Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yanılsama gerçeği tahrif edebilir, maske yüz ifadesini değiştirebilir. Demokrasinin totalitarizmin "tam aynısı" ya da "tıpkı onun kadar kötü" olduğu yolundaki yaygın görüşler bu olguyu asla göz önünde bulundurmaz. Tüm bu görüşler özetle yarım ekmeğin sıfır ekmeğe eşit olduğunu ifade eder. İngiltere'de adalet, özgürlük ve
Tüm söylediğim zihin, vücut ve ruhunun potansiyelini serbest bırakmak için önce düş gücünü geliştirmen gerektiği. Görüyorsun ki her şey her zaman iki kez yaratılıyor; ilkin zihin atölyende ve sonra gerçekte. Bu süreci 'taslak hazırlama* olarak adlandırıyorum, çünkü dış dünyada yaptığın her şey iç dünyanda bir taslak olarak başlıyor, zihninin
Reklam
"Bu nasıl mahkeme? Yargıç yok ortada. Hani jüri nerede?" "-Yargıç da benim jüri de, İpe bile gônderirim. Eğer canım isterse..."
— Acımak! –diye bağırdı.– Bana ne diye acınsın! Diyorsun ki: “Sana ne diye acısınlar?” Evet!.. Bana acımak için bir neden yok! Acımak ne, çarmıha germek gerek beni! Çarmıha ger onu ey büyük yargıç, çarmıha ger ve sonra acı! O zaman çarmıha gerilmek için kendi ayaklarımla gelirim sana, çünkü ben sevinçlere değil, aşağılanmalara ve gözyaşlarına
Yasaya karşı geldiklerinde Tanrı -Her Şeye Kadir Yargıç- sanki saklanabilecekleri her yeri bilmiyormuş gibi, onları aramak gibi bir numara da yapıyor. Bu oyunu pek eğlenceli bulan melekler (İblis, Tanrı katını terk ettiğinden beri yaşamları bayağı çekilmez olmalı ki) seyrededursunlar, Tanrı bahçede dolaşmaya başlıyor. İncil’in bu bölümünün gerilim filmi olarak çok başarılı olacağını düşünmüştü hep: Tanrı’nın ayak sesleri, korkulu bakışlarla birbirine bakan çift, tam saklandıkları yerin Önünde duraklayan ayak sesleri. “Neredesin?” diye soruyor Tanrı. Adem yanıt veriyor: “Bahçede ayak seslerini işittim, korktum, çünkü çıplaktım, onun için saklandım.” Bu sözleri söylediği anda suç işlediğini itiraf ettiğinin farkında bile değil. Böylece, son derece basit bir numarayla, yani, Âdem'in nerede olduğunu, neden saklandığını bilmezlikten gelerek. Tanrı istediğini elde etmiş oluyor. Gene de olayı dikkatle izleyen meleklerin içinde herhangi bir kuşku kalmasın diye, daha da ileri gidiyor: “Çıplak olduğunu kim söyledi sana?” Bu sorunun bir tek yanıtı olduğunu elbette çok iyi biliyor Tanrı: “İyi ile Kötü’yü ayırt eden ağacın meyvesinden yedim.”
Sayfa 114 - Can Yayınları
Ateizme göre, ölüm bir son olduğundan, adaletin sağlanabileceği bir başka yaşam yoktur. Eğer nihai Yargıç yoksa, nihai adalet de olmayacaktır.
Sayfa 73 - Haberci Basım YayınıKitabı okudu
Reklam
Allah'ın bağışlayıcılığı bu kadar mı güzel anlatılır?
— Acımak! -diye bağırdı.- Bana ne diye acınsın! Diyorsun ki: “Sana ne diye acısınlar?” Evet!. Bana acımak için bir neden yok! Acımak ne, çarmıha germek gerek beni! Çarmıha ger onu ey büyük yargıç. Çarmıha ger ve sonra acı! O zaman çarmıha gerilmek için kendi ayaklarımla gelirim sana, çünkü ben sevinçlere değil, aşağılanmalara ve gözyaşlarına
Bay MarmeladovKitabı okudu
1944-1947 TÜRKÇÜLÜK DAVALARI: BAŞLICA KARABASAN OLAYLARI* Necmettin Sefercioğlu Karabasanlar döneminin olayları; Türkçü Hüseyin Nihal Atsız ile komünist Sabahattin Ali (Alı) arasındaki bir "hakâret davası”nın Ankara'da görüldüğü 3 Mayıs 1944 günü yapılan gençlik yürüyüşü ile başladı. O gün, duruşma salonu uygun büyüklükte olmadığı
Yargıç, yargılamasında somutlaştıracak olduğu hukuku nerede bulacaktır? Kaynağın apaçık halde bulunduğu zamanlar vardır. Vakaya uyan kural, bir yasa ya da anayasal norm tarafından konmuş olabilir. Bu durumda yargıç daha ötelere bakamaz. Onaylanmış ortak fikir, bu durumda yargıcın söz konusu kurala uymakla görevli olduğu yönündedir. Anayasa yasadan önceliklidir, Yasada eğer anayasa ile uyumlu ise yargıcın kendi hukukunun önündedir. Bu minvalde, yargıç-yapımı hukuk yasa koyucu faaliyeti ile oluşturulmuş hukukun altındadır; ikincildir.
Sayfa 5 - tekinKitabı okudu
Debs'ten yargıca
“Sayın yargıç, tüm canlılarla bağımı seneler önce kavradım ve dünyadaki en aşağılık seviyeden sadece biraz daha iyi durumda olduğumu gördüm. Sonra dedim ki ve halen diyorum ki, bir yerde daha düşük bir sınıf varsa ben oradayım, bir yerde suç unsuru varsa ben o unsurun içindeyim, nerede hapiste bir ruh varsa ben özgür değilim."
Reklam
Hudutlarını aşan her şey , usul usul zıddına dönermiş ... Nerede bir yokuş varsa orada mutlaka bir iniş varmış.
82 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.