Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bu filozoflar normal değil gerçekten :)
Aynı kuşatmaya katılan Alkibiades Sokrates’in bir problem üzerinde düşünmek için bir sabah çok erken kalktığını, kendilerinden uzakta durarak, bütünüyle düşüncelerine gömülmüş olarak dünya’yı unuttuğunu anlatır. Yemek vakti geldiğinde Sokrates hâlâ kımıldamıyordu. Bu arada bazı askerler onun görünüşünden öylesine etkilendi ki, geceyi dışarıda geçirerek Sokrates’in ne kadar dayanabileceğini görmek üzere anlaştılar. O, şafak sökünceye dek bütün geceyi düşünerek geçirir, ardından kendine gelerek bir sabah duası söyler ve hiçbir şey olmamışçasına yükümlülüklerini yerine getirir.
Şükreden ve sabredenler çardağı;
"Şüphesiz Allah seni sana benzeyene saklıyor." ayetinde söylendiği üzere Allah Hz.Hifa' yı ona benzeyene saklamıştı. Onun gibi Allah aşkıyla tutuşmuş bir kalple birleşecekti... Birgün peygamber efendimizin yanına gelip ' Ey Allah'ın Resulü beni cennete götürecek bir amel söyleyin.' diye ricada bulundu. Peygamber
Reklam
"Bizler yapay ve gerçek dışı olana rehin düştük. Besini gırtlağımızdan yuvarlamak, tıkınmak, alelacele tüketmek hem onu hazırlayan insan emeğini değersiz kılar, hem de bizim için feda edilen bitki ve hayvanların hayatlarına saygısızlıktır. Televizyon önündeki yemek sadece beslenmedir, halbuki sofra varlığın farkına varmaktır. Nimeti hissetmek ve şükretmek için bir firsattır. Hazırlanıp paylaşılan bir öğün aile hayatını biricik kılar. Soframızda dostlarımızı ağırlamak, dostluğu besleyip büyütür, şükür duası ve teşekkür ise o nimeti bize vereni ve emek harcayanı hatırlatır. Yemenin daha derin manası şudur: ihtiyaç hâlinde yaşamak bir zül değildir ve hayatta bir varlık olarak insan iyiye, güzele, doğruya yönelir.
Sayfa 164Kitabı okudu
Duanın önemi
Dün akşam yemeğinde bir talebe yemek duası okurken duanın sonunda Şefaat Ya Rasulullah dedi. Dedim bide Seyahat Ya Rasulullah ekle.. Dedi ve bugün yolcuyuz:)
helal yemek helal giyinmek ve duaların kabulü
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: Bir kimse (Hak yolunda) uzun sefere çıkar. Saç­ları dağılmış, toza toprağa bulanmış bir halde ellerini semâya uzatarak ‘Yâ Rabbi, yâ Rabbi, yâ Rabbi!’ diye duâ eder. Hâlbuki yediği haram, içtiği haram, giydiği haram, (hâsılı) haramla beslenmiştir. Böyle birisinin duâsı nasıl kabul edilir?” [Buhârî, 1410; Muslim, Zekât, 19 (65); Dârimî, 2717; Beyhakî, III/346, 6394.]
64 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
70 bin kelime-i tevhid fazileti
Muhyiddin İbni Arabi Hazretleri, 70 bin Kelime-i Tevhid çekmiş, fakat sevabını hiç kimsenin ruhuna bağışlayıp hediye etmemişti. Duası edilmemiş öyle bekliyormuş. Bu muhterem zat, bir gün bir ziyafette yemek yerken, hâl ve keşif ehli, irfan sahibi bir gencin, elini yemeğe götürür götürmez ağlamaya başladığını görmüş. O gence : “Ne oldu, bir derdin mi var? Hasta mısın, bir yerlerin mi ağrıyor?” falan diyenlere genç: “Cehennemi gördüm Annemin orada azap çektiğini gördüm, görüyorum onun için ağlıyorum” diye cevab vermiş.Allah (CC) dostu okuduğu Kelime-i Tevhid'in sevabını hemen bağışlamış: “Ya Rabbi (CC) Biliyorsun ki, Tevhid kelimesini (Lâilâheillallah) cümlesini 70 bin kere okudum. İşte onun sevabını bu çocuğun annesini ruhuna azabtan kurtulması için hediye ediyorum” diye hediye etmiş.Allah(CC) Hzleri’nin sevgili kulu bu hediyeyi eder etmez, çocuk gülümsemiş ve “Annem cehennemden kurtuldu” diye sevinmiş. Ve yemek yemeye başlamış.Allah (CC) dostu bu muhterem zat: “70 bin Kelime-i tevhid'i okuyan ve okuyup başkasına hediye edildiği takdirde cehennem azabından kuruluşa sebep olur” Hadis-i Şerifi aklıma geldi ve okudum ve Hadis'in doğruluğunu kendi gözlerimle gördüm” demişti. Ey Hak yolcusu kardeş Kelime-i Tevhid okuyan cennete girecek ve Allah (CC) Hzleri’nin lütfuna erecektir .70 bin Kelime-i Tevhid okumak Allah (CC) Hzleri’nin dostu ve ehli olan muhteremlerce malumdur .Hatta halkımız arasında 70 bin Kelime-i Tevhid okumak meşhurdur
Nurlu Öğütler
Nurlu ÖğütlerMuhyiddin İbn Arabi · Şadırvan Yayınları · 2010167 okunma
Reklam
Edep; Müridin kendi nefsine, ihvanına, mürşidine ve Allah’a karşı uyması gereken kurallardır. Bu kurallara uymak vuslat vesilesidir. Edebe uymayanlar lütuftan mahrum olurlar. Ne güzel söylemiş büyüklerimiz “Edeple gelen lütufla gider” diye. Pirimiz Abdülkadir Geylani Hz.leri “Bir edep için, binlerce derviş feda olsun. Edep gittiğinde onu geri
Televizyon önündeki yemek sadece beslenmedir, halbuki sofra varlığın farkına varmaktır. Nimeti hissetmek ve şükretmek için bir fırsattır. Hazırlanıp paylaşılan bir öğün aile hayatını biricik kılar. Soframızda dostlarımızı ağırlamak, dostluğu besleyip büyütür, şükür duası ve teşekkür ise o nimeti bize vereni ve emek harcayanı hatırlatır.
