ÇOCUK İSİMLERİ
Bazen öyle ilginç ve enteresan isimlerle karşılaşıyorum ki “Çocuklara konulan isimler bir intikam yöntemi olabilir mi acaba?” diye düşünmekten alamıyorum kendimi. Hamilelik anne ve baba için zorlu bir süreç. Bulantısı var, canının olur olmaz şeyleri istemesi var; ağrısı, sızısı var. Doktoru, kontrolü, tedavisi, vitamini, proteini var. Bunlarda
Portakal çiçeklerinin olduğu ki çokça mutfağın düzeniyle uyumlu, düşlerle uyumlu bir masa örtüsünün üzerine dirseğimi dayamış düşünüyorum.. ahşap bir sandalye, anneanne zamanından kalmış, yorgunluğuma ve onun ağırlığına eşlik eden.. ne emektardır o ki annemin benim yaşlarımdaki zamanından bununla birlikte 3 adet daha kalmış, bir aileyi simgeler gibi.. ne çok manayı içerir aynı zamanda 4.. Kazağımı, ellerimin bunca soğuk olmasına ve aslında hiç üşümeyişime rağmen alabildiğince uzatıyorum ve beyaz ellerimi izliyorum.. öyle ya ellerin yaratılışta hep bir sanatsal yapısı olduğuna inandım, zamanla ise estetik değerden çok daha fazlası olduğuna.. bir işçinin elleri mesela ya da bir madencinin ve en acılısı sanırım daha ufacıkken tüm bu olgunluk ve yaşanmışlıklara sahip olan çocuk elleri.. tarifi olmayan.. Ellerime bakıyorum, büyüyen bir kadının elleri, bana ait ve değil gibi.. ellerim, o çocuk ve insanlar içinde hangisi?.. Bir gece daha ve bir gün daha uyuyor gecenin ellerinde.. bu yüzden dingin, sessiz, dinlendirici.. gece tüm yükü yüreğine alıp günü, bizleri uyutuyor en candan bir İyi gecelerle.. Portakal çiçekli bir masa örtüsünden dirseğimi çekip, yükümü azaltıp geceyi dinliyorum.. Gözlerime bakan, gözlerine baktığım geceyi.. Sevgi ve şevkatle.. özlem :) soundcloud.com/ferhat-kocaba/m...
Reklam
Osamu Dazai
Osamu Dazai
-
Öğrenci Kız
Öğrenci Kız
Büyüdükçe ürkek biri oldum. Elbise dikerken insanların ne diyeceğini düşünmeye başladım. Kendi kişiliğim gibi olan bir şeyi gerçekten gizlice seviyorum, sevmeye devam etmek istiyorum ama tamamen kendime ait bir şey olarak somutlaştırmaya korkuyorum. İnsanların hakkında hep iyi düşündüğü bir kız olmak istiyorum. İnsanlarla
Amerikalı psikolog Lloyd deMause ebeveyn-çocuk ilişkilerini insanlık tarihi bağlamında derinlemesine araştırmış ve tarihsel süreçte altı tarihsel dönem saptamıştır: 1. Bebek öldürme ve cinsel taciz (Antik dönemden 4. yüzyıla kadar): Ebeveynler, bebeklerini öldürerek bakım yükümlülüğünden kendilerini kurtarıyorlardı. Çocukların cinsel
İletişim Egemenlik Mücadeleye Giriş
Eğitim Zevk Vermiyorsa Suçtur Okuldan paydosta çıkan öğrenciyle, cezaevinden çıkan mahkûm kadar birbirine benzeyen başka iki şey yoktur. Teneffüste bahçeye çıkan çocuklar neden çıldırmış gibi bağırır? Teneffüs, okulda boğulmamak içindir. Özgürlük en güzel teneffüstür. Ama hep okul kapılarında bırakılır. Bazıları özgürlüğü avuçlayarak cebine
Yani çocuk olmasın ama size ait her şey olsun
Çocuğunuz; – Varsın, bir çivi bile çakamasın…ama, dersleri iyi olsun. – Varsın, omuzlarda cenaze taşıyanlara bön bön baksın…ama, matematiği düzgün olsun. – Varsın, evin çalan telefonuna cevap veremesin…ama, notları yüksek olsun. – Varsın, eve gelen misafirlerinizle üç kelime konuşamasın…ama, fen lisesine gitmiş olsun. – Varsın, ağlayan bir çocuk
Reklam
144 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.