Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
80 syf.
7/10 puan verdi
Efkaaarım birikti, sığmaz içime Bin sitem etsem de azdır kadere Gülm... Dur olum ne yapıyorsun? İnceleme yazıyoruz şurada. Git ötede efkarlan bakim, al şarkını da youtube.com/watch?v=qI8z6at... Eveeet... Kitabımız bir aşk hikayesini işliyor, buraya kadar tamamız. Bir çoklarınca "en güzel aşk hikayesi" olarak
Cemile
CemileCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 201932,6bin okunma
İşte dış politikada ki düştüğümüz durum bu. Ne dedi? Bulgaristan'a gelin dedi. Ya ne kadar varsa gelin. İsterse Todor Jivkov da gelsin. Tamam güzel, gelin diyorsun ama bak Ahmet, Mehmet asgari ücrete talim ediyor. Ülke insanı aç. Kadınını satıyor kızını satıyor çalıştırıyor. Sen buna çözüm bulamamışken gelin diyorsun. Bunları nereye yerleştireceksin? Kapıkule de bir anons: "muamelesi biten soydaşlarımız istediği yere gidebilir". 780.000 kilometrekare emrinize amadedir. Ve tabi bu insanlar geldi. Kim geldi ? Casus mu değil mi? Ve bir da bakıyorsunuz Ercüment Konukman açıklıyor: Gelenlerin içinde 5 bin casus var. Hey Allah'ım ya Rabbim... Ya bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? Bu nasıl bir devlet anlayışı... Recep Tayyip Erdoğan Refah Partisi Erzincan Konferansı
Reklam
"Peki ya, tam sona yaklaşılırken ortaya çıkan, vatandaşların aklınıza gelebilecek her ahlaksal ya da toplumsal amaçla kurduğu çok sayıdaki gruba ne demeli: Paranın yerini takasa bıraktığı bir dönemde, yaşlıların kalabileceği huzurevlerinin artırılıp geliştirilmesi; okul çocuklarına vitamin haplarının dağıtılması; yatalaklar, eve bağımlı özürlüler için bir ziyaret servisinin kurulması; terk edilen çocuklar için resmî bir evlat edinme yasasının çıkarılması; “genç zihinleri zehirlememek” adına, şiddet içeren ya da “nahoş” olayların haberlerine sansür uygulanması; sokaklara dadanan serseri çetelerin önce tekdir, olmuyorsa kötekle yola getirilmesi; sokaklarda, çevrede, gerekirse kapı kapı dolaşıp insanlara “cinsel faaliyetlerine çekidüzen vermeleri” konusunda telkinde bulunulması; kedi ve köpek eti yememeye ikna edilmesi; vesaire vesaire – hedeflerin gerçekten de sonu yoktu. Komedi. Tam da bu ne perhiz bu ne lahana turşusu, durumu; evi yıkılır, çatısı başına çökerken, birinin aynanın karşısına geçip cildini incelemesi ya da kravatını düzeltmesi; aklı fikri eğilip o elden iri bir lokma koparmak olan bir yamyama, kraliyetin gamsız, lütufkâr elini uzatmak.."
