Alper Canıgüz, 2000 yılından bu yana belli aralıklarla hayatımızı güzelleştiriyor. On yedi yılda beş kitap, yani ortalama 3,4 yılda bir yapıyor bunu. Son kitabı Kan ve Gül de bir istisna değil; belki bugüne kadar yazdığı en karanlık roman ama başından sonuna kadar Canıgüz estetiğinin tüm özelliklerini taşıyor. Sizi içine çekmesi iki satır sürüyor, dilbazlığıyla büyülüyor, gülmekten kırıp geçiriyor, sayfalardan kan damlıyor (evet bir cinayet var), olay örgüsü olması gerektiği gibi tam bir Arap saçı, tansiyon ve meraksa hiç düşmüyor. Bunlar Canıgüz’ün her romanına damga vuran, başarısını borçlu olduğu özellikleri. Kan ve Gül’de bunların hepsinden ziyadesiyle olduğu gibi fazlası da, farklılıkları da var.