+ Hep böyle misin? İnsanlara karşı fazla anlayışlı, hiç sitem etmeyen, bağırmayan, hayır diyemeyen, alttan alan, sürekli özür dileyen biri misin yani? Ya da neden böylesin?
- Korkuyorum.
+ ???
- İnsanları incitmekten işte.
+ Neden ama?
- İncinmenin ne demek olduğunu, incinen insanın neler hissedebileceğini bildiğimden.
+ Çok mu incindin?
- Pek
_UYUYORSUN! Rüyadasın. Gece gündüz demeden rüya görüyorsun. Bazen açık bazen de kapalı gözlerle. Hakikat değilsin. Rüya gören bir zihin, hakikati göremez ve hakikati de bir hayale dönüştürür. Gerçekle yüzleşirsen gerçek, hakikate dönüşür; kaçarsan yalanlar içerisinde yaşarsın. Uyan! Uyanık ol. Uyanık olmak hedeftir. Sessizlik içinde düşünerek
Kadınlar Ülkesi bir ütopyadır ve ütopyalar güzeldir.
Dünyanın kuytu bir köşesinde, sadece kadınların yaşadığı, dolayısıyla anaerkil bir ülke var. Kadınlar eşeysiz ürüyor.
Kadınlar Ülkesi’nin kadınları erkeklerden korkmaz. Neden korksunlar ki? Hiçbir şekilde ürkek değiller. Zayıf değiller; hepsinin de güçlü, talimli, atletik vücutları var.
Kadınlar Ülkesi’nin kadınları tek Tanrılı dinleri de “farklı” buluyor. Tanrının, onun için bir şey yapılmasına ihtiyaç duymadığını savunuyorlar.
Orası farklı bir ülke. Kimse bencil değil, savaş yok, bulaşıcı hastalık yok. Zihinleri “biz” üzerine evrilmiş. Tek amaçları yaşam kalitelerini yükseltmek. Bunun için el birliğiyle çabalamışlar.
Bir feminist olan Charlotte bu kitapta feminizmi ilmek ilmek işlediği çok akıcı bir roman yazmış. Kitabı ben çok sevdim. Adını duyunca içeriğinin böyle olacağını tahmin etmemiştim. Bu kitabı okurken aklıma sürekli Ursula’nın Mülksüzler kitabı geldi. Eğer Mülksüzler’i sevdiyseniz, bunu da seversiniz.
Keyifli okumalar.
Kadınlar ÜlkesiCharlotte Perkins Gilman · İş Bankası Kültür Yayınları · 202112bin okunma
Kendimizi devamlı aynı efsanelerle oyalamayı seviyoruz. Cennet Bahçesi'ni tekrar tekrar dinlemeyi, çocukluk günlerinin saflığını anmayı, ister dünyevi isterse uhrevi olsun ütopyalar kovalamaya bayılıyoruz.
Serinin bu kitabında Aimé Césaire’in hikayesini okuyoruz. Ten rengi nedeniyle hayata 1-0 yenik başlamış, kendi ülkesinin kendi okulundan başlayıp ta siyasete atılıp da belediye başkanı ve vekil olduğunda dahi yeterince “Fransız” görülmeyip aşağılanan şair-siyasetçi. Kitabın ana konusu ırkçılık üzerinde dönse de zorbalığın hat safhaya ulaştığı