Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
400 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Kya
Kya, kalabalık bir aileye sahip ancak 6 yaşında önce annesi evi terk ediyor, daha sonra kardeşleri tarafından terk ediliyor ve zorba bir babayla yaşamaya başlıyor. Günün birinde annesinden bir mektup geliyor, babası mektubu okuyup hemen yakıyor, Kya mektubun küllerini ağlayarak toplayıp kavanozda saklıyor. En çok etkilendiğim yer olduğu için bu kadar ayrıntı verdim en nihayetinde babası da Kya'yı tek ediyor, Kya koskoca evde yapayalnız kalmaya başlıyor. Sonrası hayatta kalma içgüdüsü, doğayla bütünleşmesi, bir bataklıkta yaşayarak kendi ayakları üzerinde inatla duruşu sadece kalbinize değil, ruhunuza da işliyor. Kya bataklıkta yaşarken doğayı tanıyor ve yaşamına yön veriyor. Okumayı ve yazmayı abisinin arkadaşı ve tek sevdiği Tate'den oldukça geç bir yaşta öğreniyor; yaptığı onlarca doğa resimleri ile birleştirince sonrasında oldukça başarılı ve ödüllü bir yazara dönüşüyor. Kasaba halkının "Bataklık Kızı" olarak tanıyıp uzak durdukları Kya bir gün bir cinayet ile suçlanıyor ve kitap bize hem bu cinayetin çözüm sürecini hem de Kya`nın hayatta kalma mücadelesini anlatıyor. Çok güzel akıcı bir dili var, merak unsuru fazla. Mahkeme bölümleri bazen gereksiz uzatılmış hissi uyandırsa da genel olarak çok başarılı bir kitap. Filmi de varmış. Önce okunur, sonra izlenir. Keyifli okumalar...
Kya'nın Şarkı Söylediği Yer
Kya'nın Şarkı Söylediği Yer
Kya'nın Şarkı Söylediği Yer
Kya'nın Şarkı Söylediği YerDelia Owens · Salon Yayınları · 20221,798 okunma
Gulyabani
Gulyabani
kitabının en sevdiğim bölümü, yazarın kitap hakkındaki notlarını içeren Sunuş kısmıdır. Bence bu bölümü değerli yapan, Bir Hanımnineden Yazara Gelen Mektup ve mektuba yönelik yazarın dikkat çeken notlarıdır. 📝 Meşrutiyet’in ilanından sonra eserlerde yaşanan köklü değişimleri eleştiren Hanımnine, bu mektubunda, her Hanımninenin Schopenhauer’un bıktırıcı felsefesine anlam yükleyebilecek kabiliyette bir zihin terbiyesine sahip olmadığını söylüyor. Ve Hanımnine, mektubunu şöyle tamamlıyor: “Bâki çok dualar, övgüler evladım…” 👵🏻💌 Eleştiri yapmanın en güzel ve değerli şekli bu olabilir: “Bir hanımninenin kalbiyle yazılması.” Mektubu okuyan
Hüseyin Rahmi Gürpınar
Hüseyin Rahmi Gürpınar
da zaten düşünce ufkunda yeni bir sürece giriyor ve bunu da kitaplarında yansıtıyor: Hayranı olan hanımnineleri memnun etmek için… ☘️📖 Kitaptaki en hoş söz ise aklıma şu cümlelerle kazınıyor: “Sana söyleyecek son bir sözüm var. Bunu kalbimden kopan bir hakikat olarak kabul et… Gönlümde sönmez bir ateş alevlendi. O hayaller gözümün önünden gitti, fakat bu yangın baki.” Kitabı okuduğum an baygın baygın gülümseyen o güzel kahramanları, işte bu sözlerle hatırlıyorum. 🕊️✍🏻 📍Tarihi Hamamönü Kahvecisi, Ankara, [tb]
Reklam
256 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
