Erilizmin özü/Üşenmeyin okuyun..
Kendilerini alçaltma ve yoksaymaya eğilimli bir toplumsallaşma uğraşına boyun eğdirilen kadınlar, feragat, teslim ve sessizlik gibi olumsuz erdemler öğrenirken, erkekler de mütehakkim temsilin mahkûmu, hatta sinsice kurbanıdırlar. İtaate yol açan yatkınlıklar gibi, tahakkümde hak iddia etmeye ve onu uygulamaya sevk eden yatkınlıklar da, bir
Sayfa 67 - Bağlam YayınlarıKitabı okudu
Üşenmeyin, lütfen okuyun. :)
Tek başına insan bedeninin boyutları da yetersizdir. Maske ve yüksek tabanlı ayakkabılar, yüzü temel öğelerinde silikleştiren ya da daha çok belli eden makyaj, abartan ya da basitleştiren giysi, bu evren her şeyi dış görünüş uğrunda harcar, yalnızca göz için yapılmıştır.
Sayfa 97 - Can Yayınları
Reklam
Üşenmeyin, okuyun..
Okuyarak, düşlere dalarak, yazmayı düşünerek, düşüncelerin kaprisli rüzgarına göre akan, tutkulardan arınmış, kültürlü bir hayat sürsem, sıkıntının kıyılarında dolaşacak kadar yavaş, sıkıntıya hiç düşmeyecek kadar iyi kurulmuş bir hayat. Heyecanlardan ve düşüncelerden uzak o hayatı, heyecanların düşüncesiyle ve düşüncelerin heyecanıyla yaşasam. Çiçeklerle çevrili, karanlık bir göl gibi güneşin altına uzansam, altın rengine boyansam. Gölgelerin içindeyken, bireyciliğin yaşamdan hiç ama hiçbir şey beklememek anlamına gelen soyluluğuna erişsem. Dünyalar dönüp dururken, çiçeklerden bir toz bulutu gibi olsam, bilinmedik bir rüzgarın gün biterken havalandırdığı, alacakaranlığın uyuşukluğunun rasgele yere bıraktığı, daha geniş şekillerin içinde seçilmez olan bir bulut.
Sayfa 76 - 20. baskı
Üşenmeyin okuyun bağımlılık nedir?
Artık alkol ve madde ile ilgili herhangi bir problemi olan bir insanın, alkol ve madde bağımlısı olabileceğini biliyoruz. Bu hastalık yaşa, inanca, cinsiyete, zekaya, ırka , ruhsal sağlığa, işe, aileye, güçlü bir bünyeye, ahlaka, kişiliğe, sosyal veya ekonomik durumlara, diploma sahibi olmaya, hakim, savcı ya da karakter özelliklerine bakmadan vuruyor. Bir kanser hastasına 'Sen neden kanser oldun?' diyerek yadırgayamazsak, bağımlılık hastalığını da yadırgayamazsın. Ne kadar ya da nasıl, nerede, neden içtiğimiz önemli değil. Önemli olan içtiğimizde neler olduğudur. Kendimizin hasta olduğunu kabul etmeden önce kurtulmamız gereken kör bir inanç daha vardır. Alkol ve madde ile hiçbir zaman başa çıkamadığımızı ve başa çıkamayacağımızı kabul etmek utanç verici bir zayıflık işaretidir. Zayıflık mı? Aslında acı gerçeği gözünü kırpmadan, olduğu gibi hiçbir şeyi saklamaksızın mazeretlere sığınmadan ve kendimizi kandırmadan kabul etmek gerçekten yürek ister. Övünmek pek yakışık almıyor ama samimiyetle söylemek gerekirse, kendimizi kandırmak konusunda çoğumuzun dünya şampiyonu duğunu düşünüyorum.
Sayfa 222Kitabı okudu
Şu var ki boy portrelerini gösterdiğim insanlara siz de eşit olabilirsiniz, yeter ki gelişmeye çalışınız. Onlardan daha aşağıda duranlar, aşağılık kimselerdir. Haydi dostlarım haydi, üşenmeyin, kalkın, kalkın da bu yedi kat yerin dibinden kurtulun, bu zor bir şey değil ki siz de bol Işıklı, pırıl pırıl dünyaya çıkın. Ne mutlu bu dünyada yaşayanlara, oraya giden yol da çok çekici ve kolay... Gelişme, gelişme, hepsi bu. Gözlemleyin, düşünün. Hayattan tertemiz bir zevk alınabilir. Insanların iyi yürekli ve mutlu olmaları için nasıl çalışmalı, bunu nasıl yapmalı gibi konular üzerinde kitap yazanları okuyun. Okuyun onların kitaplarını; kitapları yüreklerinizi sevinçle dolduracaktır.
Not: Üşenmeyin okuyun
Rica ederim, biraz hakikatlere bakalım,mesela biz şehirliler de hükümete vergu veririz değil mi? Buna kılabil hiç olmazsa sokağımızda bozuk bir kaldırım, yollarda sönük bir lamba, evlerimizin ve şansımızın selameti için mecbur olduğu söylenen bir zabıta vardır; çocuklarımız hiç değilse boş gezmekten kurtaracak bir mektep buluyoruz. Fakat sorarım size: Köylü verdiğine mukabil ne alır? Yolunu kendi yapmaya mecburdur, sokakları zavallı talihinden daha karanlıktır ve mektep, yüz köyün birinde bike yoktur. Canlarla oralara asayişten ziyade vergi tahsilini temin için gider. Kendimizi aldatmayalım köylü mütemadiyen vermiş, buna mukabil hicbir şey, kelimenin bütün manasıyla hicbir şey almamıştır. Bunları itiraf etmek belki, eğer bir parça vicdanımız varsa, yediğimiz bir lokma ekmeğin boğazımda kalmasına sebep olacaktır vr ihtimal vicdanımızın sadasını duymamak için: "Köylü efendimizdir!" gibi cümleler güzel bir morfindir. Fakat hicbir cümle hakikati değiştirmek iktidarında değildir.
Reklam
13 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.