ATLARI DA VURURLAR romanını okumaya niyetiniz varsa, buradan sonrasını okumayın!
Anlatıcı, romanda konu edilen yarışmaya katılmıştır. Bir erkek ve bir kızdan oluşan gruplar, birinci olmak için bedensel güçlerini sonuna kadar kullanmak zorunda kalmaktadırlar zira en arkada kalan çift yarışmadan atılır. Elenen çiftler, o vakitler büyük miktar sayılan 500 dolar paraya da veda ederler. İnsan haysiyetine yakışmayan bu yarışma çeşitleri, tiksindirici anonslarla duyurulur pist dışındaki izleyicilere.
Anlatıcının "Yarışma Ortağı" olan kız yaşamaktan bıkmıştır. Her fırsatta ölmek istediğini dile getirir; isyankâr ruhlu, anarşist tavırlıdır. Romanın sonlarına doğru, her onur kırıcı teklife ispirto misali parlayan bu genç kızın, evvelce intihara teşebbüs etmiş olduğunu fakat ölmeyi beceremediğini duyarız kendi ağzından. Anlatıcı, Kız'a:"Yahu sen ne meraklısın ölmeye!" der elimizde artık romanın okumadığımız bir-iki sayfası kaldığında...
Okyanus'un kıyısında yan yana oturmakta, yarışmadan bahsetmektedirler şimdi. Kız, çantasında bir tabanca taşıyor olduğunu, kendisine bir iyilik yapıp yapamayacağını sorar Anlatıcı'ya. Kendi yaşamına kendi elleriyle son vermeyi beceremeyecek kadar korkak olduğundan şikâyet eder. Anlatıcı nasıl olduğunu anlayamaz, birden, elinde patlamış olan tabanca ve kumlara serilmiş yatan kanlar içerisindeki Kız'ı görür.
Polis otosunda karakola götürülüyor Anlatıcı ve polislerden birinin sorusuna muhatap oluyor:
-Niçin vurdun 'lan kızı?
Anlatıcının verdiği cevap okumuş olduğumuz romanın başlığıdır:
"ATLARI DA VURURLAR"