Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yavuz Sultan Selim
Osmanlı İmparatorluğunun yüzölçümünü on yılın içinde iki katına çıkardı. Öldüğü sıralarda İmparatorluğun sınırları Tuna 'nın kıyılarından Nil'e Adriyatik kıyılarından Hint Okyanusu'na kadar uzanıyordu. Oğlu Süleyman'a iki kıtanın içerilerine kadar uzanan işte böylesine muhteşem bir miras bırakmıştı
Sayfa 167 - AltınKitabı okudu
Yavuz Sultan Selim Han ünlü Mısır Seferi'nden;nice ganimet,halifelik ünvanı ve dev Memlüklü topraklarıyla dönerken gündüz vakti Üsküdar'a yanaştıklarında ,orduyu konaklatacak, "Hünkarım neden bu kadar yaklaşmışken şehre girmiyoruz." sözleri üzerine, "Halk haftalardır ayakta bizi beklemektedir.Eğer gündüz şehre girersek insanlar bu başarıları bizden bilerek alkışlarlar. Halbuki bu başarılar bizden değil Allah'tandır." diyecek kadar toprak gibi mütevazıdır.
Reklam
Adı gibi..
Tartışma ve müzakereye açıktı, ama şahsiyetine uymayacak bir teklife rıza gösteremiyordu.
Kapı yayınlarıKitabı okuyor
Saltanatın kaldırılmasından sonra Sultan Vahideddin...
5 Kasım 1922'de Ankara'da 101 pâre top atılarak saltanat kaldırılmış, o andan itibaren Sultan Vahideddin'in Padişahlığı sona ermişti. O tarihten on iki gün sonra yurtdışına kaçan (tabii kaçmaktan söz edilecekse) "Sultan Vahideddin" değil, vatansızlığa mahkum edilen Vahdettin'dir! Sultan Vahideddin, yurt dışına
"merdüm-i dîdeme bilmem ne füsûn etti felek giryemi kıldı füzûn eşkimi hûn etti felek şirler pençe-i kahrımda olurken lerzân beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek" Selîmî (Yavuz Sultan Selim) {gözbebeğim olan sevgiliye acaba şu felek nasıl bir tılsım yerleştirdi, nasıl bir büyü yaptı ki, sonunda gözlerimi ağladıkça ağlayan, gözyaşlarımı da kanlandıkça kanlanan bir hale çevirdi. aslanlar bile benim kahır ve öfkemin pençesi altında inim inim inlerken, eyvah ki şu felek beni bir ceylan gözlüye esir edip bıraktı.}
Seni korkutmamak için, askerimden 40 bin kişiyi ayırıp Sivas'la Kayseri arasına bıraktım. Hasma mürüvvet ancak bu kadar olur. Bundan sonra da saklanıp gözükmezsen erkeklik sana haramdır.
Reklam
Padişahların ellerindeki memleketleri, onların nikahlısı gibidir. Erkek ve yiğit olanlar, kendi ellerinden başkasını ona dokundurtmazlar. Hâlbuki bunca gündür askerimle memleketine girip yürüyorum, hâlâ senden bir haber yok!
Belirli bir yaşa geldiğinde, ataları gibi sakal uzatmasını isteyenlere verdiği cevap meşhurdur: "Babam gibi sakalı ele vermek istemediğim için uzatmayacağım!" Şehzade Selim'e göre babası Sultan İkinci Bayezid, sakalı, Şah İsmail'in eline vermişti.
Dünya tarihinde ordusuyla Sina Çolu'nu iki hükümdar geçmiştir: Birisi M.O 525 senesinde Iran Şahı Kambiz, diğeri ise Makedonya Kralı İskender'dir. Bu çölde, gündüz sıcaklık 40-50 dereceye kadar çıkar, geceleri ise 0 dereceye kadar düşer. Ve YAVUZ SULTAN SELİM DE GEÇMİŞTİR 9 OCAK 1517 ' DE
Sayfa 92 - hayykitapKitabı okudu
“TAZİM”
Sina çölü, kimsenin geçmeye muvaffak olamadığı dehşetli bir yerdi.Lakin Yavuz Sultan Selim ‘in azmi ve kat’i kararı ile Osmanlı ordusu çöle girmişti.bir müddet sonra Yavuz,atından indi, yürümeye başladı.Askeri erkan,hayret ve dehşet içindeydi. “Atların bile kanının kaynayıp zor yürüdüğü bu çölde, Sultan niye atından inip yürümeye başladı.” Paşalar Yavuz ‘un samimi dostu Hasan Can’ a; "-Ne olur Hünkâr'a sor; acep bu ne is- tir?" dediler. Hasan Can, merakla Yavuz'a, bu hâlin neyin nesi olduğunu sorunca, Yavuz: "-Hasan görmüyor musun; önümüzde Allah' in Rasûlü Fahr-i Kâinât Efendimiz yürüyor?! O Âlemler Sultân yaya iken biz nasil at üzerinde olabiliriz?" cevâbini verdi
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.