"Bu kitap belki de bir tek, içinde dilegelen düşünceleri kendisi de zaten bir kez düşünmüş birisi anlayacak. Bir öğretici kitap değil, böylece. Anlayarak okuyan tek bir kişiye zevk verebilirse, amacına ulaşmış olacak." Diye tanımlar baş yapıtını Wittgenstein. Birinci dünya savaşı sırasında savaş esnasında yazar bu kitabını ancak yayınevleriyle anlaşamaması sonucu hocası Russell' den bir giriş yazmasını işter. Ancak Russell 'ın giriş yazısını begenmemesi sonucu notlarını kitap halinde toplayıp ona göndererek istedigi şekilde basmasını yalnız degisiklik yaptığı yerlerde kendisinin değiştirmiş olduğunu belirten not bırakmasını ister. Wittgenstein felsefeyle ilgisini kesip öğretmenlik yaptığı sırada hocası Russell, kitabını yeni bir giriş metni hazırlayarak yayınlar. Kitap genel olarak düşünceye bir sınır çizmek istiyor, ya da, daha çok düşünceye değil, düşüncelerin dilegetirilisine bir sınır getiriyor. Temel öğretisi Söylenebilir ne varsa, açık söylenebilir; üzerine konuşulamayan konusunda da susmalı diye tanımlar. Şu ana kadar okuduğum en ağır kitap diyebilirim, çünkü; kitapta çokça matematiksel terimler ve kitabın özü olan felsefi mantık eleştirisi neticesinde mantık kavramlarıyla açıklama girişimindedir. Son olarak kitabın çevirisinde orjinal dili olan Almancadan İngilizceye çevrildiğinde Wittgenstein' ın kendisinin de belirtigi gibi kitap bütün inceliğini yitiriyor, o yüzden kitap genelde hangi dile çevrilirse de yanında mutlaka Almanca orjinal metni de bulunuyor.