Bavulunu ne kadar toplarsan topla...
Onu boşalttığın gibi boşaltamazsın beynini.... Yolcu olmak sorun değil.
Gitmesine gidersin de Dönünce bulabilir misin terk edip gittiğini?
Ben en çok yanlış duraktan korkarım.
Indiğinde ne yol bilirsin ne de iz...
Gerçi gidecek yerin yokken nasıl kaybolabilirsin ki? En iyisi bırakmak her şeyi...
Hem bir yere gitmek yerine Kalırsam olduğum yerde...
Olduğum yer evim olur...
Olmaz mı?
Olmasın...
Savaşın nedenlerini, kazandırdıklarını, kaybettirdiklerini ve muazzam genişlikte bir alanı etkileyen sonuçlarını araştıran "İkinci Dünya Savaşı", kısa ve yoğun olmasının yanında kapsam-li ve sürükleyici bir savaş tarihi. Avrupa ve Uzakdoğu'da yapılan savaşlardaki anahtar olayların izini sürerken, R. A. C. Parker, ta-raflann stratejilerini, bu stratejileri belirleyen ekonomileri ve top-lumlanı, bu toplumların savaş güçlerinin direncini ve zayıflığını ana hatlanıyla anlatıyor. Kesin zaferle biten çarpışmaları sonuç-larıyla birlikte irdelerken, okurun dikkatini bu savaşa özgü bazı olgulara (seyyar ordu, zorla goc, Yahudi katllami, stratejik ve nükleer bombardıman) çekmeyi amaçlıyor. Belgelerin eşsiz rehberliğine dayanan, İkinci Dünya Savaşı'nın nedenlerine ve seyrine dair çok dengeli bir bakış açısı sunan, savaşı farklı tüm yönleriyle anlatan usta işi bir anlatı, diğer ge-nel tarih kitaplarıyla karşılaştırıldığında mucizevi bir özetir.
Sensiz geçen akşamlar var ya sevgilim! En çok onlar yoruyor beni. Ne kadar yorulduğumu fark etsem de güçlü duraca-gun, diyorum. Neden biliyor musun? Annem küçükken hep şey derdi. Benim oğlum isterse yapar. Seni unutmayı hiç bu kadar çok istememiştim sev gilim. Yokluğun koskocaman bir deniz, bense dibinde bir kum tanesiyim. Keşke sen bir rüzgar olsaydin, bense bir marti Sen, buraya esiyorum deseydin ben de peşinden gelseydim. Olmaz mıydı? Olmazmış demek ki.
Bir elvedanın ne kadar değerli olacağını kimse bilmez. Herkes arkasına bakmadan gider.
Erkeği de kadını da ne fark eder ki. Sevdiklerinize bir elvedayı çok görmeyin.
Elveda edin ki sizi iyi bilsinler.
Çok zor da bir şey değil , sanılmak istemiyorsan sarılma. Elini siksan da olur.
Ne kadar zaman geçirdiysen teşekkür et ve git. Sevgin bitse de saygını bitirme.
Siz beraber güzel zamanlar geçirmediniz mi? Her ağladığında kafanı onun omzuna koydun. Koymadım deme.
En zor anında onu arayıp anlatmadın mı derdini? En mutlu olduğun an sarılıp mutluluktan ağlamadınız mi birlikte? Bunlar boşa mı yani?
Evet, kirli bir ırmaktır insan. Kirli bir ırmağı içine alması ve bozulmadan kalması için deniz olmalı kişi.
Bakın, size Üstinsanı öğretiyorum:
işte bu denizdir o, büyük aşağılamanız batıp gidebilir içinde.
Kübra kapının yanına gelmişti. Boğuk ve yavaş bir sesle: "Ne diye gidiyorsun Yusuf Ağa?" dedi. "Ne yapacaksın gi dip de..."
Yusuf karşısındakine bakarak başını salladı. Kız tekrar mi nidandi:
"Kendine yazık edeceksin... Senin yolun orası değil..." Yusuf bu yarım ve manasız cümleleri tamamıyla anlamış gibi cevap
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar,
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti, istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni,
Gelme, artık neye yarar?