnumuzun büyüklüğü de bu kadar. Hiç ölmeyiz, ölüm bizi hiç bulmazmış gibi taptığımız konforumuzun tanrılığı da aha bu kadar işte.Ona buna yaltaklık yaparak edindiğimiz o koltukların da prestiji bu işte. Zayıfı hor gördüğümüz şizofrenik hayal ürünü olan statünün de hepsi bu.Biriktirdiğimizin paraların miktarı bu, övündüğümüz evlatlar bu, bebeksi ciltlerimizin sonu bu. Hepsi ölüm kadar.Güzel yaşamanın değil güzel ölmenin önemini görmüş olduk. Unutur muyuz? Unuturuz... Bu kadarız işte...
Ezgi Akgül
Ezgi Akgül
Reklam
208 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Öğretmenim Bir Bakar Mısın?
Kim bilir ne kadar mükkemel bir duygudur; öğrencisini anlamak, tanımak ,sevmek değer verip değerli olduğunu hissettirmek ..! Hepimizin öğretmenleri olmuştur büyük küçük ama hepimizin . O ilk okul günü ya da heyecanla kalktığımız o sabahı hiç unutur muyuz ? Fakat hepimiz için aynı değildir. Belki de heyecan değil,korkuyla gidenimiz olmuştur o
Öğretmenim Bir Bakar mısın?
Öğretmenim Bir Bakar mısın?Doğan Cüceloğlu · Final Kültür Sanat Yayınları · 20185,9bin okunma
6 Şubat...
Kelimelerin tükendiği tarih. Hiç unutur muyuz seni?😔 Üzerinden 9 ay geçti ama her yıkık yerin canlı şahit gözümüzde... Unutmadık, unutmayacağız....🥀 Gözümün ışığı söndü#Elbistan#😔🥺 Kara Giydi Maraş, Yandı Elbistan / Harun Kırklar youtube.com/watch?v=byPbxoY...
ÖLÜM VAR!
Ömür, bir tesbihin taneleri gibi. Her gün bir tanesi gidiyor. Ve tesbihin sonuna doğru biraz daha yaklaşıyor insan. Yaklaşıyor da! Hiç ölmeyecek gibi yüzü dünyaya dönük sadece. Kimse akıl etmiyor ki, demiyor ki acaba bugün son günüm olablir mi? Dünya denilen şu mekana veda günüm olablir mi bugün demiyoruz. Uzaklardan salâ sesleri duyuyoruz her gün
Reklam
Böyle mobilyaları buradan götürmekle ona, iyileşeceğine dair umudumuzu kaybettiğimizi ve hiç düşünmeden onu çaresizliğine terk ettiğimizi göstermiş olmuyor muyuz? Sanırım odayı eski haliyle bırakmamız en iyisi, böylelikle Gregor günün birinde tekrar aramıza döndüğünde hiçbir şeyin değişmemiş olduğunu görür ve aradan geçen zamanı da daha kolay unutur."
394 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
𝐄𝐙𝐈̇𝐊 𝐕𝐄 𝐀𝐒̧𝐀𝐆̆𝐈𝐋𝐈𝐊 𝐁𝐈̇𝐑 𝐑𝐎𝐌𝐀𝐍: “𝐄𝐳𝐢𝐥𝐦𝐢𝐬̧ 𝐯𝐞 𝐀𝐬̧𝐚𝐠̆𝛊𝐥𝐚𝐧𝐦𝛊𝐬̧𝐥𝐚𝐫“ Romanın orijinal adı bu: ‘’Ezilmiş ve Aşağılanmışlar’’
Ezilmiş ve Aşağılanmışlar
Ezilmiş ve Aşağılanmışlar
(1861)
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
‘nin idam mahkumluğundan sonra 9 yıl boyunca yaşadığı Sibirya sürgünü dönüşü yazdığı ilk romanı olma özelliğini taşıyor. Bu süreçte
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
‘nin ruhunu ızdırapla doldurmuş, ruhu kor bir ateş yana yana
Ezilenler
EzilenlerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202218,5bin okunma
Nefs sözünü sinsice söyler! Hayata, başka insanlara karşı bir şeyler söylerken, freni boşa almak adetimiz oldu. Buna karşılık, kendimize bakışımızda ayağımız hep fren pedalında. Kendimize kıyamıyoruz hiç, başkalarının arasına yalın kılıç dalıyoruz oysa. Başkalarının neyi hak ettiğiyle ilgili vehimlere o kadar kaptırıyoruz ki kendimizi, bize
Vaktiyle bir atsız varmış, var olsun!
"Ölüm o kadar güç değil, unutulmak yamandır."
Hüseyin Nihal Atsız
Hüseyin Nihal Atsız
Hiç unutur muyuz... Ruhun şad olsun. 12 Ocak 1905/11 Aralık 1975
Reklam
"Öyle değil mi, böyle mobilyaları buradan götürmekle ona, iyileşeceğine dair umudumuzu kaybettiğimizi ve hiç düşünmeden onu çaresizliğine terk ettiğimizi göstermiş olmuyor muyuz? Sanırım odayı eski haliyle bırakmamız en iyisi, böylelikle Gregor günün birinde tekrar aramıza döndüğünde hiçbir şeyin değişmemiş olduğunu görür ve aradan geçen zamanı da daha kolay unutur."
Sayfa 41 - Kültür yayınlarıKitabı okudu
51 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.