AYNALAR YOLUMU KESTİ Aynalar, bakmayın yüzüme dik dik; İşte yakalandık, kelpçelendik! Çıktınız umulmaz anda karşıma, Başımın tokmağı indi başıma. Suratımda her suç bir ayrı imza, Benmişim kendime en büyük ceza! Ey dipsiz berraklık, ulvi mahkeme! Acı, hapsettiğin sefil gölgeme! Nur topu günlerin kanına girdim. Kutsi emaneti yedim bitirdim. Doğmaz güneşlere bağlandı vâde; Dişlerinde köpek nefsin, irade. Günah, günah, hasad yerinde demet; Merhamet, suçumdan aşkın merhamet! Olur mu, dünyaya indirsem kepenk: Gözyaşı döksem, Nuh Tufanına denk?   Çıkamam, aynalar, aynalar zindan. Bakamam, aynada, aynada vicdan; Beni beklemeyin, o bir hevesti; Gelemem aynalar yolumu kesti.
Atatürk'ün "ülkeleri yönetenler, uluslarına ve tarihe karşı daima vicdan hesabını vermeye hazır olmalıdırlar." Sözüyle çağdaş, uygar, demokratik bir devlet adamı ahlâk anlayışını ortaya koyar. Osmanlı devlet geleneğinde, "Nizam-ı âlem için" kardeş katlini bile kabul eden; Padişah'ın yalnızca Allah'a karşı "Mahkeme-i Kûbra" da hesap verme sorumluluğu taşıyan devlet adamı ve yönetim anlayışı 19 yy. da tanzimatla sarsılmışsa da, ortaçağ sistemi olan bu anlayış bütünüyle kaldırılamamıştı. Hatta 1876 ve 1909 Anayasalarında bile Allah'a karşı sorumluluk anlayışı kaldırılmamış; din devleti esasına dokunulamamış, egemenliğin kime ait olduğu sorunu çözülememişti. Bu sorun, ülkenin en buhranlı yıllarında İstiklal Savaşı içinde çözüldü. "Egemenlik kayıtsız, koşulsuz ulusundur" hükmü ile, laik-ulusal devletin temeli atıldı
Reklam
188 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kitabı bitirdim ve bir yere koydum ama aklımda hala bitmediğini söyleyebilirim. 188 sayfa olmasına rağmen içerik bakımından dolu; aşk, suç ve vicdan üzerine kurulu bu kitap beni çok etkiledi. 15’lerinde olan Michael ve 36 yaşındaki Hannah arasında başlayan ve bir anda biten tutkulu aşkları, yıllar sonra bir mahkeme salonunda yeniden karşılaşmalarıyla ikisini de sarsıyor. İkinci Dünya Savaşı berbat boyutlarıyla yaşanmış ve bitmiş, birçok masum insan sebepsiz yere katledilmiştir. Almanya bu soykırıma şahit olduğu ve sessiz kaldığı için artık, geç kalmış da olsa, Nazileri tarihin en büyük suçlusu sayıp mahkum etmek derdindedir. Gereken zaman ve yerde ne halk ne de devlet yaşananlara müdahil olamamışken şimdi suçluları içeri tıkıp vicdanlarını mı yatıştıracaklar? Hannah, bir kilise içinde yanmaya terkedilmiş Yahudi kadınların hesabını vermek için sanık kürsüsünde yerini almış ve sessizce bekliyor, kendi adına verilmiş kararlara kayıtsızca tepki veriyor. Michael ise kafasında bitmemiş ilişkilerinin imgelerini yaşıyor sakince. Hukuk eğitimi alıyor ama adalet sorularına cevap bulamıyor hiç. İlişkilerinin farklı boyutlarını, neden bittiğini ve ne yaşandığını mahkeme salonunda biraz daha iyi anlayabiliyoruz... Her şey netleşmeye başladıkça daha heyecanlı ve çarpıcı bir süreç bekliyor sizi. Sadakat, vicdan, adalet... Kitap rutin bir klasik olarak ilerlerken birden başka bir boyuta geçiyor. Özellikle son bölüm muhteşemdi. Kitaba göre uyarlanmış filmini de aşırı merak ediyorum, mutlaka okuyun derim.
Okuyucu
OkuyucuBernhard Schlink · İletişim Yayıncılık · 20143,276 okunma
240 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Türkiye’de Darbe Ve Erbakan
Necmettin Erbakan’ın vermiş olduğu demeçler, yazmış olduğu anılar ve eski Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in kendi ile alakalı yalan iddialarının doğrularını açıkladığı kitabı Darbe’nin incelemesi.28 Şubat döneminde yaşananların anlatıldığı, kötü adamın gerçek yüzünün hikâyesi… Türkiye darbeler nedeniyle çok fazla zaman kaybetmişti. Batı ilerlerken Türk
Arkasındakilerle ve Türkiye'nin Kayıplarıyla Darbe
Arkasındakilerle ve Türkiye'nin Kayıplarıyla DarbeNecmettin Erbakan · MGV Yayınları · 2021206 okunma
549 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Kitap çok akıcı ve dikkat gerektiren bir kitap. Yani okurken öylesine sadece hikayeyi dikkate alayım diye bir şey yok kitapta. Konu bütünlüğü var. Ben okurken her kelimesini irdeleyerek okumaya çalıştım. Tolstoy kendi içsel yaşantısını ve dönemi katmış Diriliş'e. Kendi döneminin toplumsal ve siyasal sorunlarını , kalemini çok iyi ve
Diriliş
DirilişLev Tolstoy · Norm Kitap · 201117,6bin okunma
204 syf.
·
Puan vermedi
Hüseyin Rahmi Gürpınar, daha önce Deli Filozof adlı eserini okuyup etkilendiğim nadir yazarlardan biridir. Kesik Baş adlı eserinde ise büyük yazar yine yazarlığını hem üslup hem de konu açısından kanıtlamıştır. Yer yer Osmanlıca’ya ait olan kelimelerde duraklasak da üslubun akıcılığı sizi kitaba bağlıyor. Konu açısında ise bir hayli merak uyandırıcı bir cinayeti araştıran 2 Osmanlı dedektifi ve katillerin iç dünyasına yer veriyor. Hüseyin Rahmi bu eserinde suçluluk psikolojisini ustalıkla ele almıştır. Katilin iç dünyasını, cinayeti işlemeye giden yollarda kendini kandırmanın yollarını bulmuş, kendince dünyevi felsefesi ile para için cinayeti meşru gösterebilmeyi anlatmıştır. Yine kitabın en beğendiğim düşüncelerinden biri şudur: Cennet cehenneme inanmasanız, hiçbir dini inancınız olmasa bile bir cinayeti işlemiş iseniz karşılığını daha bu dünyada alacaksınız. Vicdan denen mahkeme hiç bir zaman katilin peşini bırakmıyor. Vicdan muhasebesi açısından Dostoyevski’den aşağı yanı kalmayan Hüseyin Rahmi Gürpınar, şüphesiz çok büyük yazarlarımızdandır.
Kesik Baş
Kesik BaşHüseyin Rahmi Gürpınar · Maviçatı Yayınları · 2017520 okunma
Reklam
640 öğeden 211 ile 220 arasındakiler gösteriliyor.