. Kitap Şanlıurfa’nın bir köyünde yaşayan Meryem isimli bir kızın, yazarın çalıştığı radyoya bir mektup yazması ile başlıyor. Meryem diğer arkadaşları gibi ne on beşine basmadan evlendirilmek, ne de evlenmemek için intihar etmek istiyordu. Yazara yazdığı mektupta okumak istediğini ve ona yardım eli uzatmasını istemişti. Meryem’in elinden tutan, yüreğine dokunan Muharrem öğretmeni olmuştu ama işte öğretmeninin tayininin çıkmasıyla da yanlız kalmıştı. Kitap Meryem’in mektubuyla başlayıp, yöre halkından, adet ve yaşayışlarından da bahseder. Köy ağalarını, aşiret reislerini, kadınların amacının sadece erkek evlat doğurmak ve eşlerine hizmet etmek olduğunu anlatır. Okutulmayan kız çocuklarından, köylülerin üzerinde hakimiyet kurmak için onları güçsüz bırakan köy sahiplerinden, kime hizmet ettiğinin bile farkında olmayan muhtarlardan söz eder. Son bölümlere geldiğimizde ise, kitabın devamının geleceğini öğreniyoruz. Kısaca eser, Meryem’in azmiyle gerçekleşen, yol gösterici bir başarı hikayesi. #BenMeryem ^ ^ #alıntı İnsan suya düştüğü için boğulmaz. İçine düştüğü sudan çıkamadığı için boğulur. ^ Muharrem Öğretmen sonunda Kur’an-ı Kerim’in ilk ayetinin ‘Oku!’ olduğunu söyledi. Buna benzer birkaç ayet okuduktan sonra Peygamber Efendimizin, ‘Beşikten mezara kadar ilim öğrenin.’ diye buyurduğunu da anlattı. Lâkin, yağmur kayaya işleyebilirdi belki ama, konuşmalarının bir kelimesi bile orada bulunan ev halkının aklına işlemedi. ^ ^ #alişankapaklıkaya #yediverenyayınları #bloghemsire #edebiyat #meryem
Ben Meryem
Ben MeryemAlişan Kapaklıkaya · Yediveren Yayınları · 2023169 okunma
68 syf.
10/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Ne zaman karşılıksız aşk ile ilgili bir konu geçse bu kitap gelir aklıma. O kadar saf ve temiz duygulara sahip olan bir kadın gençliğinde (maalesef) yanlış bir adama aşık olup hayatını karartıyor. Ve bu yaşadığı süreci mektup halinde yazıp isim vermeden Bay R adlı yazara ulaştırıyor. Ardından Bay R sayfalarca süren uzun bir mektubu sarsılarak okuyor... Eğer ki Zweig'in başka kitaplarını da okuduysanız böyle bir eseri bu güzellikte, bu acı da ancak Zweig yazar diyeceksiniz.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022225,1bin okunma
·
Puan vermedi
Franz Kafka'nin dünyasi üçe ayrilir: uyumsuz bir köle gibi hissettigi ilk dünya, babasinin yönetimi altindaki ikinci dünya ve herkesin mutlu oldugu, kurallardan uzak üçüncü dünya. 1919'da, bagarl is adam Hermann Kafka'ya yazdig uzun mektupta, Julie Wohryzek ile evliligine kargi gikan babasina dügüncelerini itiraf eden yazar, "baba" kavramini korku ve otorite ekseninde yorumlar. Babasi, iletisim kuramadigi bir zorbalik simgesidir. iletisimsizligin neden olduju sorunlar, yasami boyunca altinda oldugu fiziksel ve psikolojik bask Kafka'nin küçük bir kitap niteligindeki mektubunu yazmasina neden olur. Arkadasi Max Brod'a göre, Kafka mektubunu babasina lastirmas için annesine vermis, annesi mektubu ulastiramamis ve yazara iade etmistir.
