Eyw üstad sende sic agzimiza
Ağlayın bahtsız insanlar,fakat bunlar son gözyaşlarınız değil. Yine feryadınız yükselecek cenazelerde. Ağlama,dövünme sesleriniz tekrar tekrar duyulacak!
İnsan ancak anladığı şeyleri duyarmış.
Timaş
Reklam
Bu yolda keyif yoktur. Dalgalıdır bu nehir. Dünyanın bir zorluğu varsa bu yolun bin zorluğu vardır. Zira çileyle yoğrulmuş bedenlerin yoludur bu mukaddes yol. Yârdan, anadan, serden geçebilenlerin yoludur. Üstâd'ın ifadesiyle bu yol, bazen acı bir lokmadır zehirle pişmiş aştan, ve ayrılık anneden, vatandan, arkadaştan... Ne mutlu bu yolun yolcusu evlatlar yetiştirerek zamanın Muhammedi annesi olmaya namzet olabilen bu ümmetin büyük ruhlu kadınlarına...
Sayfa 69
Dinlemek
Rıfkı Melül Meriç bir delikanlı ile İbnülemin konağına gider. Üstad sorar: — Bir şey çalar mısın? — Hayır efendim! — Bir şey okur musun? — Maalesef! — Öyleyse buraya ne için geldin deyince Rıfkı Melül Meriç şu izahta bulunur: — Efendim bu delikanlı dinlemesini bilir. — İşte bu mühim bir hadise, der İbnülemin. Herkesin konuştuğu bir dönemde dinlemesini bilmek mühimdir.
İnsanın gençliğinde bedeni ve hissiyatı kuvvetli olduğu için, ölümü ve ahireti pek aklına getirmek istemez. Çoğu kimse gençliğini gafletle hatta günahlarla zayi ediyor ve kalbini karartıyor. Üstad Hazretlerinin gençliği geceye benzetmesi de bu sebepten.
Resim sanatını bak düşürdü ne hallere Üstad resim diyerek pisliyor tuvallere
Sayfa 103Kitabı okudu
Reklam
Biz Suriye'de iken iki arkadaş yanıma geldi, ikindi namazından sonra camide oturduk, sohbet ediyoruz. Dediler ki "Üstad Muhammed, buraya geliş nedenimiz önemli bir mesele. Ben tip doktoruyum, bu arkadaşımız mühendis, sen de bir din görevlisisin. Doktorun arabasıyla birlikte bir köye gitsek, sen köyün camiinde dinî bir konuda sohbet yapsan, ben de doktor olarak Allah rızası için oradaki hastaları muayene etsem, onlara hasta kazanmaya değil yardım etmeye geldiğimizi söylesek, bunları Allah rızası için yapsak.!" Bu tekliften sonra bir iki köye birlikte gittik ve önceden anlaştığımız gibi herkes kendi alanında hizmetini sundu. Bu hizmet aşkının bir sonucudur. Bu iş doktor olduğu zaman da olur, mühendis olduğu zaman da olur, öğretmen olsan da olur, illa ilahiyatçı olmak şart değil. Herkesin kendi alanında topluma bir hizmetinin olması gerekir
Zübeyir Gündüzalp, Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin ölümüne kadar (1960), hayatının esas gayesi olan Risale-i Nurların ve üstadımızın, bizzat hizmetinde bulunmuştur. 2 Nisan 1971 yılında henüz genç denebilecek bir yaşta Hakk’ın rahmetine kavuşan Zübeyir Gündüzalp, Üstad Hazretlerinin “Ben Zübeyir’imi kâinata değişmem.” iltifatına mazhar olmuş, hayatıyla da Risale-i Nur’u yaşayan ve bizlere örnek teşkil eden bir ağabeyimizdi. Cenâb-ı Allah, mekânını cennet eylesin. Amin.
Velî kimdir?
Evet velilik alâmeti, ne taçtır, ne hırkadır, ne kisvedir, ne alkıştır, ne de şan ve şöhrettir. Veli, kendisini gördüğümüzde kalbimizdeki aksi, uyandırdığı intiba, duygu nedir, ona bakilacak...
Sayfa 314Kitabı okudu
Siz İslam devletini evlerinizde kurun, Allah sokaklarınızı İslamlaştırır. Üstad Hasan el Benna
Sayfa 18
Reklam
Biliyorsunuz üstad, bizde gerçeği bulanlar artık hiç konuşmazlar.
...en bedevî ve en ümmi bir kavmi, getirdiği nur vasıtasıyla, kısa bir zamanda dünyaya üstad ve hâkim eylemiş.
"Aşk yoluna girene bir pir, bir üstad gerektir ve aşkı bir başına arayanı helak eder aşk ve belki helali dahi haram eder."
Sayfa 147Kitabı okudu
Ben ne bileyin seni gönül ehl-i hünersin Bu 'aşkı bilen sâhib-i üstâd seni derler
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.