Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Nerede olursa olsun, harcanan ne ilk, ne de son insandır o.
Özgürlüğün nerede bitip suçun nerede başladığı yeri bilmenin güç olduğu yolundaki bütün itirazlar ise , ilkede, özgür bir yurttaş olduğu için yumruklarını dilediği yönde sallayabileceğini iddia eden bıçkının ünlü öyküsüyle şöyle cevaplandırılabilir ; bilindiği gibi , bıçkının bu sözlerine karşı yargıç bilgece şöyle demişti: " Senin yumruklarını sallama özgürlüğün, komşularının burunlarının durdukları yerle sınırlıdır."
Reklam
_Laiklik, medeniyettir. _Laikliği, her şeyin üstünde zorunlu buluyorum. _Cadılarla, hortlaklarla ve ruhlarla ilgilenmek, politikacıların işi değildir. Politikacıların görevi, kanunlarla sınırlandırılmıştır. Politikacı, ruhları, sıradan insanlardan daha iyi bilmez ve bundan ötürü, en az benim kadar cahil olan ve benim selâmetimle benden daha az
( Eleştirel bir Bakış )
_Dinde zorlama yoktur. (Bakara 256) _Ama, kim İslamdan çıkıp başka bir dîn'e yönelirse sapkındır ve af yoktur. (İmran 90) _Çünkü, tek gerçek din islamdır. (İmran19) _İslam dışı tüm inançlar batıl ve sapkınlıktır.(Hadis) _İslam hakim gelene kadar kafirlerle savaşın.(Enfal39) _Kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır. (Saff 8)
_İslamı akıl ve hoşgörü dini sayanlar kuranı mutlaka okumalı. Şeriat yalnızca bir inanç işi değil, binlerce yıllık ilkelliklerin, cinayetlerin, terörün, işkencenin kaynağıdır. Kuran Allah sözüyse kölecilik, cariyelik, küfürler, kısas-kan davası niye? _Bir şeyin "insanlık dışı" olması, islamcının umurunda değildir. Elverir ki "islam
_Edebini kaybeden kimse, kötülükten zevk alır. _Düşünmek, ruhun kendi kendine konuşmasıdır. _Adaletli olmak herkese eşit davranmak değildir, herkesin durumuna, konumuna göre davranmaktır. _Arzular ve duygular arabayı çeken iki at, akılsa onları yönlendiren arabacı olmalıdır. _Müziğin insanı götüreceği yer güzellik sevgisidir. _Görünen değişiyor,
Reklam
( Geliştirilmiş Eristik Diyalektik )
_Goethe: Cahillerle tartışırken akıllı kişi, gömülür boğazına kadar cehaletin içine. İzin vermeyin hiçbir zaman götürülmenize, haklı olmayan biçimde. _İlkeleri, kanıtları ve nesnel gerçekleri inkar edenlerle tartışamayız. _Nasıl ki müsabakalara birbirinin dengi olanlar kabul ediliyorsa, tartışmalarda da böyle olmalı. _Bir bilge, cahillerle
1946'da Isaac Woodard adlı, henüz üniformasını bile üzerinden çıkarmamış siyah bir gazi Güney Karolina'da, Greyhound firmasına ait bir otobüsten indi. Kuzey Karolina'ya, ailesinin yanına gidiyordu. Orduda dört yıl görev yapmış, Pasifik Cephesindeki hizmetlerinden dolayı çavuşluğa terfi ettirilmiş, Asya Pasifik Cephesinde bulunduğu
Hâlâ Joe’yu düşünüyordu ve arkasını dönüp kapıya bakmadı. Kapının yumuşakça kapandığını duydu. Uzun bir sessizlik oldu. Kapının çalındığını unuttu; bomboş gözlerle önüne bakıyordu ki bir kadının hıçkırığını duydu. İstemsiz, spazmı andıran, kontrol edilmeye ve bastırılmaya çalışılan bir hıçkırık diye düşünürken o tarafa döndü. Bir an sonra
Yargıç nerede?" Üç erkek birbirlerine baktılar. "Acayip... Onun da bizimle birlikte yukarıya koştuğunu sanıyordum." "Ben de öyle... Doktor sen merdivenleri benim arkamdan çıktın. Yargıcı gördün mü?" diye sordu Blore. Armstrong, "Ben peşimden geldiğini sanıyordum," dedi. "Tabii, ihtiyar olduğu için yavaş çıktığını düşünmüştüm." Tekrar bakıştılar.