Babaya Mektup
Babaya MektupFranz Kafka · Can Yayınları · 201940,5bin okunma
Bir gün,edebiyat sohbetinde,genç bir yazarla Süleyman Nazif arasında bir münakaşa olmuş.Genç adam o münakaşadan perişan bir halde çıkınca evine gitmiş.Öfkesini yenememiş.Oturup Süleyman Nazif Bey'e uzun bir mektup yazmış: "Sizi düelloya davet ediyorum.Silâhınızı alıp gelin.İstediğiniz yerde vuruşalım !"demiş. Süleyman Nazif,mektubu okuduktan sonra,genç yazara 3-5 cümlelik bir cevap vermiş: "Evladım!"demiş."Bizim ceza kanunlarımız vatandaşlarımıza düello hakkı vermiyor.Kanunlarımız bize böyle bir hak tanımış olsaydı,senin kabadayılığına güler geçerdim.Ama bana gönderdiğin mektupta iki kelimeyi yanlış yazmışsın.İşte,Türkçemize karşı takındığın bu saygısız,bu dikkatsiz tavır yüzünden seni öldürebilirdim."
Reklam
97 syf.
5/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Denis Diderot sever misiniz? 18. Yüzyıla ve Aydınlanma Çağı denilen döneme ilgi duyuyorsanız eğer, Diderot sizler için iyi bir alternatif olabilir. Sayfa sayılarına aldanmamanızı, ağırlığın sayfalarda değil içerikte olduğunu belirtelim. Diderot okuyalı seneler oldu ve yeni bulduğum bir kitabıyla devam etmeden evvel şu hatırlatmayı da yapmak
Körler Hakkında Mektup
Körler Hakkında MektupDenis Diderot · Sosyal Yayınları · 1984151 okunma
381 syf.
9/10 puan verdi
#lüftüsimavi #sonosmanlısarayındagördüklerim son başmabeynci lütfü beyin anıları.Kitap çok hacimli görünse de yarısı kitabın orjinal tıpkıçekimi yani eski alfabeyle yazılmış hali... bir çok kitapta kaynakçada ve alıntılarında okur merak ederdim. Balkan Savaşı öncesi sırp prensi,bulgar kralı, yunan kralı,vs.. hepsi Osmanlıyı ziyarete gelmiş...Padişah 5. Mehmet te Balkanlara geziye gitmiş, Arnavut isyanıyla savaş başlamış, bunlar olurken Rus çarı Kırımda Livada'ya yazlık saraya inmiş, Osmanlı da hoşgeldin heyeti göndermiş.. Winston churchill de gelmiş yetmemiş yaklaşan savaş sesini duymamış anlamamışız orduyu da terhis etmişiz... ne güzel değil mi! 1. Dünya savaşı da buna benzer olaylarla başlıyor ve bitiyor öngörüden uzak öyle şeyler yaşanmış ki.. Bulgaristanın savaşı kaybettiğini nerde öğrenmişler... şu bihaber haller.. Lütfü Simavi tüm bu olanları yazmış gün gün ama o zaten bu yönüyle düşünen biri olmadığını göstermiş. Yazara göre 5. Mehmet bir mevleviymiş. Başka kaynaklarda mason olduğu yazıyor.. Lütfü simavi Vahdettinden pek güzel bahsetmiyor. Kardeşi öldüğünde şahsi parasına mirasına kendisi el koymuş.. Vahdettin tahta çıkmadan hemen önce tahta aday 2 veliahttan birisi intihar etmiş( yusuf izeddin sanırım tahtta en kuvvetli adaydı harcandı) diğeri ise eceliyle ölmüş.. (Çok inandırıcı gelmemiştir bana hiç bir zaman ama ispatım yok yazar ya çok safmış yada...) Lütfü simavi kendi gözünden hem dönemin padişahlarını hemde ileri gelen devlet adamlarının kusurlarını ve meziyetlerini yazmış. Ne kadar güvenilir tartışılır. Anılar; yazanın gözünden ve beyin kıvrımları ölçüsünde değerlendirilmeli.
Son Osmanlı Sarayında Gördüklerim
Son Osmanlı Sarayında GördüklerimLütfi Simavi · Örgün Yayınevi · 06 okunma
579 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.