nicedir açık sular aradım sessizce boğulmaya soldum ve sarardım ve kanayarak yanıldım sularla örtülmüyor düşlerin yırtılan güzelliği yağmur da yağmıyor artık yüzümü yıkamıyor kimlikler uydurdum yüzüme tutulan aynalardan yitirdikçe öğrendim acının ve aşkın iklimini soğudum yoruldum şenlik bitti artık kimsesiz bir ölümle değişirim kendimi
Kaybolup gittin bu şiirin derinliklerinde                      Aşk ve Acı usul usul eriyen bir kandil gibi söndü                      daha şiir bitmeden. Karardı dizeler.       Aşk... Bitti. Soldu şiir.       Büyük bir şaşkınlık kaldı o fırtınalı günlerden
Reklam
Gün bitti, elindeki güller de soldu anımsanacak neler kaldı bugünden paylaşılmış olan nelerdi sımsıcak belki bir türkü söyleriz geceye karşı saçlarını tarazlayan bir şafak olur Zaman kekemeydi ve tarihe sızan soytarılar gördük genç ömrümüzde ölüm peşimize düşende bir göçebeydik suretimiz ağardı kurulan darağaçlarına bütün sığınaklar uçurumlara açılırdı...
Belki Yine Gelirim
Belki Yine Gelirim
Bir zaman karnımı doyuran toprak Üstüme gölgelik, altımda yatak. Hiç ümit etmezken olacağa bak; Nihayet ağzıma, gözüme doldu. Ve işte dünyada en son arkadaş Başımın ucunda dikili bir taş. Bitti, doğduğum gün başlayan savaş, Kâinat benimle beraber öldü...
Sayfa 71 - Altınordu YayınlarıKitabı okudu
Bu şiire başladığımda nerde, şimdi nerdeyim? yaram vardı, bir de sözcükler sonra vaat edilmiş topraklar gibi sayfalar ve günler ışık istiyordu yalnızlığım Kötülükler imparatorluğunda bir tek şiir yazmayı biliyordum İlerledikçe...Kaybolup gittin bu şiirin derinliklerinde Aşk ve Acı usul usul eriyen bir kandil gibi söndü daha şiir bitmeden. Karardı dizeler. Aşk...Bitti. Soldu şiir. Büyük bir şaşkınlık kaldı o fırtınalı günlerden
Sayfa 25
Büyüyoruz ve dahası yaşlanıyoruz...
“O sihirli varlıklardan bu zavallılara ne zaman dönüştük diye geçiriyorum içimden. Gençken taşıdığımız onca albeni büyüdükçe nereye kayboldu? Altından saçlarımız ne sebeple soldu, yıldızlı kocaman gözlerimiz ne ara sönüp bu iki umutsuz deliğe dönüştü? Sihir ne zaman bitti? Onca neşe, onca parıltı, onca ışık nereye gitti, hiç anlamıyorum.”
Sayfa 32 - SelKitabı okudu
Reklam
356 öğeden 251 ile 260 arasındakiler gösteriliyor.