kitapta en beğendiğim imge ve bağdaştırma ;
kitapların her şeyi yaktığını söyleyen insanların itfaiyecilik diye kitap yakma görevinde olması ve güneşin,zamanın yaşamı yakıyor olmasıdır
Aslında kötü bir alışkanlıktır okumak, öteki bütün kötü alışkanlıkların yerini tutabilecek ya da onların yerine herkesi daha bir yoğun biçimde yaşamaya itebilecek bir alışkanlıktır, delicesine bir yaşam biçimidir, insanı yiyip bitiren bir tutkudur. Hayır, uyuşturucu kullanmıyorum, kitapları kullanıyorum...”
Distopik klasik eserlerden, durum-atmosfer romanı. Romanın rengi, duygusu roman ilerledikçe, ayrıntılarla zenginleştikçe ortaya çıkıyor. Özellikle kişilerin televizyonlarla iletişim kurdukları tasvir en çok aklımda kalan sahne.
Kitabın yazar tarafından yazılmış önsözü çok keyifli. Önsöze göre, yazar kütüphaneden mezun olmuş. Bu çok sevimli gelmişti bana.
Bilimkurgu üstadlarının kısa öykülerinden oluşan kitapta en beğendiklerim J. G. Ballard ile Kurt Vonnegut'un hikayeleri oldu. Ballard kapitalizm, reklamcılık ve tüketimin geldiği son noktayı hicvederken, Vonnegut da her anlamda eşitlikçi bir dünyanın uç noktalarını gözler önüne seriyor. Vonnegut'un Harrison Bergeron hikayesinin filmi olduğunu da öğrendim, meraklılarına duyurulur.
Genel olarak konusu ve edebi dili beklediğimden iyi olan ama kurgusunda boşlukların bulunduğu okursanız pişman olmayacağınız kitap.
Özel olarak da kitap tam olarak ne işe yaradığını çok güzel açıklayan düşüncelerin bastırılmasının verdiği gerginliği ve patlamanın şiddetini güzel bir şekilde tasvir etmiş yazar. Son kısımı da savaşsın şiddetini kendi bakış açısında göstermek için gereksiz olarak bir olayını eklemesini açıkçası pek beğenmedim. Son olarak da bir kısımda türklerin eski geleneğinde geçtiği bir kısım var. Bulan olursa yazsın yorum olarak alta. :D Kaç kişinin dikkatini çekeceğini merak ediyorum. :D Bu arada söylemeyi unuttum kesinlikle yazarın önsözünü okuyun etkileyici bir hayat hikayesini anlatıyor.
Guy bildiğimiz itfaiyecilerden farklı o kitap yakıyor.Ancak karşısına çıkan bir kız onun hayatını sorgulamasına neden oluyor.Artık kitapları yakan tarafta değildir.Ancak bu değişimin yol açtığı sonuçlara da dayanmak zorundadır.
Kitaplar üzerinden çeşitli konular üzerinde eleştiri yapan bir kitap.George Orwell'in kitaplarını okumayı sevenlerin beğeniyle okuyacaklarını düşünüyorum
Oldukça güzel bir bilim kurgu romanı. 1999'dan itibaren çeşitli sebeplerle Mars'a roket ile insanlar gönderilir. Ancak Mars'ta yaşayanlar vardır ve en başta bu gelen insanları etkisiz hale getirirler. Ancak göç yoğunluğu artar. Bununla da telepatik güçleri vasıtasıyla mücadele etmeye çalışırlar. Bir gün dünyada savaş çıkar ve Mars'ta yaşayanları da dünyaya çağırırlar. Acaba ne gibi sorunlar çıkacaktır? Keyifle okunan bir roman.
Gümüş ÇekirgelerRay Bradbury · Baskan Yayınları · 19841,783 okunma
Çok beğendim. Konusu, olayların gelişimi kesinlikle çok güzeldi.
İtfaiyecilerin yangınları söndürmek yerine kitapları yakmalarını orijinal ve etkileyici buldum. Kitabın ismini özellikle çok beğendim ve kitabın içeriğine çok uygun buldum. Karakterler ve çözümlerini de beğendim. Montag'i sevdim, karısına gıcık olduysam da kitabın içeriğine ışık tutan bir karakterdi.
Sonlara doğru tempo düşse de de çok sevdim keşke daha uzun olsaydı.
Okuduğum ilk bilim kurgu romanı. Tabii ki Jules Verne kitaplarını saymazsak. Ortaokul öğrencisiyken okumuştum. Çok kısa sürede okuyup bitirmiştim. Bilim kurgunun tadına vardım ve hala bilim kurguyu çok severim.
Gümüş ÇekirgelerRay Bradbury · Baskan Yayınları · 19841,783 okunma
İlk sayfalardaki yeniden dirilenlerin hikayeleri beni biraz rahatsız etse de yazarın kurduğu dünyayı daha iyi anlamak açısından isabetli bir tercih olmuş. Yazarın geleceğe yönelik kurgusu bu kısa hikayelerle daha belirgin bir şekilde vücut buluyor.
Fahrenheit 541'in ne yollardan geçilerek yazıldığını anlamak için de fırsat buluyoruz.
Biraz düzensiz olsa da güzeldi.
kitap farklı bir anlatıma sahip, Yazarın çocukluk korkularını, tıpkı bir gerilim filmini, yaşıyormuşçasına hissedebilirsiniz, fakat normal roman üslubunun dışına çıkarak okumayı boğucu hale getirdiğini düşünüyorum. Bazen, hatta sıklıkla çok sıkıcı ve gereksiz benzetmelere yer verilmiş. Özgün bir konu, farklı bir anlatım fakat zor bir okuma sunuyor.
Okat uzay serisinden oldukça güzel bir bilim kurgu romanı. Guy Montag, 451 numaralı bir itfaiyecidir. Ancak bu dönemde itfaiye yangın söndürmemekte aksine çıkarmaktadır. İhbar üzerine kitap olan evlere gidip yakmaktadırlar. Bir gün Clarissa adında bir kızla tanışır ve hayatı değişir. Yaktığı kitaplara karşı bir ilgi duymaya başlar. Bu arada daha önceden yakaladığı Faber adlı bir adamla ilişki kurar. Yakında savaş çıkacaktır. Karısı Mildred kendisini ihbar eder ve yüzbaşı Montag'a kendi evini yakmasını emreder. Ancak sonradan yüzbaşıyı öldürür. Ve insan avı başlar. Acaba bu avdan sağ salim kurtulabilecek midir? Ütopik ama güzel bir roman.
