Ayrıca, kızlar başarısızlıklarını aileleriyle ve öğretmenleri ile sıcak, yapıcı ilişkiler kuramamak olarak da tanıyorlardı.
...
Sadece birbirlerine karşı sıcak duygu ihtiyacındaydılar.
Geleneksel psikiyatri sadece hastalara soğuk ve ilgisiz davranmak gerektiğini öğretirken,
Gerçeklik Terapisi hakiki, sıcak , pozitif bir ilginin olması gerektiğini söylemektedir.
Geleneksel psikiyatrinin öğretilerine dayanan çoğu eski eğitimci, öğretmenlerin öğrencileriyle coşkulu bir şekilde ilgilenmemeleri gerektiği yanılgısına düşmektedirler.
Çoğu çocuğun okuldaki başarısızlığına motivasyon eksikliğini gösterirken, bu iddiaya tam bir açıklama getirememektedirler. Genellikle başarısız olan öğrencileri motive ederken gösterdikleri tutumları, dış baskılar uygulamak şeklindedir.
Aksine, Gerçeklik Terapisi motivasyon konusuna doğrudan girmez. Doğrudan motivasyonu hatalı buluyoruz, çünkü bunun sadece "bir silah" ya da başka güç kullanılan metodlarla elde edilebileceğini biliyoruz.
Silahlar, zor kullanma, tehditler, utanç veya
cezalandırma tarihi, zavallı itici güçlerdir ve (silah öneğine devam edersek) ancak nişan aldığı ve karşısındaki kişi korktuğu sürece iş görür. Eğer kişinin korkusu geçer ya da silah inerse motivasyon da kesilir.
Düşünmeden okul kurallarına uymayı öğretip, bu boyun eğen çocuğu sorumluluk sahibi olarak adlandırıyoruz. İtaat etmesi mutlaka sorumlu olduğunu göstermez. Sorumluluk ancak, durum değerlendirmesi yaparak, kendisi ve başkaları için yardımcı olacak yolları düşünerek öğrenilir.
Yazarımız öncelikle başarısızlık sorununu ele alıyor.Başarısızlığın öğrenilmiş olduğu örnekler üzerinden açıklanıyor.Öğrencinin başarısızlığının sebebi "ilk deneyimlediği başarısızlıktır "diyor.Bu sorunların okulda asılması gerekir ama maalesef öğretmenlerin yanlış tutumuyla bu durum daha kötüye gidebiliyor bazen
Etiketlemek üzerine; İlgi ve sevgi dili cok önemli.Kişi empati yapıp karşısındakinin yerine koyabilmeli kendini.
Yazarın değindiği diğer bir konu ise etiketleme
Yeni göreve başlamış bir öğretmen kendisinden önceki öğretmenden o öğrenci hakkında bütün bilgileri alıyor ve o on bilgilerle öğrenciye yaklaşıyor.
Bence bu çok büyük bir yanlış sosyal hayatta bizlerde bu yanlışı yapıyoruz.Kişi hakkında ki ön bilgilerimiz ön yargılarımız o kişiyi o şekilde etiketlememize sebep oluyor.
Düşünceye önem verilmesi gerektiği vurgulanıyor.Düşünmeden okul kurallarına uymayı öğretip bu boyun eğen çocuğu sorumluluk sahibi olarak adlandırıyoruz.Oysa itaat etmesi sorumlu olduğunu göstermez.Sorumluluğu ancak durum değerlendirmesi yaparak kendisi ve başkaları için yardımcı olacak yolları düşünerek öğrenilebildiğini düşünüyorum.
Eğitimcilerin okuması gereken rehber kitaplardan biri..Keyifli okumalar
Başarılı bir psikolog olan yazarımız öncelikle başarısızlık sorununu ele alıyor. Sosyoekonomik durumu yüksek olmayan öğrenciler bu hayatta mutlu ve başarılı olmak için çok az şansları olduğunu düşünmektedir. İlk başarıyı deneyimlemedikleri zaman da bu durumu kabullenerek genellikle hiç başarıya ulaşamıyorlar. Başarısızlığın öğrenilmiş olduğu
Eğitim alanında yazılmış bir inceleme kitabı. Okumadan önce; "Acaba öyle bir okul var mıdır? " sorusunu aklıma getirmişti. Yazar kendi eğitim araştırmaları, gözlemleri sonuncunda bölüm bölüm okullarda neler yapıması ve dahi yapılmaması gerektiğini anlatmış. Okurken bir eğitimci olarak kendi yaptıklarımı da değerlendirme fırsatı buldum. İlgi alanı olanların okumasının yararlı olduğunu düşünüyorum.