Sevmek, sevilmek
Ve bunları bilmek üzerine...
Kitabın daha ilk sayfasından sonunu anlaya bileceğiniz gibi, okuduğunuzda hiç bir olay sizi şaşırtmıyor dahası biliyor ve bekliyor sunuz olacakları, bana kalırsa, sinsi bir merakla bekliyoruz. Kitabı okurken kendime şu soruyu sordum, nerden tanıdık geliyordu bu duygular bize. Yoksa bolca tanımış mıydık BİLİNMEYEN KADINALRI hayatımızda? Dinlemiş miydik onların hikayesini yoksa izlemiş ya da okumuş muyduk?
Bana kalırsa burdaki küçük kızın sevmeyi bilmemesi, kızın küçüklükten itibaren sevilmemesi ve her ne kadar farkında olmasa da annesine benzemesidir, sadece tek bir farkla annesi bu melankoli uykusundan uyanabilmişti ama kızını uyandırmak için çok geç kalmıştı. Çünkü babadan erken zamanda ayrı düşmüş ve annenin yas sürecini bu kadar uzatması kızı bu yalnızlığa iter. Ondaki bu ısrarla bağlanma ve acını içinde kalmaya devam etme çabası bir anne mirasıdır, çünkü annesi de uzun bir süre yas elbiseleriyle gezen ve dünyadan kopuk bir karakterdir. Toplumda her ne kadar farkında olmasakta, düşen varsa onu ve ya onları bu duruma iten yine biz insanlarız ve son tekmeyi de hayatın atmasıyla oyun biter perde kapanır ve alın size mutsuz bir son, konuşulacak zayıf bir karakter, kötü yola düşmüş aptal aşık bir karakter.