Sayfa 164Kitabı okudu
Anne Sütü Mucizesi
Neslin sıhhatle devamı, aile müessesine bağlıdır ve evlatlar hiç şüphesiz, ailenin sürur kaynağıdır. Evlatlar, daha dünyaya gelişinde, her misafirden tatlı karşılanır. Hem nasıl karşılanmasın; sevmenin ateşe perde, ikram etmenin sırat köprüsünü geçmeye vesile, birlikte yemenin, kurtuluş beraatı bahşettiği evlat, anne babası için dünya nimetlerinin
Sultan Orhan Gazi
SULTAN ORHAN GAZİ Ömrü fetihten fetihe koşmakla geçen büyük idareci Osmanlı Devleti gibi üç kıtaya hükmedecek muhteşem bir imparatorluğun temelini atan Osman Gazi, beka âlemine gitme vaktinin geldiğini anlayınca, Gazi oğlu Orhan'ı çağırmış ve ona şöyle vasiyet etmişti: "Oğlum, İstanbul'u aç, gülzar eyle. Öldükten sonra beni
Reklam
176- Soru: Peygamberimiz (s.a.v.) iftar sofrasından başka bir yerde sofra duâsı yapmış mıdır? Cevap: Evet yapmıştır. Hadis kitapları tedkik edildiği zaman buna dâir bahisler ve duâ örnekleri bulacaksınız. Bu husustaki merakınızı gidermek için birkaç örnek vermeyi faydalı bulmaktayız. a) Peygamber (s.a.v.) sofrasını kaldıracağı zaman şöyle duâ ederdi: “Elhamdü lillâhi kesiran tayyiben mübâreken fîhi gayra mekfiyyin velâ müveddein velâ müstağnen anhü Rabbenâ" (Buhârî c. 6, s. 214). b) Bir hadis-i şerîfte şöyle ifade edilmektedir: Kim yemek yer de "Elhamdü lillâhillezî at'amenî hâzâ ve razekanîhi min ğayri havlin minnî velâ kuvvetin" derse geçmiş günâhları bağışlanır. (Tuhfet'ül-ahvezî c. 9, s. 425). c) Peygamber (s.a.v.) birşey yediği veya içtiği zaman «Elhamdü lillâhillezî at'amenâ ve sekaanâ ve cealenâ minel-müslimîn" derdi. (Tuhfet'ül-ahvezî c. 9, s. 425).
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
Efendimiz Hz.Muhammed Aleyhisselam
* Efendimiz, hilm sahibiydi. Tahrik edici sebeplere rağmen son derece vakar ve sebatkâr davranırdı. * Acı ve eziyetlere dayanır, sabırla hareket ederdi. * Hiç kimseden kendi nefsi adına intikam almamış, fakat konu Din olduğu zaman gerektiğinde şiddet ve celadet göstermişti. * Nefsi için asla öfkelenmez, çok çabuk hoşnut olurdu. * Gelmiş ve gelecek
Ana-Babanın Evladı Üzerindeki 80 Hakkı
İmam-ı Nesefi hazretleri bildiriyor ki: Ana-babanın evladı üzerinde seksen kadar hakkı vardır. Kırkı sağlığında, kırkı vefatından sonradır. Sağlığında olan kırk haktan onu bedenle, onu dil ile, onu kalble, onu da para iledir. Bedenle olan hakları: 01- Hizmet ederek rızalarını almak. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: “Ana-babasına hizmet edenin
467 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.