Lüks bir salonda, ışıklar altında, smokinli erkeklerin ve gece elbiseli açık bayanların, aralarında herhangi meşru bir bağ olmadan, birbirlerinin kollarında müziğe uyarak salınışları, kenarda ellerinde kadehleriyle durup seyredenlere çok güzel ve kibar görünebilir. Bunu onlar adına anlamak mümkündür. Aynı şekilde bir Eskimo'nun erkek misafirine karısını ikram edişini de o kültürün kalıpları içerisinde izah edebilirsiniz. Buradan hareketle ülkelere, kültürlere göre, güzellik, namus, kibarlık, misafirperverlik vesair telakkileri, çeşitli toplumların farklı tezahürleri, veya eğilimleri olarak, kendi mantıkları ve yapıları içinde değerlendirmek, bunlar karşısında irkilmeniz ne kadar şiddetli olursa olsun soğukkanlılığınızı muhafaza etmek de mümkün. Ancak falan ülkede düzenlenen "Türk Haftası"nda Türk'ü bin yıl önce girdiği İslâm dairesinde kesin şekiller alan ve İslâm'ı aslî karakteri hâline getiren bir toplumu, iç çamaşırların, geceliklerin, endamlı, oynak mankenler tarafından sergilendiği bir defile ile tanıtmak mümkün müdür? Ya da bu tanıtılan biz miyiz? Ya da buna razı olacak Türklerin sayısı, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde kaçtır? Bu tanıtma programlarını Kızıl Rusya'nın, Kızıl Çin'in sınırları içerisinde esir, milyonlarca Türk'e gösterseniz ve işte "Bu programlarla sizi dünyaya tanıtıyoruz." deseniz, onların sizler için ağızlarından çıkan ilk kelime ne olur?..
E yanii bi zahmet Amerikalı Dr. DeKay ..
Avrupa'da çok korkulan bu hastalığa yakalananları (kolera) bazen bulundukları evin kapı ve pencerelerini örerek ölmeye bıraktıkları halde, Türkiye'de böyle yapılmadığını, sirke vesair maddelerle tedavi etmeye çalışmalarını daha insanca bir çaba olarak takdir eder.
İnsan iyiyi kötülükten ayırt etmeye başlamasıyla birlikte cennetten kovuldu. Sonsuz bir arayış, kuşku ve yetmezlik duygusu cehennem değil de nedir?"
Ezeli ve ebedi cennetten kovulup, bitmek tükenmek bilmeyecek bir arayış, hesaplasma, suçluluk vesair duygularla yüklenmis bir yeryüzü cehennemi..
Sayfa 58
Yeni Türk sinemasının yönetmenleri
Hepsi bizim gibiydiler ; Nuri Bilge Ceylan , Zeki Demirkubuz , Derviş Zaim ; memur çocuğu vesair.
Parasızlıkla mücadele ettiler ; yılmadılar ve başardılar.
Griple ve devletle uğraşıyorum
Barsaklarım bozuk
Ancak onları düşünerek dışarı çıkıyorum
Pasaportsuz,
Pasaportum şiir
Kimliğim şair,
Hayatım vesair
Sayfa 108Kitabı okudu
İnsanın Mevlâ Tealâ'yı sevdiğine dair şahitler göstermesi lâzımdır. Nedir o şahitler? Namazdır, oruçtur vesair ibadetlerdir. Bunlar olmazsa, Rabbimiz bize: "Namaz kılmıyorsun, oruç tutmuyorsun, zikir etmiyorsun, hani beni seviyordun?" buyurur.
Dost dostu ile aşikâr ve de gizli yerde görüşür. Hani teheccüdler? Dinimizi seviyorsak, İslâm'ın emrettiği ahlâk, şekil şemail nerede? Ne ile ispat edeceksin, et bakalım. Bir müslüman olarak İslâm'dan her ne ile mükellefsek, onları yapalım. Başka çaresi yok. Yarın Mevlâ'yı sevdiğimizi bununla ispat edeceğiz.
yürek elbet acıyor esvap değiştirirken
bizden artık akması beklenilen kan da katı
kovulduk ölümün geniş resimlerinden.
Efsanelerden kovulduk
kan ve demir kelimeleri söyleyince
elbiseler içindeyiz, şehrin içinde
önümüz iliklenmiş, ayakkaplarımız bağlı
kimsenin uykusunun fesleğen koktuğu yok
altıkırkbeşte vapur ve sancı geç saatlerde
eski savaşçılar vesair geçmiyor bulutlardan
çiçek alıp eve götürüyoruz
bunun bir delilik olduğunu bile bile
İsmet Özel - Tahrik
Modern dünyanın insanının yüz ifadelerine bakın. Şahsiyetine bakın. Ancak modayla bir araya gelince bütünleşiyor ve ifadesini kazanıyor. Onu daha iyi anlamak için araç gereçle, elektrikli ev eşyalarıyla , araba vesair ulaşım araçları, zevk aletleriyle, israf aletleriyle yan yana getirmeniz gerekiyor.
Müslümansa ikisi de değil.
Modern dünyanın insanının yüz ifadelerine bakın. Şahsiyetine bakın. Ancak modayla bir aya gelince bütünleşiyor ve ifadesini kazanıyor. Onu daha iyi anlamak için araç gereçle, elektrikli ev eşyalarıyla, araba vesair ulaşım araçları, zevk aletleriyle, israf aletleri ile yan yana getirmeniz gerekiyor.
Sayfa 29Kitabı okudu
DEMOKRASİNİN BİR GÂYESİ YOKTUR!
Netice olarak: DEMOKRASİ, karşılıklı muhalefetle var olabilen, kendini bunlarla ifâdelendirirken kendini iptale gidecek “doğru-iyi-güzel”e imkân tanımayan, demek ki “en iyi” yönetim biçimi değildir. “Demokrasiye hayır!” mı diyoruz; biz “hakikatin seçimle tâyin edilebileceğine” inananlardan değiliz - halkın arzusu kuralları halka bildirilmiş olarak tecelli etmiştir. Bunun yanında, bütün konuşan ve teklif sahibleri gibi enayi de değiliz. Öyleyse? Seçimlik hakikat, seçimin gayesi olarak tecelli eder ki, Demokrasi’nin bir gayesi yoktur, bu bakımdan da gaye olamaz. Onun etrafında “fasid daire-kısır döngü” lâfları uzatmadan, şu Demokrasi içinde kanunlarını incitmeyecek şekilde herkesten bir beklentimiz olarak, en azından İNSAN’ı ve KÂİNAT’ı tâa varlık sırrına kadar derinleştirmiş bir düşünceye nisbet içinde şu günlük “sosyal, siyasî, iktisadî, tarihî” vesair isteklerini ona bağlı görmek isteriz..."
Sayfa 214 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
İçkinin, kumarın, zinanın, hırsızlığın, rüşvetin, uyuşturucunun vesair kötülüklerin zararlı ve kötü şeyler olduğunu kabul etmeyen veya yararlı ve iyi şeyler olduğunu savunan bir sistem yeryüzünde şimdiye kadar görülmüş değildir. Fakat buna rağmen bu kötülüklere kökten el atıp bunlardan tamamen kurutulmak yerine, hürriyeti kısıtlamamak adına bir iki istisna dışında bütün kötülükler serbest bırakılmakta, sonra da bu kötülüklerin açacağı sosyal yaralar ve getireceği çok yönlü zararlar ile mücadele edilmeye çalışılmaktadır. Bu bir çelişki ve saçmalık değilse, nedir?
Sayfa 199 - Timaş Yayınları, 42. Baskı, İstanbul 1993Kitabı okudu
