“Ne olacak, gelecek ne getirecek? Bilmiyorum, hiçbir fikrim yok. Bir örümcek, sabit bir noktadan hedefinin içine doğru seğirtirken önünde daimi bir boşluk görür; ayak basacak yer bulamadığı bir boşluk, ne kadar çırpınırsa çırpınsın. Ben de bu durumdayım ; önümde daimi bir boşluk, beni ileriye doğru güdüleyen şey arkamda yatan bir netice, bu hayat geriye dönük ve korkunç, tahammül edilir gibi değil.”
Sayfa 57 - Destek Yayınları/ FelsefeKitabı okudu
Kendilerine amaç edinmiş oldukları "refah toplumu" düzeyine eriştiklerinde bireyler, sahip oldukları maddi bolluğa karşılık, boşluk, anlamsızlık ve yabancılaşma gibi daha önce hiç tanımamış oldukları duyguları yaşamaya başlamışlardır.
Sayfa 24
Reklam
"Duygusal ihmal, bir nehir havzasındaki sel suları gibi yavaş yavaş bir insanın varoluşunun temelini aşındırır. O insanın enerjisini, motivasyonunu özsaygısını ve hayat akışını elinden alır."
Sayfa 161 - Sola UnitasKitabı okudu
Boşluk -Mekansızlık-varlık-,Mekan
Bir şeyin var olabilmesi boşlukla ilgilidir. O boşluğun dolması ile ilgilidir. Sessizlik olmasaydı ses olmasaydı. Boşluk olmasaydı mekan olmazdı. Bir şeyin var olabilmesi, boşluk ve boşluğun dolması ile ilgili. İnsan hiçlik adı verilen boşluktan, hiçlikten var oldu. Hiçlik olmasaydı varlık da olmazdı. İnsanın varlığı, insandan önceki boşluklaa ilgilidir. Bu boşluk hiçlik boşluğu. Yani özümüzün kaynağının geldiğai bu boşluk, ilahi kaynak. İnsan hiçlik denen boşluktan gelip, dünyadaki mekanı doldurarak insan oldu. Mekansızlık boyutundan, dünyaya gelince insan varlık oldu. Bir şeyin var olması kendinden önceki boşluk, mekansızlıkla ilgilidir. Allah kainattan önce var olan ve sonra da var olacak bir kudret olup her şeyin başlangıcıdır. Mekansızlık ebedi ve ezeli olanla ilgilidir. Sürekli var olanın mekanı diye bir şey olmaz. Öncesi olanın mekanı olur. Öncesi olmayanın mekanı olmaz
UMUTSUZLAR PARKINDA BİR UMUTLU İLE KONUŞMA
…kendimi ve ilgilerimi yokluyorum burada. Bir boşluk içinde dengemi arıyorum. Ama, akla şöyle bir soru gelebilir: Öyleyse kurtuluş nerede? İşte bakın Beckett’in oyunundaki Vladimir nasıl konuşuyor: ESTRAGON — Kendimizi assak? VLADİMİR — Bu da bir çeşit bağlanma vasıtası olurdu. Görülüyor ki, ölüm de kurtarmıyor bizi. Öyleyse? Yaşamakla, yaşama gücüyle bir geçerlik kazanmak zorundayız.
Sayfa 73 - Yeditepe, 29 Ocak 1959Kitabı okuyor
“Bir Gece Vakti Düştün Aklıma” Bir gece vakti düştün aklıma, yıldızlar gibi parlar gözlerin, sözlerin kalbimin en derin köşelerine dokunur. Sessizliğin içinde fırtınalar koparır, beni tanırsın sen, içimdeki hüzünleri bilirsin. Gün batarken ufukta, umutla beklerim seni, her adımda senin izlerini ararım. Kalbimin ritmi, seninle atar her daim, beni tanırsın sen, en gizli düşlerimi bilirsin. Rüzgarın fısıltısı, senin sesin olur kulaklarımda, dalgaların dansı, seninle bir olur gözlerimde. Birlikte yürüdüğümüz yollar, anılarla dolu, beni tanırsın sen, her bir hatıramı bilirsin. Yıldızlar sönse bile, sevginle aydınlanırım. Gözlerinden akan yaşları silerim, bir ömür boyu seninle, her anı paylaşırım. Beni tanırsın sen, seni nasıl sevdiğimi bilirsin. Seninle olan her an, içimde bir şiir yazar gibi, kalbime işlenir. Zamanın durduğu anlarda, sadece sen ve ben varız, kalbimin en derin köşelerinde. Sensiz geçen günler, bir boşluk, bir eksiklik gibi. Ama sen yanımdayken, her şey tam, her şey yerli yerinde. Beni tanırsın sen, sevgimi, özlemimi, umutlarımı bilirsin. Bir gece vakti düştün aklıma, ve yine kalbimde bir iz bıraktın. (Ahsar Zerefşan – Haziran 2024)
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.