Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Yağmur Şimşek

Pencerenin önünde minderlere gömülüp kaliteli bir sigara yakarken hayat ne kadar da güzel gözükmüştü gözüme, mükafatları ne tatlıydı, bu kıskançlık ve garez ne kadar önemsizdi, arkadaşlık ve insanın kendi gibilerin arasında olması ne kadar da takdire şayandı.
Reklam
Yükseldiğimi sanırken bayır aşağı yuvarlanıyormuşum meğer. Evet, olan gerçekten de bu. Başkalarının gözünde yükselirken hayat ayaklarımın altından akıp gidiyormuş.
Yaşıyordum... bir yaşamım vardı, ama şimdi usulca elimden kayıyor ve ben onu tutamıyorum.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
O zamanlar Yitik Cennet’i okumamamıştım ve daha sonra Milton’ın “ Cehennemde krallık cennette hizmetçilikten iyidir, “ sözlerini okuduğumda, büyük akılların aynı kanallarda yürüdüklerine tamamen inandım.
Kimi zaman, insanla diğer hayvanlar arasındaki asıl ayırıcı özelliğin, insanın kendi türünden dişilere eziyet eden tek hayvan olduğu tezini ileri sürmüşümdür
Reklam
Nerede, nasıl öldüğünüz ne fark eder Ölüme yürüyecek kadar güçlü olduktan sonra ?
Köpeğe atılan bir kemik hayırseverlik değildir. Hayırseverlik siz de en az köpek kadar açken onunla paylaştığınız kemiktir.
İstiklal Harbinin finansmanının zaman zaman Tekalifi Milliye türü olağanüstü vergilere ve el koymalara başvurularak Sovyet yardımı dışında tamamen Anadolu halkı tarafından karşılandığını söyleyebiliriz. Vedat Eldem’in hesaplarına göre, Osmanlı devletinin Birinci Dünya Savaşı’nın finansmanı için kullandığı kaynakların yüzde 26’sı Alman ve Avusturya avanslarından oluşan dış kaynaklardanken, İstiklal Harbinin finansmanının sadece yüzde 10’u dış kaynaklardan( Sovyet yardım ve bağışlarından) sağlanmıştı.
Cumhuriyet Türkiye’sinin ilk yıllarında, büyük bir hububat alanı olan İç Anadolu’dan İstanbul’a buğday nakletmek, New York’tan buğday ithal etmekten yüzde 75 daha pahalıydı. Bu nedenlerle İstanbul, hububat tüketimini büyük ölçüde Avrupa ve Amerika kaynaklı unlardan sağlıyordu.
Reklam
1908’i izleyen yıllarda bir kısmı İttihat ve Terakki Cemiyetinin etkili mensupları olan Ziya Gökalp, Yusuf Akçura, Tekin Alp gibi düşünürler İktisadiyyat Mecmuası ve Türk Yurdu gibi yayın organlarında Alman tarihçi okulunun korumacı doktrinlerini yaymaya başladılar.
Siyasal ve iktisadi istikrarsızlıkların faturası 1980 darbesi sonrasında oluşturan siyasal partilere çıkarken, Necmettin Erbakan’ın önderliğini yaptığı İslamcı hareketten ayrılan bir grup siyasetçinin kurduğu Adalet ve Kalkınma Partisi bu fırsattan yararlanmayı bildi ve seçimi kazanarak tek başına iktidara geldi.
Gerileyen ürün fiyatları ve diğer desteklerin kaldırılması, tarımsal üretimi olumsuz etkiledi. 1980’li yıllarda tarımsal üretimin artış hızı yılda ortalama %1,4 ile Cumhuriyet tarihinde ilk kez ülke nüfusunun artış hızının gerisinde kaldı.
24 Ocak 1980 kararlarının temel amaçları kısa vadede ödemeler dengesini iyileştirerek ve enflasyonu düşürerek istikrarı sağlamak, uzun vadede ise piyasaya daha fazla ağırlık veren ve dışa, özellikler de ihracata yönelen bir ekonomi yaratmaktı.
67 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.