Herkes bir gün ölür. Ama ölene kadar bir şekilde elli yıl falan yaşamak zorundasındır ve bir sürü şeyi düşünerek elli yıl geçirmek, açık konuşayım, hiçbir şey düşünmeden geçireceğin beş bin yıldan çok daha yorucudur.
Aşırı fiziksel efor sarf etmek düşünmeme fırsat vermiyor, bedenimi sürekli hareket ettirmek günlük hayatın detaylarına odaklanmamı kolaylaştırıyordu. Hayallere dalmak yasaktı. Yaptığım işe konsantre olmak için elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım. Yüzümü yıkarken, yıkamayı düşündüm; müzik dinlerken, tek odağım müzikti. Hayatta kalmamın tek yolu buydu.
İnsan dediğin, elbette bir ölçüde doğduğu yerin bir ürünü oluyor. Düşünce tarzı, duyguları, yaşama şekli, sanırım coğrafya şekillerle, iklimle, rüzgarın yönüyle bağlantılı oluyor.