Bugünkü Anlamda Sanatçının Doğuşu
Resim ve heykelde, üslup alışkanlıkları daha az etkili olduğu için, gelenekten kopuşun bu sanatları daha az etkilediği düşünülebilir. Oysa böyle olmadı. Sanatçıların yaşamı hiçbir zaman engellerden ve endişelerden yoksun geçmemişti belki, ama en azından "eski güzel günlerde" hiçbir sanatçı niçin dünyaya geldiğini kendine sorma
Sayfa 501 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Acı verici tartışmalara yol açabilecek çatışma ve fikir ayrılıklarına ve çatışmalara giderek daha az yer verilmektedir. Algofobi siyasete de yansır. Uyum ve uyuşma baskısı artar.
Reklam
Oysa anlaşmanın getirdiği yalancı uyum duygusu, bizi felakete götüren rayları sağlamlaştırır.Yine de, anlaşmazlık çıkararak sevimsiz olmak istemeyiz. Birbirimizle ve yetkililerle uyuşma çabasını sürdürürüz, ta ki, sonunda herkes birbirini boğazlama noktasına gelene dek.
Sırdanlaşma
Günümüzde her yerde algofobi, genel bir acı korkusu hakim. Acı toleransı da hızla düşmekte. Algofobi sürekli-anesteziye yol açtı. Acı yaratacak her durumdan kaçınılıyor. Aşk acılarına bile şüpheyle bakılmaya başlanmış artık. Algofobi toplumsal alana da uzanır. Acı verici tartışmalara yol açabilecek çatışma ve fikir ayrılıklarına ve çatışmalarına giderek daha az yer verilmektedir. Algofobi siyasete de yansır. Uyum ve uyuşma baskısı artar. Siyaset palyatif bir alana yerleşerek her türlü canlılığını yitirir. “Alternatifsizlik” siyasi bir ağrı kesicidir. Muğlak “orta yol” palyatif bir etki gösterir. Tartışmanın ve daha iyi savlar uğruna mücadelelenin yerini sisteme uyma baskısı alır. Demokrasi-sonrası bir toplum yapısı yaygınlaşmaktadır. Bu palyatif bir demokrasidir. Bu nedenle Chantal Mouffe acı verici mücadelelerden kaçınmayan bir “agonistik siyaset” talep eder. Palyatif siyaset acı verilecek keskin reformlar ya da vizyonlar oluşturmayı beceremez. Bunun yerine sistemik bozukluk ve kırıklıkların üzerini örtmekle kalan kısa süre etkili ağrı kesicilere başvurur. Palyatif siyasetin acıya cesareti yoktur. Böylece her şey eksisi gibi devam eder.
Günümüzde her yerde algofobi, genel bir acı korkusu hâkim. Acı toleransı da hızla düşmekte. Algofobi sürekli-anesteziye yol açtı. Acı yaratacak her durumdan kaçınılıyor. Aşk acılarına bile şüpheyle bakılmaya başlanmıştır artık. Algofobi toplumsal alana da uzanır. Acı verici tartışmalara yol açabilecek çatışma ve fikir ayrılıklarına ve çatışmalarına giderek daha az yer verilmektedir. Algofobi siyasete de yansır. Uyum ve uyuşma baskısı artar. Siyaset palyatif bir alana yerleşerek her türlü canlılığını yitirir. "Alternatifsizlik" siyasi bir ağrı kesicidir. Muğlak "orta yol" palyatif bir etki gösterir. Tartışmanın ve daha iyi savlar uğruna mücadelenin yerini sisteme uyma baskısı alır. Demokrasi-sonrası bir toplum yapısı yaygınlaşmaktadır. Bu palyatif bir demokrasidir. (...). Palyatif siyaset acı verebilecek keskin reformlar ya da vizyonlar oluşturmayı beceremez. Bunun yerine sistemik bozukluk ve kırıklıkların üzerini örtmekle kalan kısa süre etkili ağrı kesicilere başvurur. Palyatif siyasetin acıya cesareti yoktur. Böylece her şey eskisi gibi devam eder.
Sayfa 13 - Metis Yayınları
İktidar ve güç peşinde koşmayanlar, birbirleriyle mücadele içinde olmayanlar, nadiren uyuşma ihtiyacı duyarlar. Onlar daha ziyade, tek bir ağaçtan düşen yapraklar gibi, uyum halinde oracıkta kendiliğinden geliştirilmiş ilişkiler içinde bir arada savrulurlar.
Sayfa 179 - İletişim Yayınları, 31. BaskıKitabı okudu
Reklam
84 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.