Mecnun: …He bu arada iki ekmek parası versene ordan ya, para almadan çıkmışım. Erdal Bakkal: Yuh arkadaş! Ekmeği benden almadığın yetmiyomuş gibi bi’ de ekmek parasını benden mi istiyon utanmadan?
Sayfa 19 - Küsurat YayınlarıKitabı okudu
Ya he he
“Biz evlenmeyeceğiz. Biz partilere gidecek, maceralara atılacak ve son anda verdiğimiz kararlarla festivallere katılacağız. Ev kredileri ve emeklilik planları olan bu ezikler önümüzdeki kırk yıl boyunca aynı kişiyle kitap okuyabilirler. Ben Agent Provocateur’le anlaşmamı sürdüreceğim, teşekkürler.” “Seni seviyorum.” “Tabii ki seviyorsun
Reklam
"Derler ya, insan asla doymak bilmez diye, yüzünü verseniz ille de astarını ister diye. Bu sözler insanı kınama amacıyla söylenir. Oysa bu insan soyunun en büyük yeteneklerinden biri, onu elindekiyle yetinen hayvanlardan üstün kılan bir yetenektir bu." "They say that because a person can never get enough, if you show his face, he will always want his lining. These words are used to condemn people. However, this is one of the greatest talents of the human race, a talent that makes it superior to animals that are content with what they have."
He canım he
Onu, ne dersen de, seviyorsun. Bu yüzden onu aldatıyor sayılmazsın.
Sayfa 101
sen bu işi biliyosun he, seni gidi amcabeybii
Milyonlarca kadının içinden biri çıkar ve içinizde uykuya yatmış ne varsa canlandırır. Yapılarında bir uyum vardır, giydikleri elbisedir bazen sizi çeken; ya da kendilerine özgü bir hava.
Henry Ford
İlerlerken tüm aksaklıklara dikkat etmişti; tıpkı bir saat ya da bir motor gibi başarısızlıklarını aklın­da parçalara ayırmış ve kökündeki nedeni saptamıştı. He had paid attention to every glitch along the way, and like a watch or an engine, he had taken apart these failures in his mind and had identified the root cause.
Sayfa 120 - Altın Kitaplar Yayınevi 5. BasımKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.