Oysa klasikler keşfedilmeyi bekleyen, hiçbir zaman tükenmeyen, her zaman söyleyecek sözü olan zengin metinlerdir. Üzerinden yüz sene, yüz elli sene, iki yüz sene geçse bile...
Neden hayatta her şey kazanmak üzerine kurulu ve ölüm duygusu neredeyse hiç yokmuş gibi davranılıyor. Ölümsüz bir hayat kurgusu var yaşadığımız dönemde.
Ömer Gezen' e ve tüm dostlara teşekkür ederim.Sizler de bu anlamlı harekete katılmak isterseniz #51007323
{Liste Güncellenecektir. Yoruma Siz de Sevdiğiniz İncelemeleri İliştirebilirsiniz.}
*Gülnaz Eliaçık
"Birisine sevdiği yazarları sormamızdaki temel neden onun dünyaya baktığı noktayı anlamak isteği değil midir? 'Kimleri okursun?' sorusu 'dünyaya ve hayata nereden bakıyorsun?' da demektir bir yerde."
Kızıl derilileri kovmaktan öte yok eden, Avrupa Halkları, hiç bir zaman tek millet olamayıp, kendileri dışındaki milletleri yok etmeye devam ettiler. Bunun küçük bir örneği Amerika’da ki siyahi insanlardır. Amerika’yı istila eden zihniyet, oranın gerçek yerlisini yok ederek, siyahileri getirerek kendilerine köle olarak devam edeceğini zannettiler.
İnsanlığın muhatap olduğu iki olgudan örnek verirsek; geçmiş ile gelecek diye biliriz. Geçmiş, hüzün ile pişmanlık arasında birikmiş iken gelecek; umut ile telaş arasında yol almakta. Temmuz 2017’de iki dosya ile Mostar Köprüsünden İslam'ın Hilâli suya düştü. Ama 2100 yılında “Hayat Neye Benzeyecek?” sorusunu aradı, Ayraç Dergisi 93. sayısı.
Balkanlar, 19. Yüzyılda Osmanlı’nın adaleti kalkınca, Avrupa tarafından buradaki kardeşleri birbirine düşürdüler. 19 ile 20 yüzyıllar Balkanda ki Müslümanların, Hristiyanlar tarafından katledilmelerine, göç ettirmelerine sahne oldu. Bu sahnenin son örneği ise 1991 – 1993 arasında Sırplar tarafından yapılan Bosna Hersek katliamıdır. Şahin Torun, Nurullah Aydın, Ruhi Konak Bosna Hersek dosyasını analiz ettiler. Sadık Yemni'nin Yuval Noah Hararı'nın “Holo Deus – Yarının Kısa Tarihi" adlı kitabıyla insanlığın gelecekteki halini düşünme ve anlama zahmetinde bulundurmaya çalışıyor.
İki önemli röportajla Cemal Şakar ile Hasan Harmancı ile yapılmakta.
Yunus Özdemir.
Ayraç - Sayı 093Ayraç Dergisi · Ayraç Dergi Yayınları · 20176 okunma
Ayraç Eylül 2017
Insan, bir yolun yolcusu... Ayak izlerinin sanatçısı... Bu uzun yolun emektarı... Acz halinin yabancısı... Yorulmaz bir yaramaz...
Iç benliğinden dışa yansıyan bir ayna gibidir. Dünya yolunda iç aynamızı rehber edinirsek, dikkatlice kendimize bakarsak kendi yolumuzdan ayrılmayız, kanımca. Gökhan Özcan'ın Ayraç Dergisinin 95. Sayısında Psikolog Heinz Kohut'un "Kendilik Psikolojisi" ekolü temsilcisinden bahseder. Empati kavramı hakkında bizi biz yapan bir çekirdek olduğunu söyler.
Kafka, mâruz kaldığı her şeyin bir birikimi olarak, "Dönüşüm" adı verdiği yaşantısı olmuştur. İnsan, olma mücadelesi ve sabrı onu farklı bir hale getirmişti. Anlam dünyası kendisine has bir şekle dönüşmüştür. Bu sayıda Ziya Kibar, "Dönüşüm" ü insan ruhunun sistem karşısında tarifini anlatmaya çalışıyor. Kafka'nın içtenlikten uzak, asla sürekliliği olmayan insan ilişkilerine dediği tek cumlesi: "Hepsi yerin dibine batsın!"
On sekiz başlık, görünen şeylerin aslında gerçekten olduğu gibi midir? Soruna cevap arayan farklı konuların bir bütünlüğüdür, Ayraç, Eylül 2017 sayısı.
Yunus Özdemir.
Ayraç - Sayı 095Ayraç Dergisi · Ayraç Dergi Yayınları · 20177 okunma