yüzlerinde ışıltılı bir gülümsemeyle, veda anında huzurla gözlerini kapıyorlardı. Bu törenlerinde keder, gözyaşı hiç görmedim, azalan, ancak dingin, hükmünü tamamlamış, edilgen duruma geçmiş bir heyecana varan bir sevgi sezmiştim.
Bencil insanların,
her şeyden nefret ederken
dünyanın kendi etraflarında döndüğünü sanan kediler karşısında
el pençe divan durmalarının
sebebi ne olabilir?
Hayatımı sonsuza dek değiştiren o yere ben de sessizce veda ettim. Orası, büyükbabama dair hiçbir mezarlığın barındıramayacağı kadar çok anıya ve gizeme ev sahipliği yapıyordu. Asla ayrılamayacak şekilde birbirlerine bağlıydılar. O ve ada. Artık ikisi de yitip gittiğine göre bana olanları günün birinde gerçekten anlayıp anlayamayacağımı merak ettim: neye dönüştüğümü, neye dönüşeceğimi. Büyükbabamın sırlarını çözmek için gelmiştim adaya ama o arada kendiminkini keşfetmiştim. Cairnhorm'ün gözden kayboluşunu izlemek, o gizemi açığa çıkaracak tek anahtarın karanlık dalgalar arasında kayboluşunu izlemek gibiydi.
Ve sonra ada aniden görünmez oldu; sis dağı tarafından yutulmuştu.
Sanki asla var olmamış gibi.