Eser Afganistan ın içine düştüğü derin kuyuda halkının aldığı ağır manevi yaralara çarpıcı bir şekilde değinirken,ülkede kopan fırtına da sürekli ordan oraya savrulan çocukları ve çocukluğu trajik bir şekilde ele alıyor.Yazarın diğer eserlerinde olduğu gibi(Bin Muhteşem Güneş,Ve Dağlar Yankılandı) psikolojik olarak da sarsıcı olaylara değinirken okuyucuyu olayların içine çekerek sürüklüyor ve gerçekten bu kadarı da olmaz denilebilecek münferit hikayeleri gün yüzüne çıkarıyor.Yazarın eserinde de ifade ettiği gibi"Afganistan da çocuk çok ama çocukluk yok."
Muazzam bir dosluk hikâyesi demek isterdim fakat korkaklığın vicdanen insanın ömür boyu yakasını bırakmayan acısını anlatan,zamanında gösterilmeyen vefa, minnet ve sadakat gibi duyguların sonradan insanı yüreklendirse de pek bir işe yaramadığını vurgulayan bir hikaye.
Zamanında gösterilmeyen hiç bir duygu ve değerin kıymeti olmaz düşüncesi baskın geliyor nihayetinde...
.......VeFa....
Vefa bir sevda,vefa bir dost tesellisi...
Vefa,hicran içindeki gönle merhem,çöldeki son yeşile ab-ı hayat...
Vefa,ızdırap yangınına düşen rahmet..
Mecnun misali Leyla'dan geçip Mevla'ya hicret...
Toprak
Dost dost diye nicesine sarıldım
Benim sâdık yârim kara topraktir
Beyhude dolandım boşa yoruldum
Benim sâdık yârim kara topraktır.
Nice güzellere bağlandım kaldım
Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum
Her türlü isteğim topraktan aldım
Benim sadık yarim kara topraktır..
Koyun verdi kuzu verdi süt verdi
Yemek verdi ekmek verdi et verdi
Kazma ile