Diotima
— Sence bu arzu, bu sevgi nereden geliyor, Sokrates? Doğurmak arzusu ile bütün hayvanların ne yaman hallere düştüğünü görmüşsündür; kanatlısı, dört ayaklısı neler çeker sevgi yüzünden! Önce çiftleşmek, sonra yavrularını beslemek için. En zayıf hayvanlar yavruları uğruna en kuvvetlilere karşı koyar, canlarını verirler. Onlar yaşasın diye kendileri açlıktan kıvranır, her şeye katlanırlar. Haydi diyelim ki insanlar bu işi düşünceyle yapıyorlar, ama hayvanlara nereden geliyor dersin böylesine bir sevme gücü?
Sayfa 100 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Sandığın kadar hissiz bir adam değilim." dedi bana bakmadan ve bir sigara daha yaktı. "Kötü bir babam vardı; otoriter, kuralcı, hırslı, canımı yakan, küçümseyen. Bütün bunların aksi olmak isterdim. Örneğin arzu ettiği şekilde yaşamasını isterdim. arkadaşlarını kendi seçerdi. Okulda gülüp eğlenebilirdi, oyuncaklarına karışmazdım. Yediklerine. Üstünü kirletmesine. Bakıldığında ufak şeyler ama benim için çok büyük. Ben yaşayamadım, çocuğum bu rahatlığı yaşasın isterdim. Babasından korkmasın, babası onun en büyük sırdaşı olsun." Derin bir nefes aldı, sigarasını dudaklarına götürdü ve başını yatağın başlığına yaslayıp tavana baktı. "Ama görüyorsun ya hayat beni baba olmamaya itiyor. Belki başka bir evrende harika bir babayımdır, bilemem."
Reklam
Günümüzde çoğu insan yaşamını tüketimin bitmek bilmeyen basamaklarını çıkarak geçiyor, daha fazla harcayabilmeyi daha fazla eşyaya sahip olabilmeyi arzu ediyor. Ne yazık ki hayatlarının sonuna geldiklerinde aslında gerçekten yaşayamadıklarının ve ellerindeki biricik yaşam fırsatını alışveriş merkezlerinde tükettiklerinin farkına varıyorlar.
4- MESİH YAŞAMDIR
Rab yol ve gerçek olduğunu söyledi. Ardından yaşam olduğunu söyledi. Mesih'in yol ve gerçek olmasının ne demek olduğundan kısaca söz ettik. Şimdi Mesih'in yaşamımız olmasıyla ilgili konuşmamız gerek. Yaşam olan yerde kendiliğinden işler de olacaktır. Ancak işler yaşamın yerini alamaz. İşlerin yaşam olmadığı konusunda son derece net
Sayfa 13 - Akarsu YayınlarıKitabı okudu
Müezzinlerin mûsiki-i dâveti altında gönül öyle arzu eder ki yalnız derin bir sükût yaşasın.
Bu asılanlarla beraber gitmeye hazırım. Nasıl ki, bir bedevi garaibperest, İstanbul'un acaib ve güzelliklerini işitmiş, fakat görmemiş; nâsıl tam bir istekle görmeyi arzu eder; ben de, acaib ve garaib güzelliklerin sergilendiği ahiret âlemini o arzu ile görmek istiyorum. şimdi de öyleyim. Beni Ahirete sürmek, bana ceza değil! Sizin elinizden gelirse, beni vicdanen cezalandırınız! Ve illâ başka suretle azap, azap değil, benim için bir şandır! Bu hükümet, istibdad devrinde akla husumet ediyordu; şimdi de hayata düşmanlık ediyor... Eger hükümet böyle olursa, yaşasın delilik!... Yaşasın ölüm!.. Zâlimler için de yaşasın cehennem!.." Bu meydan okuyucu müdafaasından sonra Bediüzzaman, idamını beklerken beraat etmiştir. Ama mahkemeye teşekkür bile etmeyerek Bayezid'den ta Sultanahmet'e kadar arkasında kalabalık bir halk topluluğu olduğu halde yürümüş ve "Zalimler için yaşasın cehennem! Yaşasın zâlimler için cehennem!" nidalariyle ilerlemiştir.
Sayfa 40 - Şahdamar YayınlarıKitabı okudu
Reklam
50 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.