İplik ve dokumayla başlayıp, gemi yapımı, ecza (spazmolitik/analjezik/antitussif) olarak serüvenine devam eden 'keder otu', 'ruhu çalan hırsız' (beng/berc/esrar/kınnab/haşiş/kendir/gonca/Afgan/aşk otu/çıkık/çiçek/çiftetelli/sarı kız/yuf); Hint ve İran coğrafyasından, Mısır'a, Kuzey ve iç Afrikadan sonra Anadolu'ya
Aşk lafını ağzına almazdı Yakamoz. Nerede aşık görse garipser, aşk acısı gördü mü dayanamaz, gülerdi. Çok ketumdu, kimseye hiçbir şey söylemezdi. Bir kadının onu seveceğine inanmazdı, gerçek aşkın onu bulacağına ihtimal bile vermezdi. Sonra bir gün onu gördü, onu Papatyasını bakmaya kıyamadığı o narin çiçeğini hayatında hiç böyle hissetmemişti.
Otuzlu yaşlarınızdasınız ve bir vakfın derslerine katıldığınızı varsayın. Kültür ve Uygarlık isimli dersinizin öğretmeni ile tanışıyorsunuz.Karşınızda kaba saba ayakkabıları, siyah ya da kahverengi uzun etekleri (mevsime göre), griye yakın sarı saçlarıyla Elizabeth Finch duruyor. Ama Elizabeth Finch'i Elizabeth Finch yapan ne kıyafetleri ne
Uzun 1 yolculuk...
Uzun bir yolculuğa çıkarız belki...
Ne dersin
Karlı bir kış akşamında
Buğulu camların ardından bakardık yollara
Bacasından gri duman tüten soluk sarı ışıklara
(Müzik sesleri yine tüm apartmana yayılmış.)
-Geldim bekle!
-Benim ben!
(Kapı açılır.)
-Biliyoruz herhalde “benim ben” diyor ya, geç hadi hocam bey.
-Bütün gün bu anı bekliyorum.
-Hm. Hangi anı?
-Evime geldiğim anı yavrum?
-Bak sen. Gelişme kaydedilmiş Tolga Bey? Evimler falan filan.
-Ee bebeğim öyle davran, evinde hisset kendini, yoksa uyurken
Kitabı genel olarak pek beğenmedim; tasvirler uzun ve sıkıcıydı, bu tasvirlerden dolayı roman yer yer akıcılığını yitirdi. Tasvirleri okurken asıl olay neydi, diye unuttuğum oldu. Başkarakter Yvette'nin duygularını yeterince açıklanmamış çok arada kalmış gibi buldum. Yvette, bir Çingene'den etkilenip ilk defa "sevgi" duygusunu
#erkeklerinyarattığıtatlışeytan 'la aşk,aldatma,sadakat ve cinsellik üzerinden
kadınla erkeğin neler yaşadığını, aşka nasıl isim verdiğini, onu yaşamayı nasıl seçtiğini,hayatında nereye yerleştirdiğinin peşine düşüyoruz.
Bu ilişkiler içinde ayaklarının yerden kesilmesi, sanki önceden hiç deneyimlemediği şekilde sevildiğini hissetmesi,
ilk defa diğer okuduğum kitaplarına göre farklı bir hayat hikayesini ele almış . Babası tarafından dini eğitimden uzak , her istediği yapılan bir kız olarak yetişen Buse, Enes adındaki dinine bağlı genç bir hocaya aşık olur . Bu olaylar başörtü yasağının olduğu , dini faaliyetlerin yasaklandığı bir dönemde gerçekleştiği için Enes hocanın yaşadığı
Ali Şeriati ’in kalemine çok aşina değilim. Onu biraz daha yakından tanımak niyeti ile bu kitabı elime aldım. Katıldığı bir konferansta yaptığı konumanın yazıya dökülmüş hali bu metin. İnsanın dört zindanı. İnsanı tutsak eden dört olgu üzerine konuşmuş yazar. Felsefi bir yaklaşımla düşüncelerini açıklamış. Yazarlara ve düşünürlere, kitaplara atıf