Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Üç Anadolu Efsanesi.
Yaşar Kemal...
Bu yılın bana kazandırdığı en büyük değer. Defalarca kez "iyi ki tanıştık" dedim, demeye devam edeceğim. Tanışmak sadece iki kişinin karşılıklı birbirlerini tanıması değil ki. Onu okumak, anlamak da bir tanışma şekli değil midir? Hayatımın devamında da iki sıkı dost olacağız, inanıyorum.
Gelelim kitabımız Üç Anadolu
...1948 ve 1976'da Birleşmiş Milletler uzun insan hakları listelerini açıkladı, ama bugün insanlığın büyük çoğunluğunun görme, dinleme ve susma hakkından başka hakkı yok..."
Eduardo Galeano'nun mensubu olduğu Latin Amerika'ya daha fazla ışık tutarak ama tüm dünya düzenini de çok iyi görüntüleyerek kendi deyimiyle 'dünyanın sahipleri'nin ya
Adak 3 Hüküm de olaylar çözümleniyor ve bir sonuca bağlanıyor. Kader dediğimiz şey bizim kendi seçimlerinizle mi yoksa başka insanların ellerinde mi yaratılıyor sorusunu sormamıza neden oluyor. Öyle zannettiğimiz şeylere inanıp acılarımızın da son bulmasını engelleyebiliyoruz belki de. Mistik ögeleri içeren adaklar adayan kurbanlar veren eski inanışlarla hareket eden eski soyun içindeki anlaşmazlıklar ve bunların neden ortaya çıktığı sonuca bağlanıyor. Güç her zaman istenilen aranılan bir şey. Gücü elde edememenin öfkeye dönüşmesi ve saldırgan bir tutumla sergilenmesi olayları hiç umulmadık sonuçlara getirebildiği gösteriliyor. Öfkesini kontrol edemeyenin kaybettiği, hırsının kurbanı olan kişi olduğu mesajı veriliyor. Her seçim bir kaybediş mi yoksa kaybedecek bir şeyi olmayan için bir kazanım mı sorgulatıyor. Herkes Nehir Efserin bildiklerinden uzak ve olan olayları kendi gerçekleriyle yaşarken Nehir Efser de bu hayatı seçerek bildiği şeylere rağmen onların davrandıkları gibi bir hayat sürüp kendini buna alıştırıyor. Değişim ve değiştirmek o kadar da kolay değil belki. Değiştirdiğini düşündüğümüzde değişen birşey olmayabiliyor. Biz sadece varsayıyoruz. Hüküm verildi. Birinin yaşaması diğerinin yaşaması ile eşdeğer hale geldi. Eski soy bildiği gibi yaşamaya diğerleri de mış gibi yapmaya devam etmesi halinde geri döndürülemez kaderler yazılmaya devam edecektir.
Birilerinin mucizesi olmak lazım!
Bazı kitaplar var okurken hiç bitmesin istiyorum. Günlerce içinde kalayım, beni gezdirdiği diyarlarda sürekli dolaşayım, bana yaşattığı tüm duyguları acısıyla tatlısıyla sonsuza kadar yaşayayım istiyorum. O nedenle okurken kitap hemen bitiverecek hissine kapılarak yavaşladıkça yavaşlamak istiyorum. Ama bir yandan da kahramanların sonunu merak
İnsancıklar'da Fatalizm/Kadercilik:
+ Dostoyevski'nin 1844 -1846 yılları arasında kaleme aldığı İnsancıklar, 'toplumcu gerçekçi' bir anlayış benimseyerek 'yoksul insanları' konu aldığı ilk romanı.
+ Kitap; 47 yaşındaki yoksul memur Makar Alekseyeviç ile uzaktan akrabası olan, yirmili yaşlardaki Varvara Dobroselva'nın birbirlerine yazdıkları mektuplardan oluşuyor. Makar
“Göğe Bakma Durağı” ile son zamanlarda popülerleşen Turgut Uyar’ı ben, “Uzak Kaderler İçin” şiiri ile tanımıştım. Ne zamandı bilmiyorum, şiiri okuduğumda kalbimin odacıklarına su doluyormuşçasına bir sancıyla sarsılıp, denizden uzak boğulduğumu anladım. Bu adam, sanki ta yıllar öncesinden, benim duygularımla, benim düşüncelerimle, benim yaralarımla bir erkek bedeninde dünyaya gelmiş ve sonra bu dizeleri yazmıştı. İyi ki yazmıştı çünkü ben O’nun kadar başarılı olamadım hiç şiir konusunda. Şiirlerini okurken sıkılıp bunalıp, of çekip, saçmalık olarak algılayabileceğiniz satırlar var ise -ki bu kitap hakkında olumsuz onlarca yazı var- siz Turgut Uyar’ın düşüncelerine ve yaralarına sahip değilsiniz demektir. O halde, karalamadan önce yaralarımızı tanıyıp sonra karar verelim. Şiir, duygunun tek sığınağıdır bana göre. Romanlara, denemelere, öykülere sığdıramayacağınız her şeyi dört satıra sığdırabilir, dünyanın yükünü taşıdığınızı mısralarınızda aktarabilirsiniz. Benim, Turgut Uyar şiirlerini birbirinden ayırmam ona ihanet olsa da ben en çok; Kavşakta, Acıyor, Bir Şeyle Mukayyetiz Serbest Değiliz Efendim, Kıştan Kalan Soğukluk, Hiçsizliğe ve Kan Uyku şiirlerini sevdim.
Tavsiye ederim ama dediğim gibi yaralarınızı tanımadan şiire ilişmeyin.
Mutsuzluktan söz etmek istiyorum
Dikey ve yatay mutsuzluktan
Mükemmel mutsuzluğundan insansoyunun
Sevgim acıyor.
İskender PALA - Efsane Kitabı İncelemesi.
Evet, bugün gene buram buram tarih kokan bir İskender Pala kitabı incelemesi için birlikteyiz arkadaşlar. İskender Pala’nın kendisi ile olmasa da, romanları ve kalemi ile ilk defa "Abum Rabum" #30305965 sayesinde tanıştım. Şahsen çok beğendiğim Abum Rabum sonrasında okumuş ve incelemiş olduğum kitap türlerine
464 syf.
9/10 puan verdi
spoiler!!!!!
Eser Buendia ailesinin oluşumu ile başlıyor. Ursula ve simyacı olan J.A. Buendia amca çocukları olmalarına rağmen evleniyorlar. Bu ensest ilişki tarzı yüzyıl boyunca tüm aileyi etkisi altına alıyor. Ursulanın korktuğu sonunda başına geliyor. Teyze- Yiğen ilişkisinden domuz kuyruklu bir bebek dünyaya geliyor. Karakterlerin isimleri
