_Alçak bir takım ihtiyaçların tatmini için kullanılan yetenek, güya artistik bir şekil verir kirli bir muhtevaya. Sanatçı, zayıflık ve kötülükle insanları aldatır ve kendilerini aldatmalarını kolaylaştırır. Sahtekârdır çünkü manevî susuzluklarını temiz bir kaynaktan doyurduklarına ikna eder onları. Sanat’ın nimetinden mahrum kalınan böyle zamanlar
------------------Vera Tulyakova'ya derin saygılarımla
*
I
*
Seher vaktı habersizce girdi gara ekspres
kar içindeydi
ben paltomun yakasını kaldırmış perondaydım
peronda benden başka da kimseler yoktu
durdu önümde yataklı vagonun pencerelerinden biri
perdesi aralıktı
genç bir kadın uyuyordu alacakaranlıkta alt ranzada
saçları saman sarısı
Öncelikle herkeslere merhaba. Uzun zaman sonra tekrardan inceleme yazmak müthiş bir şey. Yazmaya açmışım meğer. Neyse bu incelemeyi bana yazdıracak olan en önemli sebebime gelelim: Öğretmenim. Kitap, edebiyat, sanat, müzik, felsefe, din ve daha neler neler konuşurdum onunla. Dergi rica etmiştim bir keresinde ödünç vermeyi kabul etmişti :) ama
"Gerçekten de Vera sana gel dedi, gittin; kal dedi, kaldın; gül dedi, güldün; ve sonunda da öl dedi, öldün abi."
Nazım Hikmet'i şiirleriyle, düşünceleriyle tanırız. Oysa doğumundan vefatına kadar geçen zamanı çoğumuz bilmeyiz. Bu kitap 61 yıllık hayatının özeti niteliğinde hazırlanmış.
Kız kardeşi Samiye Hanım'dan vefatının 10. yılında Nazım Hikmet adına kurulan dernekte konuşma yapması istenir. Samiye Hanım konuşmayı nasıl hazırlayacağını düşünürken ailesiyle anıları konuşmaya başlar. Bu anıları kardeşine mektup olarak anlatmaya karar verir.
Samiye Hanım'ın dilinden abisi Nazım'ın Selanik'te doğumuyla başlayan kitapta, ailesini, gençliğinde etkilendiği düşünce insanlarını, aşkı, hasretiyle devam ediyor.
Kitap sayfa olarak az gibi görünse de Nazım Hikmet hakkında yeterli bilgiler içeriyor. Dilinin akıcı ve samimi olması okumayı kolaylaştırmış. Nâzım Hikmet'in hayatını merak edenlere tavsiye ederim.
"Sana tüm şiirlerimi banda kaydedeceğim.
Yaşamımın tüm sesi seninle kalsın.
Sonra Türkiye'ye de ver bu sesi.
Bizim barışmamız ölümümden sonra olacak.
Ülkeme dönmek için ölmek zorundayım. "
Nazım'dan Vera'ya...
"Sana tüm şiirlerimi banda kaydedeceğim. Yaşamımın tüm sesi seninle kalsın.
Sonra Türkiye'ye de ver bu sesi. Bizim barışmamız ölümümden sonra olacak.
Ülkeme dönmek için ölmek zorundayım. "
Nazım'dan Vera'ya...
***
Vakit gazetesinde, 'Moskova'daki Novodeviçye Manastırı'nda yatan Nâzım Hikmet'in mezarının Türkiye'ye getirilmesi konusunda yıllardır saklanan gerçekleri açıklıyoruz' başlıklı bir yazı yayımlanır. Yazıda şu bilgiler yer alır:
"Nâzım Hikmet'in son eşi Vera Tulyakova'nın, hayattayken, mezarın nakli
NÂZIM HIKMET
Nâzım Hikmet, aşkları ve sevgilileriyle sık sık gündeme gelir. Aşk ve kadın konusu, Nâzım Hikmet'in hayatı; en az, şiiri kadar dikkat çeker, konuşulur, tartışılır.
İlk aşkı, Sultan Hamid devrinin ünlü valilerinden birisinin kızı olan Sabiha'dır.
"Gözleri siyah kadın o kadar güzelsin ki
Ömrümü bir yudumda ellerinden