Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Jirem Derin

Reklam
Jirem Derin

Jirem Derin

, bir kitabı okumayı düşünüyor
Parçalanma
ParçalanmaEmil Michel Cioran
8.4/10 · 593 okunma
264 syf.
·
Puan vermedi
Utanç
UtançJ. M. Coetzee
7.7/10 · 2.498 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Her şey ne kadar çok değişirse o kadar aynı kalıyor. Tarih tekerrür ediyor, ancak daha ufak çaplı bir damarda. Belki de tarih ders almıştır.
Reklam
320 syf.
·
Puan vermedi
Çalınan Dikkat
Çalınan DikkatJohann Hari
8.9/10 · 1.600 okunma
Dr. Jason Hickel ekonomik büyüme kavramının dünya üzerinde belki en önde gelen eleştirmeni - ve uzun süredir bunun bir alternatifi olduğunu açıklamaya çalışıyor. Onu görmeye gittiğimde, büyüme fikrinin ötesine geçip "kararlı durum ekonomisi" diye bir şeye yönelmemiz gerektiğini anlattı bana. Ekonomiyi sürükleyen ilke olarak ekonomik büyümeden vazgeçip farklı hedefler seçmemiz gerektiğini. Şu an, çoğu bizi mutlu bile etmeyen şeyler satın almak için deliler gibi çalıştığımızda refah içinde olduğumuzu düşünüyoruz. Refahı çocuklarımızla zaman geçirme fırsatı, doğayla iç içe olmak, uyku uyumak, rüya görmek ya da güvenli iş olarak yeniden tanımlayabileceğimizi söylüyor Jason. Çoğu insan hızlı bir hayat değil, iyi bir hayat istiyor. Ölüm döşeğinde kimse ekonomik büyümeye yaptığı katkıları düşünüyor değil. Kararlı durum ekonomisi dikkatimizi ya da gezegenin kaynaklarını yağmalamayan hedefler seçmemizi sağlayabilir.
Sayfa 276Kitabı okudu
Bilgisayar korsanları bazen bir İnternet sitesine çok spesifık bir biçimde saldırmaya karar verirler. Çok sayıda bilgisayarın bir siteye aynı anda bağlanmaya çalışmasını sağlarlar - ve böylece "siteyi gelen trafikle baş edemez hale getirirler, öyle ki kimse bağlanamaz hale gelir ve site çöker" "Hizmeti engelleme saldırısı" deniyor bu yönteme. Hepimizin zihninde buna benzer bir saldırı yaşadığını düşünüyor James. "Saldırı altında olan sunucu biziz, enformasyon göndererek dikkatimizi çekmeye çalışan bir sürü şey var ortalıkta. Herhangi bir şeye yanıt verme kapasitemiz zarar görüyor. Ya dikkat dağınıklığı ya da felç halinde bırakıyor bizi.'' Öyle dolup taşıyoruz ki "bütün dünyamız işgal ediliyor, olan biteni görüp de dikkatimizin nasıl dağılmış olduğunun, bu konuda ne yapmamız gerektiğinin farkına varmamızı sağlayacak bir yer bulamıyoruz. Bütün dünyamızı sömürgeleştirebiliyor bu." Öyle tükeniyoruz ki "karşı koyacak alan bulamıyoruz"
Sayfa 263 - James WilliamsKitabı okudu
"Hayat konfor alanınızın kıyısında başlar."
Neale Donald WalschKitabı okudu
Pek çoğumuz kimliğimizi tükeninceye kadar çalışmak etrafında kuruyoruz. Buna haşan diyoruz. Gitgide hızlanmaya dayalı bir kültür içinde yavaşlamak zor; çoğumuz yavaşlayınca suçluluk duyuyoruz.
Sayfa 192Kitabı okudu
Reklam
New York Universitesi'nde gerçekleştirilen büyük bir çalışmaya göre, tweet'lerinize eklediğiniz her ahlaki infial sözcüğüyle birlikte retweet'lenme oranınız ortalama yüzde 20 artıyor, bu oranı en çok artıran sözcükler ise "saldırı". "kötü" ve "suç(lamak)". Pew Araştırma Merkezi tarafından gerçekleştirilen bir çalışmaya göre de Facebook paylaşımlarınızda "bir fikre katılmadığınıza dair içerleme dolu bir mesaj" olduğunda aldığınız beğeni ve paylaşımların sayısı iki katına çıkıyor. Dolayısıyla sizi ekran başına mıhlamayı öncelik edinen bir algoritma-kasten değil ama kaçınılmaz olarak-sizde infial ve öfke uyandırmayı öncelik ediniyor. Ne kadar infial uyandırırsa, sizi o kadar meşgul ediyor zira. Yeterli sayıda insan yeterli ölçüde zamanı sinirlenerek geçirdiğinde kültür değişmeye başlıyor. Tristan'ın söylediğine göre, "nefret bir alışkanlık haline geliyor".
