Kocan seni döverse babanın evine git. "Senin yanın koca­nın evi, gelinlikle gittin kefenle çıkarsın" diyeceklerdir. O zaman karakola sığın. "56. şikayetini de aldık, hadi evine dön, inşallah ölmez de sağ kalırsan seneye belki korumaveririz" derlerse yılma, kadın sığınma evine git. "Yer kal­madı, kapasitemizin çok
Sayfa 64-65-66Kitabı okudu
‘’ Kendi maceramda ben, Türk kanunları bakımından haksızdım. Türkçü ve ırkçı olduğum için, Türk üniforması taşımasına rağmen Bağdatlı bir Arap olan Birinci Mülâzım Mesut Süreyya'ya selam vermeyi reddettiğim için tardolunmuştum. İnsafın o yerde namı yok mu? Hırsızlar yani ahlaksızlar müşahede altında bulundurulacak diye ihtilalciler yani yiğit kişiler, yahut buyruğa baş eğen askerler yani ahlâklı gençler gayri sıhhî, gayrî insanî yapılara dağıtılacak. Hele arkadaşlarından ayrılarak Kepsut'a tek başına gönderilen o garip genç kim bilir hangi it uğursuzların yanında çile dolduracak.’’
Reklam
Düşün ki küçücük bir kız var sokakta, ya on yaşında ya da on iki. Jandarmanın biri geliyor, ırzına geçiyor kızın. Sokakta. Sabah sabah. Güneş ışığında, toz duman içinde. Herkes bir yere gizlenmiş, babası bile ahıra saklanmış. Kızcağız nasıl bağırıyor bir duysan. Kimsenin kılı kıpırdamıyor. 'Hay Allah!' deyip bir bıçak kapıyorum ambardan. Kızmamışım daha. İçimde öfke yok. Dosdoğru jandarmaya gidip kafasını biçiyorum. Öfkeli değilim ama. Kızcağız bağırmıyor artık, yalnız bedeni buz gibi, gözleri korkudan belermiş. Öğretmeniyim onun. Yerden kaldırıyorum. Yürüyemiyor. Bilinci yerinde, gözleri korkudan irileşmiş ama yürüyemiyor işte. Jandarmanın kanı, boynuna, saçlarına bulaşmış. Babasına götürüyorum. Babası azarlıyor beni. 'Neden karıştın bu işe?' diyor. 'Şimdi o jandarmanın arkadaşları gelir vurur beni.' 'İyi ama kızınız söz konusu!..' diyorum. 'Ne var yani?' diyor, 'Altı üstü bir kadın o. Nasıl olsa başına gelecek bir iş.'
Sayfa 106Kitabı okudu
Erkekler bir arada yaşadıkları için özel alanlarının dar gel­mesinden midir, hayata karşı daha özensiz olduklarından mı bilmiyorum ama koğuşta o kitaplar dışında bir tane bile fo­toğraf ya da kişisel eşya görmedim. Tabii bir de karılarının kızlarının fotoğrafını diğer erkeklerin görmesi durumunda yaşanacak tatsızlıklar vardır bizde. Malum kadın ya da kız, kuşe kağıttan bile bakıyor olsa, yine de namus meselesidir bizim memlekette.
Sayfa 134Kitabı okudu
‘’ Atatürk'ün büyük kumandan olduğunda kimsenin şüphesi yoktur. Ama Birinci Cihan Savaşı'nın sonunda Suriye'de yenildi. Gazi Osman Paşa da büyük kumandandır. O da yenildi. Hem de tutsak düştü. Bunlarla Atatürk'ün ve Gazi Osman Paşa'nın büyük kumandan olmak vasfı gider mi? Gitmediğine en büyük senet, Moskof Çarı'nın Gazi Osman Paşa'ya kılıçla gezmek müsaadesini vermesi, İngilizlerin de Çanakkale Savaşı hakkındaki resmi tarihlerinin başında Atatürk'e yaptıkları ithaftır. Mehmet Emin Yurdakul'un dediği gibi: Milliyetler mazilerden akıp gelen sellerdir.’’
...........tekrarın skandalı daima unutuşun skandalı tarafından merhametle silinir. (unutuş; anıların -büyük bir romanın ya da kıyımın anısı kadar, sevilen bir kadının anısının da- gömüldüğü o dipsiz çukur).
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.