Büyük Tufan sonrası yedi kıtalı dönemin sonu gelmiş, kalan son insanlar ellerinde kalan son kıtada "Kapital" isimli bir yerleşke kurmuştur. İnsan bu ya, bir yerleşim yeri inşa ederken aynı zamanda bir sistem, bir medeniyette inşa eder. Mükemmel olduğunu düşündükleri sistem ise "Adalet Bekçisi" nin ölümü ile sarsılır.
Yaşlı, Olgun ve Genç Dedektif cinayeti çözmeye çalışırken peşi sıra işlenen cinayetler bir şeylerin işaretidir. Bir şeylerin yolunda gitmediğinin ve değişmesi gerektiğinin işareti. Katilin olay yerinde bıraktığı plaklardaki şarkıları dinleyerek cinayetleri çözebilecekler midir?
Okuduğum kitapları gördüyseniz okuduğum bir tür değil distopya ve polisiye kurgu. Fakat kurgu, içindeki derinlik, felsefe ve zihnimize ektiği soru işaretleriyle mükemmel bir toplum eleştirisine dönüşmüş metinde. Kurguyla gerçeklik arasında gidip gelirken hangisi kurgu, hangisi insanoğlunun gerçekliği ayırt etmek güç. Tabii gerçeklik dediğimiz şeyin ne kadarı gerçekten gerçekse?
Toplum olarak okuyup dersler çıkarmamız gereken bir eseri böylesine akıcı bir üslup ve sürükleyici bir kurgu ile verebildiği için yazarı kutlarım. Tasvirlerine hayran kalmakla birlikte kalemi bu kadar güçlü bir yazarla tanıştığım için de çok mutluyum. Kalemine sağlık.