Merhaba
Jose Saramago okurken düşündürüyor yine.
Bu kitap şöyle başlıyor;
“Ertesi gün hiç kimse ölmedi.”
Adı bilinmeyen bu ülkede insanlar ölümsüzlüğü keşfedince müthiş bir sevinç yaşar. İnsanlığın sırlarını aradığı “ölümsüzlük” bir anda ülkede baş göstermiştir, insanlar sevinç ve heyecanla karşıladığı bu durumu müthiş bir şaşkınlıkla karşılamaktadır.
Tabii bir süre sonra çeşitli sorunlar ortaya çıkmaya başlar. Zira zaman durmamıştır ölümsüzlük demek, sonsuz sağlık ve gençlik demek değildir. Acı içinde kıvrananlar , yoğun bakımda ölümü bekleyen hastalar öylece kalakalmıştır.
Cenaze işleri aynı zamanda çoğu mesleği içine aldığından, insanlar işsizlik sorunlarıyla da uğraşmaya başlar. Levazımatçılar, din adamları, cenaze yıkayıcıları, cenaze gömücüleri vs.
Devletin bir çok kurumu sıkıntıya girdiğinden bu sorunlarla mücadele etmek zorunda kalır. Yazar bu ölüm/ölümsüzlük hikayesi içinde, insanların bencilliğini, toplum düzenini, kapitalizmi, din tüccarlığını bir bir eleştirmekte, kalemini adeta bir ok gibi kullanmaktadır.
Ve derken ölüm bir gün kimlik değiştirerek yeniden insanların içine döner. Nasıl mı? Okuyunuz :)
Karakter isimleriyle boğulmayacağınız, paragraflara pek rastlamayacağınız bir kitap.
Daha evvel #KÖRLÜK kitabını okumuştum tarzı bence benziyor.
Ve kitap yine şöyle bitiyor;
“Ertesi gün hiç kimse ölmedi.”
Keyifli okumalar..