"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Size bir tüyo vereyim mi?
Paylaşımlarınızı sabahın erken saatlerinde, akşam 8'den sonra ve yağmurlu yada kapalı havalarda yapın.
Bu durumlar dışında ve güneşli havalarda bu platform hiçbir şekilde teveccüh görmüyor...
En çok teveccüh gördüğü günleri de söyleyeyim size, cuma akşamından başlayıp cumartesi gece yarısına kadar bütün gün.
Hava yağmurlu ve kapalı ise her gün...
"Beklenmeyen bir şey, bir durum
Yoklar ara sıra
Beklenmedik anlarda
Kısa pantolonlu bir çocuk
Elinde sigara
İlk nefes, son nefes
Derken gemiler, girer rıhtıma
Hayat bu; mavilikler de var, denizlerde...
Bazen güneşlidir hava
Bazen yağmurlu
Olmadık anda eser rüzgar
Gemiler de var, kayıklar da
Batacak birileri, birileri seyr-ü sefer
Birinciye fenerli istikamet
Gerisi ardınca halay misali
Hep ard arda, hep sıradan
Rotalar belirli, izler ebedi
Çocuk dediğim bir delikanlı
Doğuştan asi ve deli
Bir elinde sigara
Diğerinde umut,
Kısa pantolonlu
Hayat yorgunu..."
https://1000kitap.com/harunkusmus
Ahmet Muhip Dıranas, Cumhuriyet’ten sonraki Türk edebiyatının önemli bir
fikir ve sanat adamıdır. Ki O sadece edebiyatla değil, resim, fotoğrafçılık gibi sanatın pek çok dalıyla yakından ilgilenmiştir. Dıranas’a göre sanat insanoğlunun ferdî ve maşerî ölüme karşı bulduğu tek çaredir.
Dıranas, hocası Ahmet Hamdi Tanpınar gibi, şiirde dil ve
"Bir baba düşledim..
Her akşam eve geldiğinde koşarak boynuna atladığım 'canım babam' diye sımsıkı sarıldığım.
Ondan oyuncaklar istediğim, çikolatalar, sakızlar istediğim..
Sonra dışarıda esen rüzgar hiddetlendi sıyırdı beni düşlerimden. (Hava yağmurlu ve fırtına var, denizin bile sesi geliyor)
Hiçbir zaman babamın boynuna sımsıkı
Dili çok güzel, sade ve akıcı. Altı çizilecek ve alıntı yapılabilecek yığınla satır dolu bir kitap. Şahsen ben okumaktan büyük keyif aldım, yaşamın her alanından izler buldum. Hiç bitmesin istediğim “Bir Delinin Senfonik Dokundurmaları” isimli şiirini aşağıya alıyorum.
-Sevgi,
Kilidi olmayan tek hazinedir.-
-Sevgisiz kalp ışık girmeyen mabet
Kitaba başlamadan önce -ki bu benim aynı zamanda yazarla tanışma kitabımdır- Alemdağ'ın Doğu Anadolu coğrafyasına ait bir dağ olduğunu zannettim. Ancak kitabın daha ilk sayfasında şaşırdım, meğer İstanbul'un meşhur caddesi olan Alemdağ'mış. Zaten kitabın tamamında İstanbul'a ait izler vardı. Örneğin defalarca gittiğim Çilek Sokak'ı Abasıyanık'tan
.
Sabahın üçünde, dördünde ve beşinde sıçrayarak uyanıp kendimi duvarlara yazı yazmaya verdim: “Senin suskunluğunun hiçbir anlamı yok benim için; benim suskunluğum seninkini bastıracak” ya da “Güneş battığında ölüleri sayarız” ya da bir dosttan alıntıladığım, “Beni bulmamış olsaydın arıyor da olmazdın.” Ya da Japonca Tokyo hava raporu: “Kumori toki-doki ame”* gibi kırık dökük tümceler. Bazen yalnızca, “İyi geceler!” (O yasumi nasai!)
* (Jap.) Bulutlu, yer yer yağmurlu.
.
Yağmurlu, serin, yürümek için güzel bir hava...
Güzel bir sabah, güzel bir pazar olsun.
KAMU SPOTU: Yağmurlu havalarda yanınıza şeffaf dosya alın, kitabınız ıslanmasın.