Sayfa 134Kitabı okudu
Olumlu ve sakinleştirici şeylere kıyasla olumsuz ve sarsıcı şeylere ortalama olarak daha fazla bakıyoruz. Bir araba kazasına yol kenarında çiçek dağıtan birine baktığınızdan daha uzun süre bakıyorsunuz, o çiçekler kazada ezilmiş cesetlere kıyasla size daha çok haz verecek olsa dahi. Biliminsanları uzun süredir farklı bağlamlarda bu etkinin varlığını kanıtlıyorlar - size içinde bir kısmının mutlu, bir kısmının kızgın olduğu kalabalık bir grubun fotoğrafı gösterildiğinde içgüdüsel olarak önce kızgın suratları seçiyorsunuz. On haftalık bebekler dahi kızgın suratlara farklı yanıt veriyorlar. Psikolojide yıllardır bilinen ve geniş kanıtlara dayanan bir gerçek bu. "Olumsuzluk yanlılığı" diye biliniyor.
Sayfa 133Kitabı okudu
Twitter'ı düşünelim. Dünya aslında karmaşık bir yer. Bu karmaşıklığı doğru dürüst yansıtabilmek için genellikle tek bir şeye ciddi bir süre odaklanmanız ve uzun uzadıya konuşacak bir alanınız olması gerekiyor. Söylemeye değer şeylerin çok azı 280 karakterle açıklanabilir. Bir düşünceye hemen yanıt verdiğinizde, konunun geneli hakkında yıllar boyunca biriktirdiğiniz bir deneyim olmadığı takdirde, yüzeysel ve yavan olacak muhtemelen bu yanıt. İnsanların sizinle hemen hemfikir olması da söylediğiniz şeyin doğru veya haklı olduğunun göstergesi değil - kendi aklınızı kullanmanız gerekiyor. Gerçekliği doğru dürüst anlamanın tek yolu Twitter'ın verdiği mesajların tam aksini benimsemekten geçiyor. Dünya karmaşık bir yer ve anlaşılması için odaklanma gerekiyor: yavaş yavaş düşünülmesi ve kavranması gerekiyor, en önemlisi de, doğrular ilk ifade edildiklerinde rağbet görmezler. Kendi hayatımda Twitter'da -takipçi sayısı ve retweet' ler bakımından- en başarılı olduğum zamanların insan olarak en işe yaramaz olduğum zamanlara karşılık geldiğini fark ettim: Dikkat eksikliği çektiğim, basite kaçtığım, iğneleyici olduğum zamanlardı bunlar. Sitede ufak tefek içgörülere rastladığınız da oluyor elbette - ama enformasyon edinmenin hakim biçimi bu olduğunda, düşünmenizin niteliğinin hızla düştüğüne inanıyorum.
Anne insanların iki gruba ayrıldığı, aynı enformasyonun bir gruba basılı kitap, diğerine ekran yoluyla verildiği çalışmalar gerçekleştirmiş. Sonrasında herkese okudukları hakkında sorular sorulmuş ve insanların ekrandan aldıklarının daha azını anladığı ve hatırladığı ortaya çıkmış. Bugün bu konuda gerçekleştirilmiş elli dört çalışmadan doğmuş olan geniş bir bilimsel kanıt havuzu oluşmuş durumda; buna "ekran dezavantajı" dendiğini söylüyor Anne. Kitaplar ile ekranlar arasında ortaya çıkan bu anlama açığı o kadar yüksek ki okuduğunu anlama konusunda ilkokul çocuklarının bir yılda gösterdiği gelişimin üçte ikisine karşılık geliyor.
Tüketim kapitalizmi değerlerinin hakim olduğu bir toplumda uykunun büyük bir sorun olduğunu söylüyor Charles. "Uykuda olduğumuzda para harcamıyor, yani hiçbir şey tüketmiyoruz. Herhangi bir ürün de üretmiyoruz [2008'deki ] son resesyon esnasında küresel üretimin yüzde bilmem kaç azaldığından, tüketimin yavaşladığından bahsediliyordu. Herkes [eskiden olduğu gibi] fazladan bir saat uyuyacak olsa o bir saati Amazon'un sitesinde geçiremeyiz. O bir saatte bir şeyler satın almıyor oluruz." Sağlıklı ölçüde uyku uyumaya geri dönmemiz, "ekonomik sistem için bir deprem etkisi yaratır," diyor Charles. "Çünkü ekonomik sistemimiz insanları uykudan yoksun bırakmaya bağımlı hale gelmiş durumda. Bunun dikkat becerisinde yarattığı arızalar ikincil bir zarar sadece. Ticaretin bedeli.
825 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.