Reklam
Yargıç Wargrave çenesini kaşıdı. "Araştırmamızın bir yararı olacağından kuşkuluyum. Bizim katilin tabancayı iyi bir yere saklamak için bol bol vakti vardı bu sabah. Bulmak pek kolay olmayacak." Blore, "Tabancanın nerede olduğunu bilmiyorum, ama enjektörün nerede olduğunu tahmin ediyorum. Benimle gelin," dedi. Kapıyı açarak evden çıktı, binanın çevresinde dolaştı. Yemek odasının penceresine yakın bir yerde enjektörü gördüler. Enjektörün yanında bir de kırık zenci bebek duruyordu. Kırılan beşinci Küçük Zenci. "Enjektörün bulunabileceği tek yer burasıydı," dedi Blore "Katil işini bitirdikten sonra pencereyi açtı ve enjektörü dışarı fırlattı. Sonra küçük zenci bibloyu da enjektörün yanına attı."
Lombard'ın sesi ilk kez heyecanlıydı, hatta titriyordu. Sanki onun da sinirleri boşalmak üzereydi. Vahşi bir sesle devam etti. "Çılgınlık... Tümüyle çılgınlık!... Hepimiz deliriyoruz galiba." Yargıç sakin bir sesle, "Buraya enjektör getiren olmuş muydu?" diye sordu. Dr. Armstrong doğruldu, kendinden fazla emin olmayan bir sesle, "Evet, ben getirdim," dedi. Dört çift göz ona çevrildi. Doktor düşmanca bakışların kendisini sardığını hissetti. "Yanımda daima bir enjektör taşırım. Bütün doktorlar taşır." Wargrave, "Öyle," dedi. "Şimdi enjektörünüzün nerede olduğunu söyleyebilir misiniz bize, doktor?"
Kadın konuştu. "Ben bayıldım mı, efendim?" "Evet." "O ses yüzünden... Ne korkunç bir sesti o!... Sanki bir yargıç konuşuyormuş gibi!..." Sonra yüzü yeniden morardı, gözbebekleri kayıverdi. Dr. Armstrong sert bir sesle, "Nerede kaldı şu konyak?" diye sordu. Rogers kadehi masanın üzerine bırakmıştı. Biri onu Dr. Armstrong'un eline tutuşturdu. Doktor baygın kadının aralık dudaklarına kadehi dayayarak "İçin bunu," dedi.
"Günlük yaşamımı geride bıraktım," diye düşündü. Sonra kendi kendine gülerek geleceğe ilişkin planlar kurmaya başladı. Kayanın içine oyulmuş basamakları tırmanırken dudaklarında hâlâ mutlu bir gülümseme vardı. Terastaki koltuklardan birinde yaşlı bir adam oturuyordu. Bu adam Dr. Armstrong'a hiç de yabancı gelmemişti. Bu kurbağaya benzeyen yüzü nerede görmüştü? Evet tabii, ihtiyar Yargıç Margrave'in huzurunda bir kez tanıklık yapmıştı. Mahkeme sırasında uyukluyormuş gibi görünen, ancak en önemli anlarda müdahale eden yargıcı tanımıştı. Jüri üzerinde büyük bir etkisi olduğu söylenirdi. İdam cezası vermekten zevk aldığını iddia edenler de vardı. Bütün dünyadan uzak olan bu yerde, ona rastlamak oldukça garipti.
Yanılsama gerçeği tahrif edebilir, maske yüz ifadesini değiştirebilir. Demokrasinin totalitarizmin "tam aynısı" ya da "tıpkı onun kadar kötü" olduğu yolundaki yaygın görüşler bu olguyu asla göz önünde bulundurmaz. Tüm bu görüşler özetle yarım ekmeğin sıfır ekmeğe eşit olduğunu ifade eder. İngiltere'de adalet, özgürlük ve
81 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.