" Aşkı, tutkuyu, acıyı herkes yaşayabilir ama bunların da bir sınırı var yoksa insan İsa gibi olurdu."
Faulkner yaptı yine yapacağını, elimden düşürmediğim, üzen, güldüren,umut ettiren bi kitap oldu. Uzun zamandır okuduğum en iyi romandı. İçerisinde iki farklı öykü var. Karakterler, olaylar farklı, yazar iki ucundan tutuyor ve farklı bakış açısıyla aynı temaları önümüze sunuyor. İnsan ne zaman özgür olur? Sevmek sonuçlarına katlanacağımız bi şey midir? Kadınlar konusunda erkekler ne düşünür?
İki hikayenin kahramanı da erkektir. Harry, sevdiği kadın için her şeyi göze alır, yapar, sonuçlarına da vicdanen hazırdır. Uzun mahkum denilen ve kitapta hiçbir yerde adı geçmeyen karakter ise " canı cehenneme kadınların!" diyecek kadar kaçar kadınlardan. Yazar kurguda her iki adamı da çok iyi tahlil eder ve karakterlerine uygun hareket ettirir. Bu yönüyle daha çok sevdim kitabı.
" acıyla yokluk arasında acıyı seçiyorum" diyen Harry, unutulmaz karakter arasına girdin bile...