Atasözü, Deyim, Söz Sanatları
_Türk savaşır, rus sevişir, yunan düşünür, arap da masal anlatır. Yunan _Araplar kadar güzel masal uyduran, Farslar kadar güzel anlatan, Türkler kadar da bu masala inanan 2. bir millet yoktur. Azeri _Bir yanlışı haklı çıkarmaya çalışmak, onu iki kat büyütür. Fransız _Cahiller, okumuşların cevaplayamayacağı soruları sorarlar. İran _Yılan
+1
Bir burjuva çıkıp da bize diyebilir ki: “Yahu! Siz sosyalistler, hem her şeyde amaç yok, sebep var; toplum herkesin istediği gibi gitmez, kendi kanunlarıyla yürür, diyorsunuz; hem de, öte taraftan Parti kuruyorsunuz, amacınız sosyalistliktir. Bu AMAÇ için işkence çekiyor, sürülüyor, öldürülüyorsunuz da, gene de AMAÇ uğrundan geri dönmüyorsunuz. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Bir taraftan amaç yok dersiniz, öbür taraftan bir amaç için can verirsiniz. Devrim olacak diyorsunuz. Pekâlâ, bırakın olsun. Toplumun kanunlarını siz yapacak değilsiniz ya... Eğer toplumda bir devrim olacaksa, olur. Siz beyhude telef olmuyor musunuz? Vb... vb...” Bu kapitalist mantığı, küçükburjuva nemelazımcılığıdır. Bunun adına MUKADDERATÇILIK derler. Biz bu mukadderatçılara karşı kendi DEVRİMCİ görüşümüzü koruz. Devrimci görüş şudur: Olaylarda amaç yok sebep vardır. Sebepler zincirlenerek kanun olurlar. Bir şeyin kanununu açığa vurduk mu, o şeyin nereye gideceğini de kestiririz. Buna bilimde; ÖNCEDEN GÖRÜŞ derler. İşte insanlar için, AMAÇ “teorice” yoktur, fakat “pratikçe” amaç denilen şey, önceden görmektir. Yıldırım fabrikanın bacasına düşer. Bunu önceden görünce, elimizi kolumuzu bağlamayız. Bacayı yıldırımdan korumayı amaç biliriz, bir paratoner kurmak için uğraşırız. Kapitalizm ister istemez sosyalist devrime gidecek; bunu önceden gören İşçi Sınıfı, kendi devrimini bir amaç edinir. Burjuva toplumunun kör dövüşünden, zulmünden yüreği yanmış ne kadar sınıf, zümre ve insan varsa, hepsi de sosyalizmi önceden görmekte çıkarlı olur; bu görenlerin veya hissedenlerin en namuslu ve yiğit olanları sosyalizmi amaç edinir.
Hastalığı dağıtan kişiler, halihazırda bütün yasaklarda çalışmalarına izin verilen kişilerdir. Yani hareketli olan nüfus, yani taşıyıcı ya da hasta veyahut hasta olmaya teşne olan nüfus. Tam kapanma denilen absürd durumun altı doldurulamadığı sürece, ne bu hastalık ne de hastalığın yarattığı bu saçmasapan süreç biter. Krizleri maalesef yönetemiyoruz. - Miş'li geçmiş zaman eklerinde yaşıyoruz sanki. Halbuki hiçbir şey geçme-miş. Test sayısı azalınca, doğal olarak düşen vaka sayısını da başarı olarak addediyoruz. İnsanlar ölmeğe devam ediyor. Hiç sigara içmeğen 20'li yaşlarındaki çocukların akciğerleri lekelerle dolu. Altı doldurulmuş tam kapanma gerekiyor acilen. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!
Reklam
256 syf.
