En Eski Nedim Gürsel kitaplarını, en eski Nedim Gürsel sözleri ve alıntılarını, en eski Nedim Gürsel yazarlarını, en eski Nedim Gürsel yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Zaman 1950 li yılların ortası .Kahramanımız , Galatasaray Lisesi’nde okuyan , 27 Mayıs darbesini yapan subaylardan birinin oğludur . Arkadaşları Beyoğlu’nun arka sokaklarında cinselliği keşfederken o en yakın arkadaşının annesiyle yasak bir aşk yaşamaktadır.İlişki yaşadığı kadın Menderes’in bakanlarından birisinin karısıdır.Darbe olmuş ve seçilmişler hapse atılmışlardır.
Kitap her şeye karşı gelen ,isyankar , kafayı sıyırmış bir yaşlı adamın ( yüzbaşının oğlu ) anlatımıyla başlıyor ve sırasıyla çoçuk , ergen , yaşlı adam psikolojik durumları ,çeşitli mekansal ve tarihsel arka fonlarla gözlerimizin önüne seriliyor.
Kitapta sosyolojik, psikolojik, siyasi, edebi, tarihsel pek çok değinilen konu var. Darbe döneminin acıları , günümüz siyasetinin yozlaşmış hali , okul anıları, takılan lakaplar , argolar ,fıkralar , tekerlemelerle süslenmiş olaylar , cinsellik katılarak , trajediyle mizahın birbirine girdiği akıcı bir dille bize aktarılıyor.
Okuma sırası olarak 3. yada 4. sıraya koyduğum kitabı incelemek için elime aldım ve bırakamadan okudum .Çok keyifliydi , en kısa zamanda dönüp tekrar okumak istiyorum. Mustafa Güler.
Fena değil bir kitap..Yazarın seks maceraları gibi..Cok cezbeden bir tarafı yok..Ben ince bir kitap diye okudum...Bir seks tutkunu Türk erkeģinin andropoza girince 'hey gencligim hey be' diyip yazdigi bir anlati...Gecmis olsun dilerim kendisine..Kimse ayranım eksi demiyor zaten..hehehe :) iyi okumalar..
Belki İstanbul'da yaşıyorsunuz belkide İstanbul'da bir kaç defa bulundunuz. Ancak İstanbul'u seçme öykülerden okumadığınızı tahmin ediyorum. Bu kitap size bu konuda kaynak olabilecek bir kitap. Başta kitabı hazırlayan Jale Sancak, Sait Faik Abasıyanık, Tezer Özlü, Murathan Mungan, Selim İleri ve daha nicelerinden İstanbul'u ve İstanbul'daki yaşanmışlıkları okuyacaksınız. Her yazarın kendine has üslubu, dil ve anlatımı sizde her öyküde farklı bir tat bırakacak. Öykülerin içinde kaybolacağınız bir eser.
Akan kan değil bir boğa güreşçisinin kanıydı biliyorum, ama şiir yazmak da bir dağla kucaklaşmak, boğayla kavgaya tutulmak değilse nedir? Her defasında daha yakınında duyacaksın sivri boynuzu, caniler kurşunu ensene sıkmadan önce gözünü kırpmadan bakacaksın ölüme. Neredeyse tüm büyük şairlerini girdabında sürükleyen, kimini kamplarda kimini zindanlarda çürüten, kendi uçurumuna çekip un ufak eden, çiğneyerek, tepeleyerek, ezerek üzerlerinden geçen yirminci yüzyıl, lanet olsun sana! Bir an önce çekip git hayatımızdan. Seni özlemeyeceğimizi de bil!
Evet yalnızlık iyidir bazen,başkalarının cehenneminde onlarla birlikte olmaktansa. Sohbetlerine, küfürlerine, dostluk ve düşmanlıklarına katlanmaktansa.
İlk defa Nedim Gürsel okudum. Bu kitabın ilk bölümündeki öyküler yaşlı bir adamın cinsel istekleri, geçmişinde yaşadıkları ve özlemleri üzerine kurulu. Yani başlangıçta sıkıldığımı söylemeliyim fakat ikinci bölümde anlatılan hikayeler mizah yüklü olduğu için kendini daha kolay okuttu. Belki genç okurun ilgisini çekmeyecektir ama elli beş yaş üzerindeki insanlar belki de kendilerinden çok şey bulur. Belli mi olur?..
Portmodern bir yapının üzerine oturtulan bu roman gerçekten ilgi çekiciydi. Ardında oldukça büyük bir emeğin olduğu aşikâr... Tarih, sosyoloji, efsaneler... Nedim Gürsel'in kalemi dert görmesin. Hararetle -özellikle tarihin bilinmezlerine dalmayı sevenlere- öneririm.
Kendi türünde vasatın az üstünde bir eser. Tarihi eserler yazarlarımızın çok da başarılı olamadığı bir tür. İstanbul' un fethiyle ilgili okuduğum tek eser bu. Hatta bildiğim tek eser bu. Yazarın dili okunur, fena değil. İki ayrı hikâye var. İstanbul' un fethi ve bir yazarın bu romanı yazışı. İkisi arasındaki paralellik bence anlamsız. Sadece fethi anlatsa yeterdi amaç buysa. Üst metin gereksiz.