2005 Nobel ödüllü Harold Pinter, çağdaş İngiliz tiyatrosunun önemli temsilcilerinden biri. Kafkaesk benzetmesi gibi, eleştirmenlerce 'pinteresque' sözcüğüyle tanımlanmış, kasvetli, sessizlik, suskunluk dolu ve karakterlerin daima endişe altındaymış gibi davranışlarının bulunduğu özgün oyunları ve tarzı. Yahudi asıllı olduğundan İkinci Dünya Savaşı öncesi ve sonrasında sürekli karamsarlık ve soyutlanmışlıktan nasibini almış ve oyunlarına da yansıtmış. Soğuk Savaş Dönemi'nden sonra siyasallaşarak kendini insan haklarının korunmasına adamış. Türkiye'ye 1985 yılında gelmiş ve 80 darbesinden sonraki olaylar hakkında duydukları ile dehşete düşmesinden ötürü tavırları ile basınımızı meşgul etmiş. Öyle ki hakkında 'yediler, içtiler, zehir kustular' diye manşet atılmış.
'Kutlama' yazdığı son eseri. Kısa cümleler, hakaretler, müstehcen ifadelerle bezeli alışık olmadığım bir tarz. Ama yazara göre "müstehcen gerçekleri, müstehcen kelimelerle yazıya dökmek, ifade etmek hiçbir zaman müstehcenlik değildir." Yıldönümü kutlayan bir çiftin, lüks bir restorandaki bir saati absürdlüğün sınırlarında anlatılmış. Açıkçası diğer oyunlarını da merak ettim tuhaf bir tarzı var. Türkiye'de temsil edilen oyunları da pek tutulmamış, hatta çevirmenin notuna göre bir performansının bitişini seyirciler anlamadığı için perde kapana kadar alkışlamamışlar. Bende de aynı etkiyi uyandırdı.