5/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Perhiz ve Lahana Turşusu
Uzun bir aradan sonra bitirdiğim ilk kitap oldu. Bir arkadaşımda ismini duyup sonradan da sevgili teyzemin benim için aldığı ve yazara imzalatarak bana hediye ettiği kitabı okumaya başlamadan önce demek ki bana katacak bir şeyleri var düşüncesiyle okumaya başladım. İlk sayfalarda ne yazık ki tüm olumlu düşüncelerim yerle bir oldu. Sebebi ise
Hayat Cesurlara Torpil Geçer
Hayat Cesurlara Torpil GeçerBircan Yıldırım · Destek Yayınları · 20183,354 okunma
19 Nisan 07
Maraş'ta Sütçü Imam o kurşunu niye sıktı? Şerefsiz bir düşman askeri, Müslüman bir kadının başörtüsüne el uzattı diye! Şimdi de ulusalcı güruh 'Çankaya'da başörtüsü istemiyoruz!' diyor. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu birader? Kim kandırdı seni zavallı halkım? Açıkçası, başbakana ve partisine bir sempatim yok. Hatta kuşkulandığım bazı önemli meseleler var. Fakat şu statükocu zihniyeti de anlayamıyorum: Adamın cumhurbaşkanı olmasını bir türlü içlerine sindiremiyorlar. İyi de sistem böyle işliyor: anayasaya uygun: meclis kimi seçerse, o cumhurbaşkanı olur, ne var bunda? Ama bunların derdi başka: kendilerinden biri seçilseydi sorun yoktu; istemedikleri biri seçilecek oldu mu, cumhuriyetin tehlikede olduğundan bahsetmeye başlıyorlar. Arkadaş, ya dünyadaki emperyalist sisteme tümüyle karşı çıkacak kadar delikanlı olun ya da bu sistemin zavallı bir çarkı olmuşken, işinize gelmeyen gelişmeler olduğunda 'Cumhuriyet tehlikede!' çığlıkları atmayın: komik oluyorsunuz Sinağrit Baba sizin oltanıza kendini kaptırsa bile, sandalda çırpınırken görür hakikati: siz bu imtihanı kaybettiniz ey statükocular!
Sayfa 156 - İz YayınlarıKitabı okudu
Bukowski, Siyaset Üzerine…
Sevgili Bay Bukowski: Neden hiç siyaset veya dünya meseleleri üzerine yazmıyorsunuz? *** Sevgili M. K. Ne diye? Yani, yeni bir şey mi var? -Yemeğin altının yandığını herkes biliyor. Genellikle bir başımıza sessizce oturup halının tüylerini seyrederken atar beynimizin tası -yan tarafında Temel Reis yazan jöleli şekerleme dolu kamyonun neden
103 syf.
·
Puan vermedi
Her şehrin bir yolculuk ve her yolculuğun bir kitap olduğunu düşünüyor. Yazıları her bir coğrafyadan, topraktan, insandan oluşuyor. Boş bakmıyor çevresine, Bağdat’tan, Bosna’dan, Bangkok’dan Gırnata’dan toprak alıyor hayatına, coğrafyaları tek bir ülke görmese de, bir yerde herkesin göçmen bir mülteci oluşunu vurguluyor. Geldiğimiz yer de gittiğimiz yer de aynı olunca, Kudüs’ten aldığı toprakla Bağdatta yuva yapıyor. Yazar yurdunu biliyor, coğrafyaya nasıl bakılması gerektiğini iyi biliyor. Kitap, hikayelerden oluşuyor, ya da denemelerden. Ayırt edilmeyecek şekilde iki türü de okuyabiliyorsunuz. Deneme türünü insanların beyninin de kitap olduğunu düşündüğüm için seviyorum. Fikir seviyorum yani, baktığı yere boş bakmayan insanları ve düşündüğü belli olan çalışkan beyinleri seviyorum. Kitap bu yönden beni çekse de yazarın bazı yerlerdeki yorucu anlatımından sıkıldım. Fikirleri konusunda belirttiği isimlerden dolayı da satırlarını okurken arada “bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” demekten kendimi alamadım. Çünkü durduğu yer ile andığı bazı isimleri birbirine yakıştıramadım. Genel olarak söyleyecek olursam bu bir kitap tavsiyesidir :) Okumanızı isterim. Okuyanlardan da görüşlerini paylaşmasını beklerim A l ı n t ı “Milyonlarca mülteciye kol kanat geren bir ülke olmamız hesap işlerinden anlamamızı değil hesap gününe inandığımızı gösteriyor. Hesapsız olmak hesabı bilmemek anlamına gelmiyor.” Bu alıntı cidden mükemmel, bu cümleyi çok severek buraya ekliyorum. Bence kitap bu cümle için bile okumaya değerdi. Selam ile…
Annemin Coğrafyası
Annemin CoğrafyasıHalil İbrahim İzgi · İz Yayıncılık · 202133 okunma
50 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.