Derdim Var
Cumhuriyetin 100.Yılında Derdim Var Kurduğunuz Cumhuriyeti,devrimleri koruyamadık,uygulayamadık,daha ileriye götüremediğimiz için sizden utanıyorum. Emperyalist dış ülkeler bize yanlızAnka- ra’yı bırakmak isterken,milletimizle beraber savaşarak siz bize Türkiye gibi bir ülke bıraktınız. Sanki siz milletimizi dinsiz kalsın,sanki dillerini konuşmasınlar,taa Adem-Havva dan bu yana doğanın kanunu olan sevgi ve aşkı yaşamayın,çocuk doğurmayın demişsiniz gibi hayalperest insanlar birbirine baskı yapıyorlar. Daha önce yaşanmamış gibi insanları aşk terbiyesi yapılmakta. İnsanlar ailede yaşamadığı sevgiyi dışarıda aramaya başladılar. Bölündük bölünüyoruz,aile diye bir şey kalmadı. Cumhuriyet sayesinde okuduk.Ama kurduğunuz kurumlar yok edildi.İnsanlar işsiz ve az ücretle çalıştıklarından aç yoksul. Halinden memnun olmayan doktorlarımız ve diğer meslekler yurt dışına gitmekle öksüz bırakmaktadır. Türkiye’de Laiklik ve Sol Özgür Şen
248 syf.
9/10 puan verdi
Bir Madımak Şairi olan Behçet Aysan...
BU AŞK, BU ŞEHİR, BU KEDER 1. hoşça kal ayak izim serseri sokaklarda hoşça kal kendine bir başka gökyüzü büyüten kardeşim
Düello
DüelloBehçet Aysan · Kırmızı Yayınları · 2008680 okunma
Reklam
Gel ( Ahmet Selçuk İlkan)
'Gelmezsen yeminli gülmez talihim Senin ellerinde ölüm tarihim' Geçmiş zamanları sildim takvimden Sana ayarladım bütün saatleri Sana hazırladım bütün yarınları Gel!
Kış geldiğinde Sedef’i bütünüyle unutmuştum. Daha doğrusu şöyle; hatırlayıp hatırlayıp unutmuştum. Sanki aramızda hiçbir şey yaşanmamış gibi. Alelade bir yaz aşkı gibi. Sanki Sedef ancak ismi geçtiği zaman hatırlanan hayalet arkadaşlardan biriymiş gibi. Sanki deniz kenarında bütün gün kumdan kale yapmamışız gibi, sanki pansiyonun sahanlığında yan yana oturup konuşmamışız, yıldızlara bakıp nedir bu kâinatın esbabı mucibesi diye düşünmemişiz gibi. Unutmanın acısı, ayrılığın acısından farklı. Ayrılık hüzne yakın, unutmak kasvete. Yani birini er geç unutmaya mahkûm olduğunu bilmenin kasvetinden bahsediyorum. Birini yavaş yavaş unuttuğunun bilincine vardığın anların sıkıntısından bahsediyorum. O kişinin parça parça silinip alakasız hatıraların arasına karışmasından bahsediyorum. Belki de neden bahsettiğimi bilmiyorum, sadece üzülüyorum, vasıfsız keder.
Daha şimdiden gelecek zamanda, o gün duyacağımı bildiğim üzüntüyle hatırlıyorum onu. Ben, herhangi bir yerin yakınlarındaki küçük bir evde, bugün yaratmadığım eseri o gün de yaratmayarak, yaratmamayı sürdürebilmek için de bugünkülere benzemeyen gerekçeler bulmaya çalışarak huzur içinde yaşıyor olacağım. Ya da berduşların kapatıldığı bir yerde, dibe vurmadan hazzıyla yuvarlanıp gidiyor olacağım, kendilerini vaktiyle deha sanmış, oysa düş gücünden yoksun birer dilenci olmaktan öteye gidememiş döküntülerin arasına karışacak, hayatta ne başarıya ulaşabilmiş, ne de her şey elinin tersiyle itmeyi becerip öbür türlü başarı kazanabilmiş o isimsiz kalabalıkta eriyeceğim. Nerede olursam olayım, patron Vasques’i ve Rua dos Douradores’i büyük özlemlerle anacağım ve günlük hayatın tekdüzeliğini, yaşanmamış aşkların ya da kazanmamaya yazgılı olduğum zaferlerin anısı gibi yaşayacağım.
Eğer bir konudan hiç bahsetmezsek sanki hiç yaşanmamış gibi olur.
Sayfa 126Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.