Faniler Kitabı” üçlemesinin ilki olan “Yasaklı” ilginç bir konuya sahip olan fantastik tarzda yazılmış bir kitap.
İki yazarı olan bu kitapta ;
Dünyanın yarısını yok eden savaş sonrasında insanlar sistemden bunalmış ve yeni bir düzen kurmuşlardır. İlk hükümdar lejyon isimli bir virüsü yaymış ve bu virüsle insanlar korku dışında diğer duygularını kaybetmişlerdir. İnsanlar bu duygu kaybetme olayını evrimleşme olarak kabul etmektedirler.
Bekçiler denilen bir grup ise küçük bir şişe içerisinde yeni hayatı başlatacak bir sır taşımaktadır. Rom isimli bir şarkıcı yaşlı bir adamla karşılaşır ve
bu hayatının dönüm noktası olur.
Kitap Rom ve arkadaşlarının Düzen’e karşı verdiği mücadele ve sırları ortaya çıkarmaya çalışmalarını anlatıyor.
Genel olarak kitabın kurgusunu beğendim ancak bazen konunun gereksiz uzatıldığı hissine de kapıldığım oldu. Başta kararsız olmama rağmen devam kitaplarını da okumaya karar verdim.
Herkese iyi okumalar…
Rom, sömürgelerdeki en önemli ekonomi dallarından biri haline gelmişti. Yeni İngiltere’deki ticari sermaye köle ticaretine de ortaktı. Rom fıçılarıyla yüklü gemiler Batı Afrika limanlarına gönderiliyor ve burada insanlarla takas ediliyordu.
Spor editörleri bana nakit olarak 300 dolar da vermişti ve bu paranın çoğu aşırı derecede tehlikeli uyuşturuculara harcanmıştı bile. Arabanın bagajı mobil bir narkotik polis laboratuvarına dönmüştü. İki torba otumuz, yetmiş beş meskalin topağımız, çok güçlü bir asit emdirilmiş beş kurutma kağıdımız, yarısı kokainle dolu bir tuzluğumuz, rengarenk uyarıcılar, uyuşturucular, çığlık attırıcılar, güldürükçülerle dolu koca bir galaksimiz vardı... ayrıca bir şişe tekila, bir şişe rom, bir kasa Budweiser, yarım litre saf eter ve iki düzine amil nitrat.
Ne yalan söyleyeyim aklımdan kısaltılmış metnini okusam da bir an önce bitse diye geçmedi değil...
.
Belki çocukken okunsa etkili olur ama ne bileyim sarmadı beni... İçim bayıldı okurken... Kötü diyemem sevenleri de var baya ama her kitap herkese hitap etmiyor kısmına sığınıyorum...
.
Kitap bulunan bir define haritası üzerine çıkılan bir deniz yolculuğunu, yolculuk esnasında yaşanılanları ve adaya vardıklarında ki ihaneti konu alıyor... Ana karakter olan çocuk Jim Hawkins' in çılgınlık derecesindeki cesaretine de hayran kaldım doğrusu... Ayrıca korsan filmlerinin esinlenildiği kitapmış Define Adası...
.
Ve korsanların sıkça söylediği denizci şarkısını buraya bırakıp kaçıyorum...
.
"Ölü adamın sandığı üstünde on beş adam
Yo-ho-ho ve bir şişe rom!"
Define AdasıRobert Louis Stevenson · İş Bankası Kültür Yayınları · 20175,7bin okunma
Derken 1647'de İngiliz denizci Richard Ligon, Batı Hint Adaları'nda Barbados'a ayak bastı ve şeker kamışı ekti. Şeker pekmezi olan "melas"tan kuvvetli bir içecek yapımı da ilk defa burada geliştirildi. Ligon ortaya çıkan içeceğe "şeytan-öldüren" lakabını uygun gördü. Tadı pek güzel değildi ama çok sertti. Üstelik çok ucuzdu, şeker üretim miktarını etkilemiyordu ve yolda bozulmuyordu. Güney İngiltere argosunda "it dalaşı" anlamına gelen ve körkütük sarhoş olanların gecenin sonunda yaşadıklarına gönderme yapan "rumbullion", nam-ı diğer rom böyle doğdu.
Sunay Akın’ın okuduğum bir kitabında okunması gereken kitaptandan diye bahsettiği define adasında... Babasının ölümünden sonra işletmiş olduğu handa ölen kaptan Bill ‘in sandığından bulduğu define haritasıyla yola çıkan Jim’in başından geçen olaylar sadece sadece bir anlatımla kaleme alınmış. Benim çok ilgimi çeken taraf ise oğluna hikaye olarak anlatılan olayın daha sonra kitap haline getirilmiş olmasıdır.
Define AdasıRobert Louis Stevenson · İletişim Yayınevi · 20205,7bin okunma